Açlık Kapıda, İşçiler Ayakta!
Türkiye’de işçi hareketi öyle bir güçle geldi ki bir iki yılda gerçekleşen kadar eylem ve direniş bir ayda yaşandı.
Neden şimdi ve neden bu kadar yaygın? Belki de ekonomik kriz, işçilerde yılların öfke birikimini harekete geçirdi. Asgari ücrete gelen zam, tüm emekçi kesimlerinde şüphesiz beklentilerin yükselmesine neden olmuştu. Ama elbette patronların bambaşka dünyaları vardı. Ücretlere çok komik zamlar yapıldı. Üstelik gerçek enflasyonun %100’ü aştığı bir zamandayken. Dahası kazanımla biten direnişler tüm işçilere örnek oldu ve fiili grevler yaygınlaştıkça yaygınlaştı. Hakların eylem ve mücadeleyle alınabileceğinin görülmesi şüphesiz büyük farklar yarattı.
Çok önemli bir hafıza şimdiden oluşmuş durumda. İşçi ve emekçilerin arasında eylem kültürünün oluşması, sınıf bilincinin ülke genelinde yükselmesi açısından büyük önem taşıyor.
Böylelikle “işçi sınıfı bitti”, “sınıf özelliğini kaybetti” iddialarının ne kadar boş olduğunu hayatın kendisi kanıtlamış oldu. Yeni bir genç işçi kuşağı tarih sahnesine çıkmış durumda ve işçi sınıfı güçlerini tazeliyor.
İşçi sınıfının bu eylemleri, sokaktan uzak durmayı salık verenlere en iyi cevap olmuştur. Ama sadece sokak demek de yeterli değil. Emek eksenli mücadelenin toplumu dönüştürme kapasitesidir fark edilmesi gereken. Bir tarafta umudu seçim sandığına hapsedenler, diğer tarafta solu kimlik-kültür politikalarına hapsetmeye çalışanlar. Bu yaklaşımlar toplumsal muhalefete ayak bağı olmaktan öteye gidemezler. Emek ekseninden, grevlerden ve eylemlerden yürüyen bir mücadele ise tüm toplumun önündeki yegâne aydınlık yoldur.
“Sokağa çıkmayın diyorlar ama bu ülkede sokağa çıkmadan hiçbir şey elde edemiyorsun” diyen bir işçi mücadelenin neden kaçınılmaz olduğunu söylüyor aslında. Hayat şartları işçi sınıfını mücadele etmeye zorluyor. “Çalışma koşullarından biriken bir tepki ve öfke vardı zaten. Bunun üzerine düşük ücret ile çalışmak işin tuzu biberi oldu. Bir de temel tüketim maddelerine gelen zamlar olunca insanlar dolup taştı artık”… Evet, çalışma koşulları bir yandan zam yağmuru diğer yandan. İşçilerin sözleri, yalın ve derin.
İşçileri mücadele etmeye zorlayan şartlar önümüzdeki süreçte daha da ağırlaşacak. Hayat pahalığı, düşük ücretler, ağır çalışma koşulları ve işsizlik… Mücadeleleri daha çetin kılacak bir dolu sebep hazırda bekliyor.
Mesele bu mücadeleler içinde sınıfın öncü tabakasının şekillenmesidir. Geleceğe kalacak en değerli miras budur. Sonraki yıllarda sınıf mücadelesinin başlayacağı seviyeyi öncü işçi tabakasının gelişkinliği belirleyecektir.
Kaynak: Emek Çalışmaları Topluluğu (https://twitter.com/emekcalisma)