Asgari Ücrete Karşı Azami Mücadele Şart!

Asgari Ücrete Karşı Azami Mücadele Şart!

 

Asgari ücret dün akşam yapılan baskın bir toplantıyla 22.104 TL olarak açıklandı. İktidar asgari ücrete % 30 oranında zam yaparak, 2025 yılında emekçileri derin bir sefaletin içerisine terk edeceğini ilan etmiş oldu. 

Erdoğan asgari ücretle ilgili açıklamasında ‘Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeme sözümüze bir kez daha sadık kaldık.’ derken gerçekler tam tersini ifade ediyor.

Yapılan bu artış ne mevcut enflasyonla yaşanan kayıpları telafi edecek düzeyde ne de 2025 yılında hedeflenen enflasyondan emekçileri koruyabilecek takade sahip olacak. Kasım ayında açlık sınırı 20.562 TL olarak belirlenirken, yeni asgari ücretin açlık sınırı altında kalması mevcut koşullarda en iyimser ihtimalle Şubat ayında gerçek olacak. 

Dahası oynanmış TÜİK verilerine göre temel tüketim kalemlerinde aşağıdaki tabloda belirlenen enflasyon oranlarına göz atıldığında durumun vahameti daha açık bir şekilde kavranacaktır.

Kısacası iktidar on milyonlarca yoksul emekçiye ve ailelerine ne yerlerse yesinler nerede barınırlarsa barınsınlar demiştir. Bu asgari ücretle birlikte asgari ücretli emekçilerin temel ihtiyaçlarını karşılaması mümkün olmayacaktır.

Asgari Ücrete Sevinenler

Patronlar cephesinde duygular karışık. Bir yanda asgari ücrete yapılan sefalet zammı mutlu ederken, diğer taraftan asgari ücret desteğindeki artışına bekledikleri düzeyde yapılmamış olması konusunda şikayetler mevcut. Diğer bir şikayet konusuysa döviz kurlarının baskılanması… Özellikle tekstil gibi ihracata yönelik sektörler ucuz emeğe olan ihtiyaçları nedeniyle döviz kurlarının ipinin serbest bırakılmasını istiyor. 

İktidarın bu asgari ücretle birlikte uluslararası sermayeye de bir zeytin dalı uzattığını belirtmek gerekir. Daha aylar öncesinde Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın ABD’li yatırımcılarla yaptığı toplantıda asgari ücrete 2025 yılı enflasyon hedefiyle uyumlu olarak % 25’in üzerinde zam yapılmayacağı garantisi verdiği dile getirilmişti. Deutsche Bank ve Morgan Stanley gibi uluslararası finans kuruluşlarının raporlarında da asgari ücret artışı için % 30-35 aralığı telaffuz ediliyordu. Bunlar iktidarın uluslararası sermayeye işçinin emekçinin alınterini altın tepside sunduğunu göstermektedir.   

Muhtemelen bir sonraki hediye yarın Merkez Bankası’nın yapacağı bir faiz indirimi olacaktır. İktidar medyasından TÜSİAD ekonomistlerine kadar birçokları şimdi bu konuya odaklanmış durumda. 

Suskunluğu Yıkmak Şart!

Emekçiler cephesinde öfke büyük. Yeni asgari ücretle bir yıl geçirilemeyeceğinin hemen herkes farkında. Öfkeyi harekete geçirebilecek araçları geliştirmek öncelik taşıyor. Bunu ne anamuhalefetin ne de işçi sınıfının dümeninde yer alan sendikaların yapabilme potansiyeli mevcut.

Türk-İş geçtiğimiz hafta baskıları ardından asgari ücret teklifini 29.583 TL olarak açıklamıştı. Bugünse Ergün Atalay sadece şikayet ediyor! Atalay ‘Bu rakamı kabul etmek mümkün değil. 1 yılık belirlendi. 6 aylık belirlenmiş olsa bile kabul edilemez.’ diyerek tepki gösteriyor. Peki bu şekilde sızlanmanın ötesine geçip ne yapılacak? Sadece bundan sonra komisyon toplantılarına katılmayacağız demekle iş bitmiyor. DİSK cephesinde de aynı suskunluk mevcut. Konuşmak, şikayet etmek sorun çözmüyor. Kadrolarla yapılan basın açıklamaları eylemler bu noktada ihtiyaca cevap vermiyor. İktidar ve patron cephesinin masaya sefalet ücreti getirmeye cesaret edemeyeceği bir mücadele örgütlemeden bu durum değişmeyecek.

 

 

 

KATEGORİLER

Yorumlar

(0)