Arjantin Çalkantılı Bir Döneme Giriyor – V. U. Arslan
Arjantin kendisini liberteryen olarak tanıtan, ultra serbest piyasacı, aşırı sağcı bir şarlatanı devlet başkanı seçti. Javier Milei, rakibi Sergio Massa karşısında %55,7’ye %44,3 üstünlük kurarak çok net bir zafer kazandı. ‘Resmi enflasyonu %144’e çıkan bir ülkenin ekonomi bakanını (Massa) kim olsa yenerdi’ diye düşünebiliriz. Ama dikkat çekici tuhaf çıkışları olan bu TV şovmeninin kendisini düzen eleştirmeni olarak sunmakta başarı gösterdiğini söylemek gerekir. Ama asıl önemlisi Arjantin’de işçi sınıfına ve sola karşı uzun yıllardır merkez sağ şemsiyesi altında toplanan sağcı/aşırı sağcı reaksiyonun iktidarı ele geçirmesidir. Diğer taraftan parlamentoda çoğunluğa sahip olmayan Milei’nin ülkeyi yönetmekte bir hayli zorlanacağı ortada. Emekçi sınıfların direnci ve ekonomik kriz koşullarında Milei, hızla kazandığı desteği hızla yitirebilir.
Arjantin’i ekonomik bataklığa sürükleyen Peronist merkez sol ve anti-Peronist merkez sağ karşısında Milei’nin aradan sıyrılması beklenir bir şeydi, ama Milei’nin seçim zaferi beklentilerin üzerinde bir skorla gerçekleşti. Seçimde elde ettiği 12 puanlık fark Milei’nin emekçi düşmanı saldırılarında kendisine artı bir güç kazandıracaktır. 2015-2019 yılları arasında devlet başkanlığı yapan ve bu süreçte emekçi sokak hareketine yenildiği için büyük kuyruk acısı olan merkez sağın lideri Mauricio Macri, Milei’nin elde ettiği oy oranını ve genç desteğini vurgularken yaptığı “Arjantin, Peronistler tonlarca taş atmaya başlarsa evde durmayacak olan gençler tarafından yönetiliyor olacak” çıkışı bu anlamda manidardır. Milei’nin başkan yardımcısı Victoria Villarruel, 1976-83 yılları arasında 30 bin solcuyu katleden askeri cunta liderlerini savunmalarıyla tanınıyor. Gelgelelim bu son seçimleri faşizmle demokrasi arasındaki bir tercih olarak lanse edenlerin niyeti Massa için destek toplamaktı. Nitekim bugün Arjantin’e faşizm gelmiş değil ya da Milei’ye oy veren emekçiler ve gençlerin çok büyük çoğunluğu faşizmi destekliyor değil, ama yoksullaşan küçük burjuvazinin aşırı sağcı enerjisinin ciddi bir faşist tehlike oluşturduğu da ortada.
Egemenler Sonuçtan Memnun Değil
Arjantin egemen sınıfı ve ABD bu sonuçtan pek de memnun sayılmaz. Zira Massa ABD ile arası çok iyi olan bir IMF programı yürütücüsüydü. Sınıf mücadelesi Peronist hükümet elinde şimdiye kadar kontrol edilebilir durumdaydı. Diğer taraftan Milei her ne kadar katıksız bir kapitalist ve emperyalizm yanlısı bir politikacı olsa da Milei yönetiminin sınıf çatışmasını en üst düzeyde keskinleştirmesi ihtimali egemenler için tedirgin edici. Tedirgin olmakta haklılar. Arjantin büyük bir belirsizlik dönemine girmiş durumda. Devrimciler bütün güçleriyle büyük bir toplumsal patlama koşullarına hazırlanmalılar.
