AKİT, ODTÜ'nün Darbe ve OHAL Karşıtı Bildirisini Hedef Gösterdi

ODTÜ öğrencileri, toplulukları, akademisyenleri ve emekçileri ODTÜ’nün geleneği olan forumu dün, darbe sonrası OHAL’i konuşmak üzere bir kez daha toplamıştı. ODTÜ Marksist Fikir Topluluğu’nun da çağrıcılarından olduğu forumda ODTÜ bileşenleri hem darbeye hem diktatörlüğe yönelik net tavır almayı ve AKP’nin cadı avına dönüşen OHAL uygulamalarına karşı neler yapılabileceğini konuştu, tartıştı.

Forum sonrası öğrenciler, ortak irade ile bir bildiri  yayınlandı. O bildiri bugün AKİT gazetesinin ODTÜ’ye yönelik olağan ve artık sıradanlaşmış saldırılarının hedefi oldu.

AKİT, ODTÜ’nün cahil öğrencilerinden alçak ‘darbe’ bildirisi! başlığıyla geçtiği “haberde” “ODTÜ’lü öğrenciler, darbe girişimine ilişkin yayınladıkları bildiride ‘askerlerin kafası kesildi’ yalanını bir kez daha dile getirdi.” diyerek  AKP’nin sokağa saldığı paramiliter güçlerin teşhir edilmesinde duyduğu rahatsızlığı ifade etti.

akit

ODTÜ Öğrencilerinin Darbe ve OHAL karşıtı bildiri ve tüm üniversitelere yönelik çağrısı şöyle:

NE DARBE NE DİKTATÖRLÜK!

ODTÜ Öğrencilerinin diğer üniversitelere çağrısıdır.

15 Temmuz’da yaşanan darbe girişimi ve ardından darbenin bastırılmasıyla Saray rejiminin hızla inşa ettiği diktatörlük toplumda en gerici saflaşmayı yaratmaya başladı. Tayyip Erdoğan, darbecilerin karşısında adeta bir demokrasi kahramanı olarak lanse ediliyor.

İtirazımız var: Darbeye de diktatörlüğe de!
Açıktır ki ne yapılmak istenen darbe demokrasi içindi, ne de darbeyi ezip OHAL ilan edenler demokrasi için hareket etmekte.

Açıktır ki camilerden salalar eşliğinde bildiriler okuyanlar bunu demokrasi için yapmıyor.
Açıktır ki son kurtuluş yolu olarak ücretsiz ulaşım ve bedava kumanya ile kitlesini sokağa çıkarmaya çalışanlar, devletin tüm imkânlarını bunun için seferber etmelerine rağmen 2013 Haziran’ında sokağa çıkan insan sayısının onda birini bile çıkaramayanlar, demokrasi için yapmıyorlar bunu.

Açıktır ki tekbirlerle sokağa çıkıp yirmili yaşlardaki erlerin kafasını kesecek boyuttaki vahşeti sergileyenler bunu demokrasi için yapmıyor.

Açıktır ki meydanlarda tekbir seslerinin arkasında erilliğin en iğrenç boyutlarını, tacizin her türlüsünü sergileyenler bunu demokrasi için yapmıyor.

Açıktır ki üniversitelerde “cemaatçi avı” diye yola çıkıp, Barış İçin Akademisyenler imzacıları ve diğer muhalifleri tasfiye etmeye çalışanlar demokrasi için yapmıyor bunu.
Ve bunca açık gerçekliği biliyoruz ki milyonlar da görüyor ve rahatsız oluyor.

Rahatsızız, darbe girişiminin de darbeyi bastırıp kendi diktatörlüğünü inşa edenlerin de yarattığı rahatsızlıkları fısıltılarla konuşuyoruz.
Ama gün fısıltılarımız birleştirme günü, fısıltılarımızı çığlıklara, haykırışlara çevirme günü. Rahatsızlıklarımızı, korkularımızı, kaygılarımızı bir araya gelerek aşmanın günü.
Gün üniversiteli olmanın üzerimize yüklediği aydın sorumluluğunu layıkıyla yerine getirmenin günü. Gençliğin direngenliğini ve iki seçenek arasına sıkıştırılamayacağını bir kere daha göstermenin günü.

Gün umutsuzluğu yasaklamanın günü.
Gün o “hürlüğün havasını bir ağızdan tutturmanın günü”.

Gün darbeciler ve Tayyip Erdoğan arasında şekillenen bu saflaşmanın dışında üçüncü bir sesi, “Ne darbe, ne diktatörlük!” söylemini yükseltmenin günüdür.

Gün, gençliğin cüretkârlığıyla üniversitelerimizden bu söylemi yükseltme ve yayma günüdür. Birbirleriyle adeta yandaşlık yarışına girmiş rektörlerin açıklamalarına inat, üçüncü bir sesi, alternatifi tüm üniversitelerden yükseltmenin günüdür.

Bütün üniversiteleri çağrımıza destek olmaya ve ortak bir alternatif kurabilmek için kendi sözlerini söylemeye davet ediyoruz!

ODTÜ ÖĞRENCİLERİ

13710527_1764314017141555_4047371449667737117_o

KATEGORİLER
ETİKETLER