Suriye'ye Yeni Harekat: Ne Yapmak Gerekir?
“Türkiye, kısa süre içinde Kuzey Suriye’ye operasyon yapacak…” Washington’dan gelen yazılı açıklama ABD’nin TSK’nın operasyonuna yeşil ışık yaktığını duyuruyordu. ABD bölgedeki askerini çekecek ve askeri harekatı desteklemeyecek… İlk açıklamalar böyleydi ve derken gerisi geldi. Reuters’e isim vermeden konuşan ABD’li bir yetkili “SDG’yi herhangi bir yerdeki Türk saldırılarına karşı savunmayacaklarını” söyledi. Ardından ABD askerlerinin Türkiye sınırındaki bazı bölgelerden çekildiği açıklandı. ABD güçlerinin bölgeden tamamen ayrılmasıyla da TSK’nın taarruza geçmesi bekleniyor. SDG “dişiyle tırnağıyla topraklarını savunacağını” açıkladı ama güçler arasındaki orantısızlık ortada. Pentagon, bir ihtimal, Trump-Erdoğan anlaşmasına ve ABD askerinin çekilmesine sınırlama getirebilir, ama bu saatten sonra ana gidişatın değişmesi çok zor.
AKP-MHP korosunun şoven naraları her zamankinden gürültücü… Kürtlere nefes aldırmamayı yaşam gayesi bellemiş olanlar, biz bildik bileli hep zafer kazanıyor, bugün de oldukça mutlular. Ama kafası çalışmayan faşist andavallar dışında herkes biliyor ki bu işin sonu yok. Öyle ya on milyonlarca öfkeli Kürt genci şovenistler istedi diye buharlaşıp gitmeyecek. Bu ülkenin ve tüm Ortadoğu’nun asli unsuru olarak var olmaya devam edecekler.
Son derece dinamik, radikal ve “sol” olan Kürt emekçi gençliğinin ulusal perspektifle sınırlanmayarak sosyalizme ve enternasyonalizme yönelmesi ve birleşik bir sınıf hareketinin doğması sadece Türkiye ve Ortadoğu’nun değil, bütün dünyanın kaderini değiştirecek güçtedir. Şovenistleri, türlü türlü burjuva despotları ve emperyalizmi dize getirecek, halklar arasında gerçek eşitliği ve kardeşliği sağlayacak yegane güç de budur.
Dünya halklarının en büyük düşmanı olan ABD’ye güvenilemeyeceğini defalarca vurgulamıştık. ABD’nin sıkı müttefiki Barzani‘nin daha iki yıl önce başına gelenleri defalarca örnek gösterdik. Ama SDG, tek taraflı biçimde körü körüne ABD’ye bağlandıkça bağlandı. Üstelik tarihte Kürtler defalarca kez emperyalizmin ihanetine uğramışken… Öte yandan ABD’nin NATO müttefiki Türkiye’nin baskılarına fazla dayanamayacağı da ortadaydı. Yani beklenen ABD satışı aleni bir şekilde geldi. SDG ise Esad-Rusya bloğu ile denge arayışında bile olmadı. Şimdi ABD bizi sırtımızdan bıçakladı demenin ne faydası olabilir ki!
Yarın belki Kobane’den Derik’e kadar olan uzun sınır boyu Afrin gibi İdlib gibi Kürt ulusal hareketinin elinden alınmış olacak. ÖSO cihatçıları bölgenin polisi olsun, demografik yapı değişsin, TOKİ evleri yapılsın, PTT şubeleri gibi korsan devlet kurumları açılsın istenecek. Kısacası oralarda kalıcı olmanın yollarına bakılacak. Bu atmosferden siyasi ve ekonomik rantlar devşirilmeye çalışılacak…
Ucuz emek cehenneminde yoksulluk altında ezilen sınıf bilinçli emekçiler bilmelidir ki Rojava yarın biterse, yan yana çalışıp alınteri döktüğün Kürt emekçinin yüreği cız edecek, içinde bir şeyler kopacak. O yüzden zaman Kürtlerin haklarını savunma zamanıdır. Bu sömürü düzeni değişsin istiyorsan Kürtlerle yan yana durmak zorundasın ve onların yüzüne bakabilmelisin. Unutulmasın ki Kürtlere nefes aldırmayanlar emekçilere de nefes aldırmıyor. Daha dün Soma’da işçi katliamında ölen yakınının acısını üzerinde taşıyan insanı yerlerde tekmelettirenler bugün Soma işçisinin Ankara’ya yürümesini engelliyor, önlerine barikatlar koyduruyor.
Kısacası egemenler tarafından sıkça hepimiz aynı gemideyiz deniyor. Fakat biz kapitalizme ve emperyalizme, şovenizme ve faşizme karşı Kürt emekçilerle aynı gemideyiz. Bu yüzden Kürt halkının ezilmesine, Kürt bölgelerinin yerle bir edilmesine hayır dememiz gerekiyor.
KATEGORİLER Manşet