Cengiz’i Nasıl Biliriz? – Leyla Rana Soysal
İktidarın lütfuyla palazlanan, beşli çetenin sembol patronu Mehmet Cengiz geçmişte olduğu gibi yine kendisine yönelen eleştirilere hakaretlerle karşılık vermiş ve şunları söylemişti: “Devamlı yatırım yapıyorum. Merak etmeyin. Bütün zekamı insanların lehinde kullanmaya devam ediyorum. Biraz kıçını kaldırsınlar, yaptığım işleri örnek alsınlar. Hayal edemeyecekleri işleri yaptım. Kıskançlıkla bu iş olmaz. Zahmet edip de yaptığım işleri gezsinler, utanırlar.”
Cengiz’in neler yaptığını elbette iyi biliyoruz. Kısaca özetlemek gerekirse…
Aldığı devasa kamu ihaleleri, projelerindeki yolsuzluklar, yaptığı açıklamalar ile bilinen Cengiz Holding patronu Mehmet Cengiz; ilk olarak 1980 yılında kardeşiyle birlikte Cengiz İnşaat ismiyle altyapı çalışmaları yapmaya başlıyor. Ardından AKP’nin iktidara gelmesiyle birlikte devletten aldığı teşvikler ile birlikte servetine servet katmaya devam ediyor. Şimdilerde ise altyapı, madencilik, enerji, turizm ve havacılık gibi sektörlerde karşımıza sıkça hem emekçi düşmanlığıyla hem de ülkenin zenginliklerini fütursuzca yağmalamasıyla çıkıyor.
Cengiz Holding; 2010’lu yıllara gelindiğinde Limak, Kalyon, Kolin ve Makyol şirketleri ile birlikte aldığı ihalelerle devletten en çok ihale alan şirketlerin başında geliyor.
Cengiz’in sicilinde neler mi var? Yüzeysel bir araştırma bile Cengiz’in nasıl bir emekçi halk düşmanı olduğunu ortaya koyuyor.
Vergi Kaçakçılığı
İktidarın yamacından ayrılmayan Mehmet Cengiz’e 2010-2020 yılları arasında tam 30 kez vergi affı uygulanmış. Kolin İnşaat’a 36, Makyol İnşaat’a 24, Kalyon İnşaat’a 19 ve Limak İnşaat’a ise 19 kez. Sadece bu yıllarda değil; son dört yılda da yatırım teşvikleri, gümrük vergisi muafiyetleri, KDV istisnaları, tek gecede silinen vergi borçları gibi çeşitli yolsuzluklarla da karşılaşılıyor ve Cengiz’in üç yıldır da kurumlar vergisi ödemediği ortaya çıkmıştı. Emekçinin alın terinden geçinen Cengiz’in sermayesini nasıl beslediği ortada.
İş Cinayetleri
Patron Cengiz’in yaptığı talan projeleri iş güvenliği ve sağlığından da bihaber. Yapım süreçlerinde maliyeti düşürmek ve işçileri daha fazla sömürmek amacıyla iş güvenliği ve sağlığı gerekliliklerine uymuyor. Samsun Eti Bakır İşletmelerinde 300 tonluk tank kapağının işçilerin üzerine düşmesiyle 5 işçi ölüyor. Göksu Irmağındaki barajda tünel kapağının patlamasıyla 10 işçi ölüyor, bu ölümler inşaatın hızla bitirilmek istenmesi sebebiyle oluyor. Siirt Şirvan Eti Bakır maden ocağında oluşan göçük sebebiyle 3 maden işçisi ölüyor. Daha burada sayamayacağımız sayısız ihlal Cengiz’in kirli sicilini dolduruyor.
Emek Sömürüsü
İşçiyi güvencesiz koşullara mahkûm eden Cengiz, zam taleplerine de kayıtsız kalıyor. 2005 yılında özelleştirilerek Cengiz Holding’e satılan Seydişehir Alüminyum’da iki ay önce işçiler zam taleplerinin karşılanmaması sebebiyle iş bırakmıştı. İşçilerin talebi % 100 zam iken Cengiz %55’lik bir zam yapmıştı. Buna karşılık işçiler “Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz.” sloganlarıyla iş bırakma eylemlerini sürdürdüler.
Doğanın Talanı
Yatırım yapıp bunları insanların lehine kullandığını iddia eden Cengiz doğanın talanının başını çekiyor. Cengiz, Bodrum Cennet Koyunu rant uğruna talan etti. Kuzey Ormanlarında; Üçüncü Köprü, İstanbul Havalimanı ve Kuzey Marmara Otoyolu ile 13 milyondan fazla ağacı katletti. Hasankeyf ise yapılan Ilısu Barajı ile sular altında kaldı. Yalnız bunlar değil. Yusufeli Barajı, İkizdere taş ocağı, Haçapit taş ocağı… Cengiz’in doğaya karşı suçlarını saymaya bu sayfalar yetmeyebilir.
Bizler Cengiz’i iyi tanıyoruz. Ancak Cengiz sadece bir örnek. AKP iktidarı döneminde Cengiz gibi kapitalistler, iktidarın kendilerine sunduğu nimetlerle semirdiler; emeği ve doğayı sonuna kadar sömürerek servetlerini katladılar.
Bu ülkenin emekçi halkları zamanı geldiğinde Cengiz’e bu sicilini hatırlatmaktan çekinmeyecektir.