Syriza’nın Yeni Programı (Ilias Milonas)
Yayınlanma Tarihi: 27 Aralık 2014
Pazartesi günü Yunanistan parlamentosunda yeni cumhurbaşkanı için oylama yapılacak. Eğer asgari 180 milletvekili katılımına ulaşılamazsa, sonraki 6 hafta içinde genel seçime gidilecek. Böyle bir durumda, anket sonuçlarına göre Yunanistan’ın yeni sol partisi olan Syriza’nın, Avrupa bölgesinde iktidara gelen ilk kemer sıkma karşıtı parti olarak seçimleri kazanma ihtimali hayli yüksek. Bunun ışığında, Syriza’nın geçtiğimiz günlerde açıklanan yeni politik programını değerlendirmemiz bizim açımızdan önemli. Syriza’nın sol kanadından aktif bir üyesi, yeni politikanın kritiğini yapıyor ve neden yetersiz olduğunu açıklıyor:
Sınırlı Bir Program
Bu program Uluslararası Selanik Sergisi’nde Syriza’nın başkanı Alexis Tsipras tarafından açıklandı. Partinin bütün üyeleri arasındaki tartışmaların bir sonucu değil, başkanın etrafındaki bir grup insanın işi olan bu sınırlı program, parti liderleri tarafından insanlara Syriza’nın son programı olarak sunuldu.
Program elbette ki toplumun yoksul katmanlarının yaralarını sarmaya yönelik adımlar içeriyor. Şöyle ki:
- Milli borçlar için ciddi müzakereler ve zenginlerin daha yüksek vergilendirilmesinin kısmen kesilmesi
- Bazı düşük ücretli çalışanlar için daha yüksek ücretler
- ENFIA (kemer sıkma politikaları sonucu 2009 yılında 2 yıllığına getirilip 2010 yılında kalıcı olmasına karar verilmiş mülkiyet vergisi) vergisinin feshedilmesi
- Belediyeler ve yerel yönetimlere daha fazla maddi kaynak sağlanması
- 300.000 yeni iş
- Şimdiki hükümet tarafından kapatılmış devlet radyo ve televizyonlarının restore edilmesi, yeni bir Ulusal Kalkınma Bankasının kurulması
- Asgari ücretin 751 Euro’ya yükseltilmesi
Kapitalist Direnç
Syriza’nın önderleri açıkça sosyalist olmayan bu programla aslında yönetici sınıfın güvenini yeniden kazanmaya çalışıyor. Muhtemelen iyi niyetli bir adım, ancak bugünün derin kriz ve zorlu rekabet koşularında, kapitalistler tek bir kuruşlarından vazgeçmeyeceklerdir. Bu küçücük program bile burjuvaziyle büyük çekişmeleri beraberinde getireceğinden, sıkı örgütlenmiş bir işçi sınıfının yanımızda olması gerekir. Syriza’nın liderlerinin böyle bir sınıf örgütlenmesini organize etmeye hazır olup olmadığıysa belirsiz.
Aslında, en ufak talebin bile, mesela asgari ücretin 751 Euro olmasının, kabul edilmeme ihtimali var. Hatta bütün bir 12 milyar Euro’luk programın!
Yunanistan ve Euro Bölgesi
Ulusal borç konusunda, Syriza’nın önderleri arasında, Avrupa Birliği’nin Yunanistan’ı Euro Bölgesi’nden tasfiye edemeyeceğine dair kesin bir görüş hakim. Bu kesinlikle bir illüzyondan ibaret, yanlışlığını Kıbrıs’a bakarak ispatlayabiliriz: hükümet, koşulların kabul edilmediği takdirde Euro Bölgesi’nden çıkarılmakla tehdit edilmişti, parlamento geri adım atsa bile.
Aslında, Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nden çıkarılması artık daha zor; zira borçlar, üç yıllık kemer sıkma dönemiyle karşılaştırıldığında, çok daha yüksek ve dolayısıyla alacaklılar için daha büyük bir tehlike söz konusu. Bütün bunlara rağmen Avrupa Konseyi, kendi kurallarına uyulmadığı takdirde ekonomik desteğini devam ettirmeye istekli değil. Hatta Yunanistan hükümetine, yerel borsada ufak çapta bir deprem yaratarak 300 puan kaybettiren bir mesaj gönderdiler bile.
Syriza’daki Sol Platform ve ana iç muhalefet olarak, biz Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nden çıkarılması durumları için bir B planının gerekliliği üzerinde çok durduk ve hala ısrarcıyız.
Bankaların Kamusallığı
Syriza liderliğinin programının bir diğer büyük eksikliği de, Syriza’nın son kongresinde karar verilen, son dönemlerde hemen hepsi özelleştirilmiş olan bankaların kamulaştırılması. Banka sisteminin geri kalan ekonomik sistemle beraber kamulaştırılmadığı bir programın uygulanabileceğine inanmıyoruz. Aksine, liderliğin 1 milyar Euro’luk bütçeyle yeni bir kalkınma bankası kurma teklifi, bütün çölü ormana çevirme hayaliyle Sahra’ya bir ağaç dikmeye benziyor. Aslında, bankalar için önerilen şey, gizli bir “sosyal kontrol”.
Syriza’nın Seçim Zaferi Potansiyeli
Syriza’nın zaferi durumunda, sahiplenecekleri yeni hükümetten, son yıllarda kemer sıkmanın sıkı para politikalarının sonucu kaybettiklerini geri almayı talep edecek olan mobilize bir işçi sınıfının önünün açılacağına inanıyoruz. Böyle bir durum bütün Avrupa’daki atmosferi, soldan bir domino etkisi yaratarak değiştirecektir.
Syriza’nın yenilmesine izin verilmemelidir, Syriza’nın yenilgisi, bütün bir solun ve işçi sınıfının yenilgisi olacaktır.
*Ilias Milonas, Syriza’daki Sol Platform’un ve Enternasyonalist Devrimci Sol’un (DEA) bir üyesi. Not edelim ki, Ilias’ın önceden üyesi olduğu Kokkino, DEA’ya yeni katılmıştır.
Bu yazı socialistnetwork.org’dan Merve Eşdur tarafından çevrilmiştir.