Arjantin’de yoksulluk sınırının altında yaşayanların oranı %40’ı geçmiş durumda. Bu oran çocuklarda %58. Yoksulluk ve açlık oranı adım adım artan, yıllardır %100’leri geçen enflasyonla boğuşan Arjantin, merkez sağ ve merkez sol alternatifleri tükettikten sonra şimdi kendisini düzen karşıtı olarak pazarlayan aşırı sağ alternatifi deneyecek. Bu noktada iki çok gerçekçi ihtimal bizleri bekliyor. Birincisi sınıf çatışmasının çok keskin biçimlere bürünmesi, ikincisi şimdiye kadar sürdürülebilir düzeyde olan ekonomik krizin rayından çıkarak ekonomik bir felakete dönüşmesi. Emperyalist kapitalist çevreler için bu iki ihtimalin aynı anda gerçekleşmesi tam bir kabus olacaktır. Üstelik Arjantin’de FIT-U liderliğinde kitlesel ve toplumda bilinen devrimci Marksist alternatifler mevcut. Dahası Peronizmin yörüngesinde oldukları için merkez sol iktidarda olduğu sürece çok da enerjik olmayan sol popülist-reformist çevreler de Milei ile hesaplaşmak için fırsat kolluyor olacak.
Milei’ye Verilen Genç Destek
Türkiye’de de gördüğümüz bu trend Arjantin’de görülüyor: Apolitik ve örgütsüz genç “seçmenler”, sağ popülizmin sunduğu basit ve aldatıcı karşıtlıkları kolayca benimsiyebiliyor. Ama desteklerinin hızlıca sönümlenmesi de bir o kadar kolay oluyor. Her şey rüzgarların terse dönmesine bağlı. Kısaca Milei bu genç destek tabanını hızla kaybedebilir. Bunun dışında genç kadınlardan başlayarak bu taban Milei’ye karşı eylemlere başlayabilir. Arjantin dünyanın en güçlü kadın hareketilerinden birine sahip. Peronist kadın örgütleri eski iktidarı desteklemek adına kadın hareketini frenlemişlerdi, ama kadın düşmanı Milei döneminde işler başka türlü işleyecektir. Bütün bu olasılıklar ve güç dengeleri kapitalistleri tedirgin ediyor. Gerçek hayatta hiçbir şey mekanik olarak ilerlemez, sonucu mücadelenin gerçek dinamikleri belirleyecektir.
Milei zaferini kutlarken bir yandan “özgürlük-özgürlük” diye bağırıyor diğer yandan saçma sapan ve sevimsiz bir şekilde dans ediyordu. Milei için özgürlük serbest piyasaya mutlak özgürlük demek. Kendisini liberteryen olarak tanımlayan Milei eğitim ve sağlık bakanlıklarını kapatacağından bahsediyordu, ona kalırsa devlet bu işlere karışmamalı, nasıl olsa piyasa her şeyi halledecektir! Özelleştirme saldırısının sınıf mücadelesinin en önemli konularından birisi olacağı ortada. İşlerini kaybetmek istemeyecek işçiler keskin bir mücadele ortaya koyacaktır.
Merkez bankasını kapatıp, Peso’yu kaldırmak ve ABD dolarını resmi para haline getirmek Milei’nin vaatlerinden birisiydi. Diğer taraftan elde avuçta dolar bulunmuyor. Kürtajı yasaklamak istiyor ama bunun için yıllarca savaşmış kadınlar mücadele için hazır durumdalar. Devletin sosyal harcamalarını tamamen kesmek istiyor ama açlıkla burun buruna gelecek milyonları nasıl zapturapt altına alacak! Küçük burjuvaziyi memnun etmek için devletin vergi almasının hırsızlık olduğunu söylüyor, ama devletin kasası zaten boş durumda. Sola savaş açıyor, en yoksul kesimi “parazitler” diye suçluyor, sosyal devletin kökünü kurutmaya yemin ediyor ama devrimci ve reformist örgütlerin sokak inisiyatiflerine davetiye çıkarıyor. Kusursuz bir fırtına ufukta görünüyor…