ABD, Suriye’yi Vuracak Mı?

ABD, Suriye’yi Vuracak Mı?

Geçtiğimiz gün İdlib’de gerçekleştirilen ve sorumluları hala açığa kavuşturulamayan kimyasal saldırı sonrasında Trump liderliğindeki ABD’nin Suriye politikasında ani bir değişiklik gözlemleniyor.

Suriye ve Rusya, Suriye savaş uçaklarının kimyasal silah kullanmadığını ama İslamcıların bombalanan mevzisinin gizli bir kimyasal silah üretim merkezi olması nedeniyle çevreye zehirli gazların yayıldığını söyleyip sorumluluğun isyancılarda olduğunu belirtse de ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson “İdlib’deki kimyasal saldırıyı Esad yönetiminin yaptığı konusunda şüphe yok” diye açıklama yapmıştı. Trump da kırmızı çizgilerinin çoktan aşıldığını ilan ederek Suriye’ye saldırı imasında bulundu.

Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, “Trump, Suriye kararını eyleme geçmeden açıklamayacak” ifadeleri kullanıldı. Bu da yakın vadede Suriye’ye yönelik silahlı bir operasyonun başlaması ihtimali olarak görüldü.

ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’un Trump’a bir dizi askeri müdahale seçenek sunduğu, bu ihtimaller içerisinde en çok ön plana çıkanların Cruise füzesiyle Suriye’de askeri tesislerin vurulması ve sınırda tampon bölge oluşturulması olduğu belirtiyor.  

Trump’un Obama yönetimiyle kendisi arasındaki farkı göstermek için özel bir çaba içerisinde olduğu anlaşılmakta. 2013’te Şam’ın dış mahallesinde yine benzer bir kimyasal saldırı tartışmalı şekilde gündeme gelmişti. Ama o dönem kimyasal saldırıyı kırmızı çizgisi olarak açıklayan Obama yönetimi, askeri saldırı beklentilerini boşa çıkararak durumu Rusya’nın sunduğu diplomatik kanallara havale ederek işin içinden sıyrılmıştı. Şimdi benzer bir durumda Trump askeri müdahale yaparak kendi seçim sloganı olan “Make America Great Again” (Amerika’yı Yeniden Büyük Yapalım) söylemini hayata geçirerek şovunu yapmak istiyor. Bu durumda kendi gözü yemediği için hasretle ABD’nin Suriye’ye müdahalesini bekleyen AKP’nin hızla Putin’in kollarından Trump’ın kollarına atladığına tanıklık ediyoruz. 

Tayyip Erdoğan, Trump önderliğinde başlatılacak askeri müdahaleye derhal katılacağını ilan ederken zaten hali hazırda Suriye’de askeri hedefleri vuran İsrail’in de böyle bir durumda diğer bir saldırgan aktör olacağını hesaba katmak gerekecektir.

Rusya ve İran’ın Suriye’deki askeri varlığı ve şu ana kadar yaptıkları harcamalar ve elde ettiği kazanımlar düşünüldüğünde askeri müdahaleye Rusya ve İran’ın nasıl tepki vereceği ve onlara rağmen ABD’nin ne ölçüde belirleyici bir müdahalede bulunabileceği belirsizliğini koruyor.

Sosyalistler olarak ABD emperyalizmi ve onun taşeronu olmak için can atanları lanetlemek ve savaş kışkırtıcılarının karşısında yer almak gerekiyor. Kimyasal saldırının sorumlularının araştırılması gerektiği gerçekliği de ortada duruyor.

KATEGORİLER