Sırada AKP-TÜSİAD Çatışması mı Var?
Türkiye ciddi bir krizin eşiğine doğru sürükleniyor. AKP’nin yarattığı yolsuzluk düzeni siyasal olarak büyük bir istikrarsızlığın önünü açarken, son günlerde ekonomide yaşanan bozulma giderek kendisini gösteriyor. Şimdiye kadar Cemaat’le yaşanan çatışmada sessiz ve tarafsız kalmaya çalışan büyük sermaye ekonominin bozulmasıyla birlikte dişini göstermeye başlıyor.
TÜSİAD’ın yapılan 44. Genel Kurul’un da konuşan TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz AKP’ye yaşananlar üzerinden ciddi eleştiriler yöneltmişti. Yılmaz konuşmasında “Türkiye böyle bir süreçte, kendisini kör edecek bir kavgayla kendisini yıpratmaktadır. Devletin güvenlikle ilgili kurumlarında yaşananlardan sonra bu kurumların nasıl işlediğini ve bundan sonra da nasıl işleyeceğini sorgulamadan kendimizi alamıyoruz. Siyasi dışı grupların siyasi etkilemesi bizi tedirgin ediyor. İnternette özgürlük sınırlarını etkileyen yasa tasarısının özgürlükleri etkileyeceği hayli açık. Bu düzenleme hazırlığının bir an önce Avrupa İnsan Hakları mahkemesinin özgürlük tanımlarını içeren bir düzenlemeye gerek duyduğuna inanıyoruz. HSYK modelini bir kez daha değiştiren gündemdeki yasa teklifi bağımsızlığı zaten tartışmalı olan HSYK yapısına yeni sorunlar ilave etmektedir” sözleriyle AKP’yi eleştirmişti.
AKP’nin iktidara geldiği günden bu yana TÜSİAD öncülüğündeki büyük sermaye kendi cephelerinden büyük kazanımlar elde etmişti. Son 11 yılda Türkiye tam da patronların isteyeceği cinsten bir ucuz emek cennetine dönüşmüş; TÜPRAŞ, Petrol Ofisi gibi büyük kamu kurumları Koç ve Doğan gibi kapitalistlere yok pahasına satılmıştı. AKP neoliberal politikaları hızla uygulayıp, sermayenin istediği istikrarı yaratırken bütün bu süreçte AKP’nin karşıt egemen kliklere karşı verdiği mücadelede TÜSİAD tam kadro iktidarın arkasında durmuştu.
Ancak bu dönemde can çekişen öküz ölürse ortaklığın bozulması pekala mümkün. Zira Gezi Direnişi ile birlikte AKP’nin geleneksel sermaye gruplarıyla ciddi sorunları ortaya çıkmıştı. Gezi Direnişi sırasında Koç’a ait Divan Oteli’nin direnişçilere açılmasıyla AKP Koç’un başta OPET, Tüpraş ve Aygaz olmak üzere Koç’a ait enerji şirketlerini mali denetim kıskacına almıştı.
Sermaye açısından iktidarda hangi zorbanın yer alacağından ziyade çıkarlarının nasıl etkileneceği önemli görünüyor. AKP suyu bulandırmadığı sürece ne onun emekçilere gençliğe uyguladığı baskıyla ne de yarattığı hukuksuz, adaletsiz düzenle bir sorunları var. Eleştiriler olsa da henüz bağların kopmaktan ziyade gevşemeye yüz tuttuğu gözlemleniyor. TÜSİAD Başkanı’nın eleştirilerine karşılık Koç’un “Endişeli değilim, birinci çeyrek geçsin bakacağız” sözleri seçimlerden güçlü çıkan bir AKP ile TÜSİAD’ın mutlu birlikteliklerine devam edeceğini gösteriyor.
Ancak AKP uluslararası kapitalist sistem tarafından sıkışıtırılmaya devam eder, ekonomi iyice darboğaza girerse sermayenin yeni arayışlara girişmekten başka çaresi kalmayacaktır. Öyle bir ortamda TÜSİAD’ın kendisine yeni bir partmer bulması zor olmayacaktır.
Kim olursa olsun, hangi renkte, hangi zorbanın elinde olursa olsun egemen sınıflar karlarına kar katabilmekten başka bir şey düşünmeyecektir. TÜSİAD’ıyla, AKP’siyle Cemaat’iyle bu adaletsiz düzeni kökünden ortadan kaldırmadıkça gerçek adalet sağlanamayacaktır.