AKP İsrail Kanlı İttifakı

8 Mayıs, 2013

Serkan Üstün

İsrail Suriye’nin başkenti Şam’ın yakınlarındaki bir merkezi, 5 Mayıs günü bombaladı. İsrail, Camriye’de bir araştırma merkezini vurdu.

İsrail daha önce Hizbullah’a silah sevk edilirse harekete geçeceğini açıklamıştı. Adı açıklanmayan Amerikalı ve İsrailli yetkililer, İsrail uçaklarının Cuma günü Suriye’de bir silah konvoyunu vurduğunu iddia etti. Ayrıca vurulan tesiste daha önce kimyasal silah üretildiği yalanı da daha önceden ortaya atılmıştı.

Kuşkusuz bu saldırıların AKP’nin İsrail ile “arayı düzeltme”ye başlamasının ardından gelmesi tesadüf değil. Ortadoğu’da kartlar hemen hemen karılmış ve taraflar yerini almış durumda. Türkiye’deki müzakere sürecini de bir yönüyle buradan okumak gerekir.

Emperyalistlerin Ortadoğu üzerinden yürüteceği kanlı savaşın tarafları yavaş yavaş oluştu. Bir tarafta Türkiye, Suudi Arabistan gibi ülkelerin başını çektiği ABD yanlısı blok diğer taraftansa Şii hilali olarak adlandırılan taraf…

Durum bu yöndeyken Sunday Times’ın iddiaları hayli çarpıcı. Gazete, İran’ın nükleer saldırı tehdidi ihtimaline karşı, Türkiye’nin Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail’le birlikte füze savunma sistemi kurma konusunda anlaştığını iddia etti. Ayrıca Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin diplomatik olarak İsrail’i tanımadığına dikkat çekti ve “Bu iki Arap ülkesi ve Mavi Marmara yüzünden İsrail ile ilişkileri bozulan Türkiye’nin bu pakta yer alması dikkate değer” yorumunu yaptı.(1)

Tüm bu iddiaların ışığında, İsrail’in Mavi Marmara saldırısıyla ilgili Türkiye’den özür dilemesinin ardından, Kudüs’te yürütülen görüşmelerde ve tazminat tartışmalarında uzlaşma sağlandığı haberleri de oldukça manidar.

İsrail’in Türkiye’den özür dilemesi iç politikada, gerek ‘çözüm’ süreci ile ilgili adımlarında gerekse Suriye politikasında AKP’nin elini oldukça rahatlatmıştı. Obama’nın Ortadoğu ziyaretinin ardından İsrail Türkiye’den özür diledikten sonra bolsevik.org’da çıkan bir yazıda şöyle bir yorum yapılmıştı:

“Özellikle ABD’nin son süreçte Suriye’de Esad’ın gidişini hızlandırmak konusunda bir irade gösterdiğini görebiliyoruz. Artık Suriye’ye karşı Türkiye-İsrail ekseninde saflar daha sıkı duracak. Obama’nın ziyaretinin tüm bölgede siyasal bir dönüşüm yarattığını belirtecek olursak durum daha da netlik kazanıyor.”

Aslında sürecin başından, özellikle de füze kalkanının kurulmasından beri denklemlerin bu yönde işletileceği belliydi. İsrail’in Ocak ayında düzenlediği ilk saldırıdan sonra mesele daha da netleşti ve Türkiye İsrail ittifakı burada tüm çıplaklığı ile gözler önüne serildi. AKP’nin İsrail karşıtlığının ne kadar kolpa olduğu net bir biçimde ortada dursa da ‘tazminat’, ‘özür’ gibi meseleler AKP’nin hem Türkiye’de hem de Ortadoğu’daki bu yönlü prestiji açısından önemli bir noktada duruyor.

Ortadoğu savaş denklemlerinin oturmasından sonra ABD emperyalizminin taşeronluğunu yapan ülkelerin de bir sonraki hedefinin İran olduğu açık. Bu noktada Şii hilalini parçalamaya çalışan hedeflerin de sürdürülebilirliği mümkün. Ortadoğu’daki taraflaşmanın açık aktörlerinin her biri kendi açısından meseleden güçlü ve pay sahibi olarak çıkmak istiyor. Dolayısıyla Suriye’de yürütülen kanlı iç savaşın uzun zamandır süren ve görünen o ki uzun bir zaman daha sürecek olan trajedisi bir yanda, diğer taraftan sürece müdahil devletlerin birbirlerine daha fazla diş bileyecekleri ve meselede daha da aktifleşme ihtimallerinin güçlü bir eğilim olarak ortada olduğu söylenebilir.

(1): Rusya’nın Sesi Radyosu

KATEGORİLER
ETİKETLER