Bireysel Emeklilik Soygunu Ne Götürüyor?

AKP tüm hakları bir bir tırpanlıyor. Şimdilerde de emeklilik hakkımıza göz dikmiş durumdalar. Önümüzdeki günlerde bu amaçla bireysel emekliliğe katılımı zorunlu hale getiren bir yasa meclis gündemine gelecek.

Yasa, 2001’de Türkiye’de uygulanmaya başlanan Bireysel Emeklilik Sistemi’ne katılımı 45 yaşın altındaki çalışanlar için zorunlu hale getirecek. 6 ay boyunca isteyip istemediğine bakılmadan 45 yaş altı emekçilerin maaşından 100 tl kesilerek bireysel emeklilik şirketlerin kasasına aktarılacak. İstemeden zorla dahil edildiğimiz bir sistemde zorla tutulan 600 tl’miz üzerinden fon ücreti ödeyecek; sermayeye zorla kaynak yaratmış olacağız.

Zorunlu olarak dahil edilmek istendiğimiz sistemden 6 ay sonra çıkışın serbest olacağı söylense de hangi kesintiler sonrasında bizden alınan paraları nasıl kuşa dönmüş şekilde geri alacağımız meçhul. Kaldı ki bu ülkede emekçiler, normal yaşam standartlarını tutturabilmek için bütçelerini borçla (kredi kartlarıyla, kredilerle) döndürürken 6 ay boyunca bireysel emeklilik şirketleri daha çok para toplayabilsin diye daha çok borçlanacağız, daha çok borç faizi ödeyeceğiz.

Asgari ücreti 1300 tl yaptık diye alicengiz oyunları çevirenler, asgari ücretlinin zaten açlık sınırının bile altındaki maaşının 100 tl’sini 6 ay boyunca gasp edecekler.

Mesele sadece cebimizden çekilip zorla alınan 600 tl de değil, bu uygulama sosyal güvenlik sisteminin ortadan kaldırılmasının ilk adımı.  Devlet güvencesi altında hem işçi hem patrondan yapılan kesintilerle oluşturulan sosyal güvenlik sistemi anayasal bir hak; şimdi ona da göz dikmiş durumdalar.

6 ay boyunca pilot uygulamasını yapacakları bireysel emeklilik modeliyle sadece çalışanların sırtına yüklenmiş bir emeklilik sistemi yaratmayı hedefliyorlar. Böylece yıllarca alınteri döken bizler, emekli olma hakkımızı ve bu süreçte alacağımız maaşı da çalışırken zaten yetmeyen maaşlarımızdan ödemek zorunda bırakılacağız.

Emeklilik primi olarak ödeyeceğimiz paraları yıllarca kasasında biriktiren, işletecek olan özel sektör ise bu işi yeni bir rant kaynağına çevirmiş olacak. Yani işçinin emekli olunca eline geçecek maaş için yıllarca tek başına ödeyeceği paralar, patronların kasasını dolduracak yeni bir kaynağa dönüştürülmeye, sosyal güvenlik sistemi de özelleştirilmeye çalışılıyor.

Biz emekçiler kazılmış haklarımızı elimizden almaya çalışan yoğun saldırılar altındayız; kıdem tazminatımız gasp edilmek isteniyor, artan vergi dilimleriyle maaşımız kuşa çevriliyor, kiralık işçilik gibi insanlık dışı-kölece çalışmaya zorlanıyor, (tüm çalışanların) %40’ımız asgari ücretle yaşamaya mahkum ediliyoruz.

Bütün bu saldırıları durdurmanın tek yolu birlikte mücadeleden geçiyor. Fransız emekçi kardeşlerimiz, çalışma saatlerini artırılmasına karşı yeri göğü inleten bir mücadeleyle aslında ne kadar güçlü olduğumuzu ortaya koyuyorlar.

Biz de haklarımızı gasp etmek isteyen patronlara, iktidara karşı Fransız emekçi kardeşlerimizin diliyle konuşalım; bu saldırıları durdurmak için birlikte mücadeleyi yükseltelim! Birlik olduğumuzda önümüzde hiçbir güç duramaz!

bolsevik.org

KATEGORİLER
ETİKETLER