SEP Merkez Komitesinden Seçim Açıklaması
24 Haziran Seçimlerine Dair Sosyalist Emekçiler Partisi Merkez Komitesi Açıklaması bir açıklama yayınlayarak HDP’ye eleştirel ve stratejik destek vermeye çağırdı. Açıklamanın tamamı:
AKP, vurgun ekonomisinin karaya oturmak üzere olduğunu fark edince acil bir şekilde seçimleri erken aldı. Aynı zamanda rakiplerini hazırlıksız yakalamak istiyordu. Ne var ki farklı farklı muhalefet partileri bir şekilde sürece müdahil olmayı başardılar. Maalesef tam anlamıyla hazırlıksız yakalananlar sosyalistler oldu. Sonuç olarak, bugün ülke seçim gündemine girmişken hemen herkes siyasi sürece odaklanmış ve alternatiflere bakıyorken emekçi sınıfın tarihsel çıkarlarının ifadesi olan sosyalist bir aday yok. Bu büyük bir kayıptır. Emek merkezli devrimci bir programın emekçi halkın gündemine taşınabilmesi için cumhurbaşkanlığı seçimi büyük bir fırsattı.
Sosyalistler geniş halk kitleleri nezdinde farklarını ortaya koymak için bu süreci değerlendirmek zorundaydı. Ortak bir aday etrafında kampanya yapmak, emekçilerin gündemine gelmek, 100 bin imzayı toplamak ya da bunun için koşturmak fırsatı kaçırıldı.
Oysa perşembenin gelişi çarşambadan belli olduğu için sosyalistlerin ne yapması gerektiği aşikardı. HDP’nin dışında kalan birçok sosyalist parti ve kurum, birleşik bir mücadele cephesini konuşmak ve sosyalistlerin ortak adayını tartışmak için bir araya da geldiler. Aralarında SEP’in de bulunduğu ÖDP, TİP, Halkevleri, EMEP, TKH gibi sosyalist kurumların konuyla ilgili yaptığı toplantı ve görüşmelerden hiçbir şey çıkmadı. Ertelemeler, baştan savmalar, dar grupçuluk gibi eski hastalıklar… SEP bu konuda ortak bir cephe ve adayın öne çıkması için gerekli ısrarı gösterse de halen başat aktör durumda olan siyasi partilerin harekete geçmesini sağlayamadı. Neticede baskın seçim bir anda kararlaştırılınca da “zaten zaman kalmadı” gibi bir bahane hazır olmuş oldu. HDP’den Demirtaş da aday olunca konu kapandı. Ama bize göre konu kapanmamalı ve sorumluluğu olanlar teşhir edilmelidir. Bu şekilde hantal ve siyaset üretemez durumda olan sosyalist soldaki ana aktörlerin gününün geçtiği ortaya çıkmıştır.
Çok farklı kesimlerden geniş sempati alanı olan Ovacık Belediye Başkanı Fatih Maçoğlu’na bir kolektif irade olarak gidilebilirdi. Ya da Ahmet Şık veya başka bir isim gündeme gelebilirdi. SEP olarak bizler RTE’nin baskın seçim ilanından bir buçuk ay önce Maçoğlu ismini ortaya atmıştık bile. Şayet sol kurumlar arasındaki toplantıdan bir isim çıkmış olsaydı, baskın seçim kararına en hazırlıklı kanat olarak sosyalistler ön plana çıkmış olurdu. Halkın her kesiminin nefret ettiği Doğu Perinçek 100 bin imzayı topluyor ve aday olabiliyorsa neden sosyalistler birleşerek bunu yapmasınlar?
Neticede, olan oldu. Mevcut gerçeklik ve şartlar dahilinde SEP emekçileri ve gençliği HDP’ye eleştirel ve stratejik destek vermeye çağırmaktadır. HDP’ye konan seçim barajının aşılması AKP diktatörlüğünün geriletilmesi için önemlidir. Demirtaş mevcut adaylar içerisinde demokratik hakların tutarlı savunucusu olarak desteği fazlasıyla hak etmektedir. Diğer taraftan ileri emekçiler, sınıf merkezli sosyalist inşanın önemi ve bağımsız gelişiminin zorunluluğu konusunda net olmalıdır.
Buradan şu çıkar: HDP’ye yönelik baskılara karşı çıkmak zorundayız, Kürt halkıyla dayanışmalı ve bunun için gerekli bedelleri göğüslemeliyiz, ama devrimci sosyalistler HDP’nin siyasi yörüngesinde olamazlar. HDP öyle veya böyle kimlik-kültür kamplaşmasının bir tarafıdır, çünkü Kürt hareketinin her zaman kendi gündemleri ve öncelikleri vardır, sınıf merkezlilik gibi bir durum söz konusu değildir. Bilakis, ideolojik arka planı radikal demokrasidir ki bundan emperyalist dünya statükosu ve liberalizmden başka bir şey çıkmaz. Oysa emek merkezli sosyalist radikallik Türkiye’deki mevcut suni kutuplaşmaları aşabilir, her kesimden emekçiyi kendisine çekebilir ve dahası yeni bir ülke ve yeni bir dünya için umutları yeşertebilir.
Öncelikle şunu net bir şekilde kavramak gerek: Türkiye’de solun yükselişe geçmesinin ve AKP diktasının devrilmesinin tek yolu, emek radikalizminden geçmektedir. Yani Türkiye’de politik ayrışmalar, kimlik-kültür potasından çıkarılmalı, sınıfsal çelişkiler üzerinden yeniden şekillendirilmelidir. Bunun için de sosyalist bir alternatifin yükselişe geçmesi gerekiyor. SEP bu görevi üstlenmek için kolları sıvamıştır. Tüm ileri emekçiler ve gençler bu bilinçle partinin inşasına katılmalıdır.