AKP Irkçılığı Neyi Örtüyor? – Derya Koca

AKP Irkçılığı Neyi Örtüyor? – Derya Koca

İstanbul seçimleri AKP açısından tam bir kumar. İktidar, bir yandan elindeki büyük olanakların varlığına güvenerek açığı kapatabileceğine dair bir inanç içinde; diğer yandan da bu zamana kadar işlettiği mekanizmaların pek hayrını görmediği ciddi bir kriz içinde.

AKP’nin, hayrını görmeyi dilediği şey etnik ve mezhepsel gerilimler. Bu, en başından beri AKP’nin hem iktidara tırmanma hem de orada kalma yöntemi.  Kutuplaştır, kine ve öfkeye dayanarak en büyük kesime hitap et. Birkaç seçim meydanında da kardeşlik, birlik beraberlik lafı edilince işler yolunda gidiyordu. Şimdi ise bir şeylerin ters gitmesinin telaşı var.

AKP’liler gittikleri her yerde işsizlikten bunalan, yoksulluktan bıkmış kitlelerle karşılaşıyor. Artık eskisi gibi mağdur edebiyatının ya da sözde ezilenlerin bağrından kopup geldikleri demagojisine dayanamıyorlar. Yoksullardan, işsizlerden, garibandan açıkça nefret ediyorlar. İş isteyeni yanlarından kovuyor, işsizlikten kendilerini yakanları neredeyse hain ilan ediyorlar. Müstakbel tabanları olan sağcı, muhafazakar emekçiler ise artık ağırlaşan yaşam koşullarından çıkış aradığı için AKP’de işler ters gidiyor. Sınıfsal çelişkiler halkın düşüncesine, davranışına etki ettiği sürece AKP’nin başta olmak üzere tüm düzenin alarmları çalacak demektir. Çünkü sınıf gündeminin belirleyici olduğu bir siyasi atmosfer düzenin hiç işine gelmiyor.

AKP bu nedenle çok tehlikeli ve mide bulandırıcı bir biçimde ırkçı gerilimleri devreye sokmanın derdinde. Karadeniz’in muhafazakar milliyetçi dokusunu etkilemek için, sağcı oyları devşirmek için yapmayacağı şey yok. Karadenizli İmamoğlu’nu Pontus diyerek hedef gösteren ve Topal Osman’ı yad eden bir ırkçı söylem devreye sokuldu. O Topal Osman ki Karadeniz’in yoksul Rum halkını, Ermenileri, Kürtleri diri diri gömmek, gemi kazanlarında yakmak, derilerini yüzdürmek gibi korkunç cinayetler işlemiş. Öldürdüğü binlerce insanın malı mülkü ile zengin olmuş, zengin etmiş. Mustafa Suphi’lerin katlini organize etmiş. Müslüman halka da çektirmediği kalmamış. Halk düşmanı Topal Osman’ın mirasını ağzına alanların hayrını görmeyi bekledikleri şey bu!

Karadeniz’in yoksul halkının, işsiz gençliğinin, Rabi Naz’ın cinayetinin öfkesine verecek cevapları olmayanlar, Karadeniz halkının etnik kimliğini küfür gibi dile doluyor. Bu adilikleri ülkenin gündemine sokmaya zerre utanmıyorlar.

Diğer yandan AKP, İstanbul’da çok belirleyici olan Kürt halkının oylarını almak zorunda olduğu için bir iki “Kürdistan” kelimesiyle göz kırpıyor. Karadeniz’in milliyetçiliğine de Kürt halkına da aynı anda gerilimlere dayanarak hitap etmeye kalkınca ortaya böyle bir garabet çıkıyor. Çünkü bu etnik dinamiklere oynamak bu zamana kadar AKP’ye kazandırdı. AKP’ye kazandırdı da ne oldu? Ülke bu gerilimlerle yönetilirken özelleştirilmeyen yer, elimizden alınmayan hak, ezilmeyen kazanım kalmadı. Sendikal örgütlülük, iş güvencesi bitirildi. Ülke tarihinin rekor işsizliği önümüzde, enflasyon asgari ücreti açlık sınırının altına çekmiş; ağalar beyler emekçilerin geleceği adına tek söz edemiyor. Kimse ekmeğin nasıl büyüyeceğini konuşmuyor. Oysa milyonların gerçek sorunları bunlar. Bu yüzden etnik gerilimlerden medet umuyorlar. Kin ve düşmanlığı körükleyip açlığı unutturmaya çalışıyorlar.

Emekçiler bir kez kader ortaklığında kardeşleştiğinde hiçbir gücün onları yenemeyeceğini en iyi patronlar ve onların bu zamana kadar ölümüne destekledikleri iktidarları ve partileri biliyor. Emekçiler, rejimden bunalan milyonlar gerçek bir değişim istiyorsa AKP’nin gitmesinden öte bir ufka ihtiyaç var. Unutmayalım. Bu ülkede ilk kez birileri yoksulların sırtından geçinmiyor. AKP zaten bozuk olan bu düzenin çarklarından tepeye tırmandı. Emekçilerin, milyonların gerçek mücadelesi bir tek sosyalistlerin derdi. Gelecek isteyen sosyalistlere katılmalı. Başka yol yok.

 

 

KATEGORİLER