Helalleşmeyeceğiz, Hesaplaşacağız! – Batuhan Karacabey (Devrimci Sosyalist Liseliler)

Helalleşmeyeceğiz, Hesaplaşacağız! – Batuhan Karacabey (Devrimci Sosyalist Liseliler)

Taksim Camisi açılışının Gezi Direnişi’nin yıldönümüne denk getirilmesi tesadüf değildir. İktidarın hesaplaşma politikasının bir ürünü olarak örneğini Ayasofya’nın açılışında görmüştük. İktidar çıkmaza girdiğinde gövde gösterisi yapıyor ama o da faydasız. Erdoğan konuşmaya başladığında meydanların bomboş kalması son çırpınışların da fayda etmediğinin bir göstergesi. Yaptıkları “helalleşme” çağrıları ise emekçilerden, yoksullardan rağbet görmüyor. İktidar zaten yıllardır bizler ile hesaplaşıyor; yoksullardan çalıp bütün zenginliği patronlara aktarıyor.

Aslına bakılırsa AKP bir hesaplaşma iktidarıdır ve bundan böyle kendi içindeki hesaplaşmalar bitecek gibi görünmemektedir. Kendi içindeki güçler dengesindeki hesaplaşmalar 15 Temmuz’u doğurmuştu. Erdoğan’ın tek adam olma hırsı kendi içinden Gelecek Partisi ve DEVA Partisi’ni çıkartmıştır. Yakın döneme bakacak olursak Albayrak-Soylu-Sedat Peker hesaplaşması ise iktidarın bulaştığı pis işleri dışarı vuran bir hesaplaşmaya dönüşmüştür.

İktidar bugüne kadar kendi içinde yaşadığı bölünmeleri toparlamayı başardı. Emekçi sınıfların müdahil olamadığı her seferinde ise kaybeden yine yoksul halk oldu. Bu yüzden iktidar içindeki hesaplaşmalara, kirli ilişkilere seyirci kalmamalıyız. Din sömürüsünün, milliyetçiliğin arkasına gizledikleri bu kavganın sonucu kendi içlerindeki koltuk kapışmalarına benzemez!

Bizler, gençlik olarak bu pisliği ancak sınıfsal bir hesaplaşmayla mümkün olacağını biliyoruz. Hesaplaşmayı sandığa havale eden muhalefet bu nedenle gençliği heyecanlandırmıyor! Gençlik eski düzen yeni isimler istemiyor; geleceğine giden tek yolun mücadele ve hesap sorma olduğunun farkında.

İktidarın sonunun geldiği bir gerçek ama muhalefet söylemlerinin umut verici bir yanı yok. Gençliğe uzatılan zeytin dalının ardında yumuşatılmış neoliberal söylemlerden başka bir şey yok.

Muhalefet bir seçim yapmak zorunda: Hem emekçileri, geleceksizliğe mahkum edilen gençliği hem sermayedarları aynı anda mutlu etmesi imkânsız! Hem emekçilere alınterinin hakkını, gençliğe istediği geleceği vermek hem de sermayenin kar hırsını tatmin etmek bir araya gelmesi imkansız gerçekler!

Bizler bu nedenle helalleşme çağrısı yapmıyoruz! Bizler alınterimizi, geleceğimizi gasp eden, doğayı katleden, kadınları eşitsizliğe mahkum eden, ezilenlere zulm eden bu düzenle hesaplaşma çağrısı yapıyoruz!

AKP iktidarı insanların toplanabildiği tüm alanlarda kendi yaşam tarzını dayatmaya kararlı gözüküyor. Bunu yaparken yeşil alanları, kent simgelerini talan ediyor. Millet Bahçesi ismini verdiği çoğu beton azı yeşil, camiili, otoparklı “bahçeler” hem istediği yaşam tarzını dayatıyor hem de kapitalistler için yeni sömürü alanları açıyor. Ankara’da Cebeci Stadyumu’nu, İkizdere’de ormanlık alanları, Salda’da binlerce yıllık doğal mirası katlederken geleceğimizi çalıyor; Cengizlerin, Limakların insafına bırakıyor!

İktidarın yoksullukla değil yoksulla, doğa ile, gençlik ile, kadınlarla, ezilenlerle hesaplaşırken bizim tek pusulamız var: Sınıfa karşı sınıf! Bir hesaplaşma yaşanacaksa bu emekçi sınıfların eliyle gerçekleşecek!

Yaşadıklarımız dizi değil! Bizler seyretmeyip hesap soruyoruz! Tüm gençliği de mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz!

KATEGORİLER