Ahmet Kaya'yı Kim Öldürdü?
Türkiye’de Salı günleri gündemi belirlemeye devam ediyor. Meclis kürsülerinden söylenen yalanlar, yapılan demogojiler neredeyse bir haftanın konuşulacak konu stoğunu oluşturuyor. Baştan aşağı yalan ve ikiyüzlülük kokan konuşmalar gerçek problemleri perdelemeye devam ediyor.
Tayyip Erdoğan’ın bu konuda oldukça yetenekli olduğunun altını çizmekte fayda var. Adolf Hitler’in “Eğer bir yalanı yeterince uzun, yeterince gürültülü ve eterince sık söylerseniz, insanlar inanır. İnsanları, bir yalana inandırmanın sırrı, yalanı sürekli tekrar etmektir. Sadece tekrar, tekrar ve tekrar söyleyin.” sözünü örnek almış olmalı ki, her Salı Gezi Direnişi ile ilgili bilindik yalanlarını ve iftiralarını tekrar ediyor.
Bu hafta yapılan meclis grup toplantısında söylediği ise birçoğuna yok artık dedirtecektir. Erdoğan’ın iddiasına göre Ahmet Kaya’ya Geziciler, bugün AKP’ye saldıranlar saldırmış. Ancak gecenin fotoğrafı Tayyip Erdoğan gibi düşünmüyor.
Resimde gözümüze çarpanlardan birisi Adnan Şenses. Hani şu Tayyip Erdoğan’ı ölümüne seven, gördüğü yerde Erdoğan’ı öpücüklere boğan kişi. Geçtiğimiz yıl yapılan bir röportajda “… başbakanımı çok seviyorum. O, Türkiye’ye gelmiş önemli liderlerden biri. Yaptıklarını düşündüğüm zaman inkar edilemeyecek bir başarısı var. Yolu açık olsun. Belediye başkanı iken halk konserlerim olurdu. Dinlemeye gelirdi. Sayın Başbakan’ı tanımadan önce çok alkol alıyordum. Ağabey-kardeş ilişkimizden dolayı Sayın Başbakan’dan çok feyiz aldım. Böyle dürüst, mert bir insanın yanında alkol almamam gerek dedim ve alkolü bıraktım. Başbakan benim için çok önemli bir insan, Allah’ın verdiği bir lütuftur.” diyen kişi.
Başbakanın AKP’ye saldıranlar kategorisine soktuğu bir diğer isim Mahsun Kırmızıgül. Mahsun Gezi Eylemleri’nde iktidara destek olan isimlerden birisiydi ve Twitter’da “Havalimanı, 3. köprü, Kanal İstanbul, metro, metrobüs ve tüneller istemeyen gericilerin yanında yer almam mümkün değil.” mesajını paylaşmıştı. Ahmet Kaya Kürtçe şarkı söyleyeceğini ifade ettiği için Mahsun’un da içinde yer aldığı güruhun saldırılarına maruz kalırken, AKP’nin açılım politikalarını başlatmasıyla Mahsun Kırmızıgül’de “Kürt sorunu” temalı, senaryosu bizzat hükümetin bakanlarının elinden geçen filmler çekmeye başlamıştı. İktidara böyle bir saldırının örneği görülmemiştir!
Bitmedi tabiki. Ahmet Kaya’ya saldıranlar arasında yer alan Osman Yağmurdereli 2007 yılında AKP’den milletvekili seçilmişti.
Muazzez Ersoy, Ferdi Tayfur, Reha Muhtar, Ebru Gündeş, Zara, Emel Sayın… O gün sahnede yer alanların internette yapacağınız kısa bir aramayla AKP ile yakın bağlara sahip olduklarını göreceksinizdir.
Bir sanatçı için içine düşülebilecek en kötü durum iktidarın politikalarının oyuncağı olmaktır. Ahmet Kaya’nın sürgüne ve ölümüne giden yolu açanlar bugün AKP iktidarının koltuk değneğine dönüşmekten gocunmamaktadırlar.
Ancak zamanında Ahmet Kaya’nın yaptığı gibi kurulu düzenin tam karşısında yer alanlar ne durumda? Gezi’ye destek veren tiyatrolar bakanlığın ödeneğinden mahrum bırakılarak cezalandırılmakta, muhalif isimler AKP’nin medyada ve sanatta uyguladığı sansür nedeniyle dışlanmaktadır.
AKP rant uğruna tiyatroları ve sinemaları yıkarken, geçmişte onurlu işlere imza atmış Yılmaz Güney, Ahmet Kaya gibi isimler üzerinden rant devşirmeye çalışmaktadır.
AKP’nin baskılarının gücü muhalif ve devrimci sanatı baskılamaya yetmeyecektir. Geleceğin onurlu sanatçıları, bugün ortada sanatçı kılığında dolaşan güruhun bıraktığı olumsuz mirası kökünden temizleyecektir.