SEP Genel Başkanı Güneş Gümüş:"Hiçbir ülkenin kaderini seçim sandıkları belirlemedi"
SEP Genel Başkanı Güneş Gümüş Toplumsal’dan Ali Haydar Çelebi’ye 24 Haziran seçimlerini değerlendirdi.
Seçim öncesi AKP’nin yıkılacağı beklentisinin 24 Haziran sonuçlarıyla umutsuzlupa neden olduğunu belirten Gümüş, “Öncelikle belirteyim asıl umutsuzluğa kapılmak bütün gücü, yetkiyi AKP’ye, Erdoğan’a teslim etmek anlamına gelecektir. Milyonlarız, elimizi taşın altına koymaktan çekinmeyip iktidarın dayatmalarına karşı mücadele ettiğimiz sürece yaşamıza, emeğimize, geleceğimize yönelik saldırıları durdurabiliriz.” dedi.
Hiçbir ülkenin kaderini seçim sandıkları belirlemedi diyen Gümüş, mücadeleyi yükseltme çağrısında bulundu.
Gümüş’ün açıklamaları şu şekilde:
24 Haziran seçimleri öncesinde AKP iktidarından kurtulma umudu yükselmiş, en azından seçimlerin 2. tura kalacağı beklentisi artmıştı. Sonuç beklentilerin dışında olunca bir umutsuzluk halinin geliştiğini gözlemliyoruz.
Öncelikle belirteyim asıl umutsuzluğa kapılmak bütün gücü, yetkiyi AKP’ye, Erdoğan’a teslim etmek anlamına gelecektir. Milyonlarız, elimizi taşın altına koymaktan çekinmeyip iktidarın dayatmalarına karşı mücadele ettiğimiz sürece yaşamıza, emeğimize, geleceğimize yönelik saldırıları durdurabiliriz.
Hiçbir ülkenin kaderi seçim sandıklarında belirlenmemiştir. Otoriter bir tek adam rejiminden bahsediyoruz; 5 dk. oy kullanayım, bir günde oylarımı koruyayım sonra hayatın zevklerine bakayımla bu iktidar değişmez.
Seçim sonuçlarından da umutsuzluğa kapılmanın doğru olmadığını görüyoruz. Şovenist bir abluka altında, OHAL koşullarında gerçekleşen bir seçimde AKP ve MHP oy oranının 1 Kasım 2015 seçimlerine göre %61’den %52’ye gerilediği görülüyor. Dünyanın herhangi bir yerinde bu tür bir ortam aşırı sağı güçlendirir, Türkiye’de ise hiç de öyle olmadı. Üstten bir dille itham edilen yoksul emekçi halkta hoşnutsuzluk olduğu görülüyor.
Seçimler, Türkiye’yi hayat pahalılığıyla, iflaslarla, işsizlikle vuracak bir krizin etkileri hissedilmeden gerçekleştirilmek istenmişti. Dolayısıyla enflasyonun şimdiden 15’i aştığı, ekonomik daralmanın sonbaharda şiddetleneceği düşünülürse emekçi halkta hoşnutsuzluk ve tepkilerin artacağına emin olabiliriz. Ancak bu durumun, AKP’yi sarsması için örgütlü bir güce ihtiyaç var. Bu örgütlü gücün AKP’yi güçlendiren kimlik ve yaşam tarzları kutuplaşmasına değil patronları ve patron düzeninin başındaki AKP’yi hedef tahtasına koyan bir emek siyasetine dayanması gerekiyor.
Unutmayalım özgürlük dünyanın hiçbir yerinde emek, özveri ve mücadele olmadan kazanılmadı, Türkiye’de farklı olmayacak. Biz kendi haklarımıza, yaşamımıza, geleceğimize sahip çıktığımız sürece tek adam rejiminin dayatmalarını aşacağız.