ABD ile Gerilim Konusunda SEP Açıklaması: AKP, Hiçbir Zaman Tutarlı ve Samimi Olmamıştır!
Değerli emekçi halkımız!
AKP İktidarı, İsrail, Suriye, Mısır, İran, Irak, Hollanda, Almanya, Rusya, Barzani derken son olarak da ABD ile “gerilim” içerisinde. Kriz yaşanan ülkelerin çokluğu bir yana bu ülkelerin birbirlerine zıt kutuplardaki güçler olması da hesaba katıldığında AKP dış politikasının ne kadar dengesiz ve temelsiz olduğu anlaşılacaktır. Bu gerginlikler, bügüne kadar büyük şovlarla duyurulup sessizce, özürle ve çark edişle sonuçlandırılmıştır.
Bizler biliyoruz ki nefret edilen ABD emperyalizmine sözde kafa tutar gibi gözüküp puan toplamaya çalışanlar bu sefer de çark edecekler ve özürcü olacaklardır. Bunun en çarpıcı örneğini Rusya ile yaşanan krizde görmedik mi? AKP ve RTE, Putin’den bizzat özür dilemekle kalmadılar, 180 derecelik bir dönüşle Rus dış politikasının güdümüne girdiler. Yine İsrail ile yaşanan Mavi Marmara krizinde kriz İsrail’in tam istediği gibi çözülmüş, suçlu Mavi Marmara mağdurları olmuştur. O kadar ölümün ve acının ardından “giderken bana mı sordunuz” denmiştir.
Şimdilerde AKP yandaşları kağıttan kaplan misali ABD’ye sözde kafa tutarken yarın “u dönüşü” yapacakları garantidir. AKP’nin yandaş medya organlarından Takvim Gazetesi, daha 20 Eylül gibi yakın bir tarihte RTE ile Trump’ın samimi fotoğrafları eşliğinde “Hiç Olmadığımız Kadar Yakınız” manşeti atıyordu. Yine AKP’ye yakın patron örgütü MÜSİAD, “aman ticari ilişkiler zarar görmesin” çıkışı yapıyor. Bu gibilere güvenilebilir mi?
AKP ve RTE dış politikayı hiçbir zaman dış politika olarak görmemiştir. Onların esas derdi yaratılan bu krizlerden doğru “güçlü Türkiye”, “herkes bizi kıskanıyor” martavalına hikaye üretmek ve bu sayede ülke içerisinde algı operasyonu yaratıp oy devşirmektir. Bilakis AKP’nin dış politikası sürekli başarısız olmuştur. İç kamuoyunu etkilemek için yalancı kabadayı misali sağa sola efelenenler bir süre sonra sessiz sedasız özürlerini ve saygılarını iletmek durumunda kalmıştır. AKP dış politikası, yıllardır fiyasko üstüne fiyasko yaşamaktadır. AKP ve RTE’nin yarattıkları uluslararası gerginliklerden bir kazancı da milliyetçiliği yükseltip iç kamuoyunda muhalefetin önünü kesmek, kendilerini eleştirenlere karşı vatan haini suçlamalarına başvurarak otoriterleştirmeyi koyulaştırmaktır. ABD ile yaşanan son kriz de bu şekilde yorumlanmalı ve hiçbir şekilde ilerici bir mahiyette görülmemelidir.
Çünkü, AKP iktidarı;
1) Tutarsızdır, yarın çark edecekler ve özürcü olacaklardır.
2) Samimi değildir, kendisi de Osmanlı hayalleri gören AKP’nin emperyalizme karşıt olması düşünülemez.
3) İçerideki baskıyı arttıracak şekilde muhalefete düşmandır, otoriterdir, anti-demokratiktir.Yani mahiyeti bozuktur.
4) Tamamen içi boştur ve esas derdi emekçi halkın gerçek gündemlerini gözden uzak tutmaktır.
AKP dış politikası, dediğimiz gibi içeride kanaatler üzerinde manüplasyon yapma odaklı bir politikadır. Yıllardır sürdürülen bu çizgi, bugün emperyalist çelişkilerin şiddetlendiği bir ortamda artık tıkanmıştır. Geçmişte can düşman olan “Esed”in yarın “can dost Esad”a dönüşmesini bile görürsek şaşırmayacağız. Bu yüzden de ABD ile yaşanan son krize zerre prim vermeyeceğiz.
Diğer taraftan AKP iktidarı ekonomik alanda da karaya vurmak üzeredir. Günü kurtarmak dışında bir stratejisi olmayan AKP iktidarı emekçi halkın kaçınılmaz bir şekilde ciddi bir krize sürüklemiştir. AKP zenginlere çalışırken emekçiler daha da ciddi bir yoksullaşma süreci ile karşı karşıyalar. Bu yüzden uyduruk milliyetçi hezeyanlara karşı uyanık olmalı, haklarımız için mücadele etmeliyiz.
- Kendisi de bir ABD projesi olarak ülkenin başına getirilen AKP’den ABD karşıtı hiçbir beklentimiz olamaz!
- Emekçi halkımız tek derdi iktidarda kalmak ve ülkeyi kendi çiftliğine çevirmek derdinde olan AKP ve RTE’nin uyduruk şovlarına asla prim vermemelidir.
- Böylesi bir prim, daha çok emek düşmanlığı, daha yoğun haksızlık ve baskı olarak bizlere geri dönecektir!
- Emperyalist kapitalizmden ve onun efendisi ABD’den hesap sorabilecek yegane güç sosyalizm bayrağı altında birleşmiş örgütlü emekçilerin gücüdür. Bunun dışındaki emperyalizm karşıtlığı hikayeden başka bir şey değildir.