Siyaset Yeni Kapı’dan Neye Açılıyor? – V.U. Arslan
Kemal Kılıçdaroğlu RTE’nin Yeni Kapı’daki mitingine katılarak kendisinden beklenen basiretsizliği ortaya koydu. Yıllardır sürdürdüğü sağa ayak uydurarak oy ve destek artışı yakalama stratejisiyle uyumlu bir hareket. Milli birlik-beraberlik havasına katılalım, “oyun bozanlık” yapıp tepki çekmeyelim diye düşünüyor. Neticede RTE biraz ısrar edince üzerinde oluşan basınca dayanamadı ve parti tabanından tepki çekme pahasına Yeni Kapı’daki yerini alacak.
KK, bazı aklı evveller gibi RTE’nin çok zayıfladığını ve bir milli mutabakat rejimine ihtiyaç duyduğunu düşünüyor olabilir mi? Yani RTE, bir nevi iktidarı kısmen de olsa CHP ile paylaşacak! KK pek parlak bir adam olmasa da aklını peynir ekmekle yediğini sanmıyorum. Öyle olsaydı basınç yiyince tavır değiştirmez, ilk teklifin üstüne zıplardı. Kaldı ki RTE’nin FETÖ temizliğinde tatmin olduktan bir süre sonra eski tavrına döneceğini gösteren kabak gibi gelişmeler var. Bunları görmemek için de kör olmak gerekir:
1) “İsteseler de istemeseler de Gezi Parkı’na Topçu Kışlası’nı yapacağız” salvoları, darbe girişiminin ardından gelmeye devam ediyor. RTE’nin gerginlik ve kutuplaştırma taktiğinin bir süre sonra geri döneceğinin açık kanıtı.
2) HDP’nin sistematik olarak dışlanması, gayrı-milli ilan edilmesi, HDP’li belediyelerin kayyuma devredilmesinin önünü açan torba tasarının meclise sevk edilmesi…
Bu gelişmeler Kürt sorunundaki şahin tavrın sürdürüleceğinin açık bir göstergesi ki RTE Kürt sorunu üzerinden yeni bir saldırı kampanyasına girişmek için harekete geçecektir. Bunun da zamanı gelecek diye hesap yaptığını tahmin edebiliriz. PKK’nin yapacağı sansasyonel bir eylem, HDP’ye, oradan KESK’e ve tüm sol kamuoyuna yönelik anti-FETÖ tarzı büyük bir operasyonun bahanesi olabilir.
3) OHAL ilanı ile başlayan süreçte işkencenin yeniden meşru hale gelmesi, cadı avında bir çok sol-sosyalist unsurun araya kasıtlı biçimde karıştırılması, hukukun askıya alınması, idamın geri getirileceğinin dillendirilmesi ve bu sürecin sürmesi adına her an her şey olabilir korkusuyla yapmacık bir teyakkuz halinin canlı tutulmaya çalışılması…
4) Devletteki güç merkezlerinin tek elde toplanması sürecinin darbe sonrası ortaya çıkan ortamda oldu bittiyle halledilmesi ve tek adam rejiminin yerleşmesi konusunda adımların hızlandırılması.
Yargı, ordu ve yüksek bürokrasinin merkezlerinde istenen dönüşümler bu patırtı içerisinde gerçekleştiriliyor. Bütün bunlara rağmen Yeni Kapı’daki mitinge giden KK, RTE’ye ve OHAL’e meşruluk kazandırmaktadır. Bahçeli gibi kendisini RTE yancılığı pozisyonuna düşürmektedir ve bundan sonrası için vebal altına girmektedir.
Milli Mutabakat Hikayesi Nedir?
Mili mutabakat hikayesi ulusun RTE’nin önderliği altında birleşmesinden başka bir şey değildir. RTE’nin zayıflamasına delalet değil, aksine RTE’nin muhalefet dahil her kesim tarafından bir tür milli şef olarak kabul edilmesidir. KK, Yeni Kapı’ya giderek bu hikayeye alet olmaktadır. KK’nın Yeni Kapı’da ne diyeceği önemli diyenler olacaktır? KK, mitingde konuşsa bile açık-kapalı bazı mesajlar ve kimi göndermeler dışında ne yapabilir? Zaten Türkiye’de halk üzerinde büyük etkisi olan görsel medya %100’e yakın bir oranda kontrol altındadır. KK’nın deplasmanda verebileceği kısmi mesajlar ne olursa olsun istenen mesaj kamuoyuna zaten verilmektedir, verilecektir.
Milli Mutabakatın bir anlamı daha vardır, o da dışarıda sıkışan RTE’nin içeride muhalefetin de desteğini kazanan bir ulusal lider olarak görünmesi ve böylelikle pazarlık gücünü arttırmasıdır. Dışarısı için takınılan, poz hem güçlü, hem de demokrat ve çoğulcu lider pozudur. Zira RTE’ye dışarıdan gelen basıncın ana gündemi otoriter olmasıyla ilgilidir. RTE içeride şu an çok güçlü olsa da dışarıda zayıftır ve esas olarak Rusya’dan doğru gelişen manevra alanına güvenmektedir. ABD’nin, Gülen’i Türkiye’ye iade etmeyeceğine dair emareler güçlenirken RTE’nin ABD ile kontrollü bir gerginlik politikası izlemesi için Rusya’ya ihtiyacı var, ama eninde sonunda NATO yolundan ayrılma şansları bulunmuyor.
Bizler, bu ülkenin sınıf bilinçli emekçileri ve gençleri olarak sadece kendimize güvenmek zorundayız. Daha düne kadar RTE ile kapışan Putin’in kendi menfaatleri için anında 180 derece dönüş yapabileceğini gördük ya da ABD’nin ülkeyi FETÖ’nün eline teslim etmekte tereddüt etmeyeceğini de gördük. Bu ülkede eğer bir geleceğimiz olacaksa bunu ancak dirençli bir mücadeleyle sosyalist örgütlülüğü büyüterek kazanabileceğimizi unutmamak zorundayız.