10 Yıllık Bir Kardeş Acısı

10 Yıllık Bir Kardeş Acısı

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink katledileli on yıl oldu. Ne kadar kolay söyleniyor öyle değil mi? Tek seferde; on! Aradan on yıl geçti geçmesine de mizansen hala devam ediyor. AKP ile kim o kavgalıysa Hrant’ın katili o oldu. Ergenekon’du, şimdi FETÖ oldu. Siyasi iktidar hiçbir zaman bu alçak cinayetin sorumluluğunu üstlenmedi.  

Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin 10 yıldır devam eden ve ilk 7 yılında bir arpa boyu yol alınamayan davanın iki gün önceki duruşmasında, AKP’nin cemaatle yaşadığı kavgadan sonra ancak müsaade edilen dönemin İstanbul Emniyet Müdürü sanık Celalettin Cerrah savunmasında “ Dink’i korumak benim görevim değil. Din niye koruma istemedi? (Hrant Dink’in avukatlarına) Siz uyarmadınız mı? Ben biliyorum. Dink’e koruma talebi isteyelim dediler Dink kabul etmedi. Neden kabul etmedi?” diye savunma yaptı.

Hrant Dink davasının avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu ise şunları söyledi:

“Cinayetinin işlendiği 2007 yılından bu yana Hrant Dink’e yönelik yaşananlar, Hrant Dink’e yönelik tehdit atmosferi konusunda bilgi sahibi olmaları nedeni ile İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü, İstanbul MİT Bölge Başkanlığı görevlileri ile İstanbul Valiliği’nin resmen harekete geçerek Hrant Dink’e fiziksel ve mekânsal koruma sağlamaları gerektiği halde bu yükümlülüklerini yerine getirmediklerini beyan etmekte idik. Orhan Pamuk’a yönelik yaşanan olaylar dikkate alınarak sağlanan koruma, Hrant Dink’e yönelik yaşanan olayların yanı sıra 17 Şubat 2006 tarihinde Hrant Dink’in saldırıya uğrayacağı somut istihbaratına rağmen sağlanmamıştır.İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör, İstanbul İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler, İl Emniyet Müdür Yardımcısı Hakan Aydın Türkeli Dink cinayetini önlemedikleri için yargılanmaları gerektiğini beyan ettiğimiz kişilerdi. Bu kişilerin tamamının Orhan Pamuk’a yönelik koruma sağlanmasına ilişkin evraklarda imzasının olması beyanlarımızdaki haklılığımızı açıkça ortaya koymaktadır.”

Hrant Dink davasının bugün hala daha dar alanda kısa paslaşmalarla sündürülmeye devam ediyor. 15 Temmuz’dan sonra yeniden hareketlenen davaya daha evvel soruşturma dosyasından alınan Savcı Gökalp Kökçü tekrar atandı ve soruşturmada daha önceden soruşturma kapsamına alınamayan kurumlardan olan Jandarma’ya operasyon yapılarak Dink’in katledilmesine ilişkisi olması iddiasıyla, içlerinde üst rütbelilerin de olduğu sayısı otuzu aşan jandarma görevlisi gözaltına alınırken, on beş jandarma görevlisi tutuklandı.

Göz göre göre gelen ve devletin de bizzat parmağının bulunduğu katliamın enine boyuna planlandığı, bugün artık su götürmez bir gerçek. Her ne kadar AKP bu katliamın siyasi sorumluluğunu,yollarını ayırdığı cemaate Dink’in katledildiği 2007, Ocak ayına dair servis ettiği görüntülerle,delillerin devlet tarafından bilhassa saklandığını ve faillerin korunduğunu gösterdi.

Kanlı devlet geleneği kaldığı yerden devam etmekte aslını isterseniz, fail meçhuller ülkesi Türkiye’de Hrant Dink cinayeti de ne ilk ne de son. Geçen yıl Hrant Dink anmasına Rakel Dink’in yanında katılan bir isim çarpar gözlere: Türkan Elçi! On dört ay evvel Sur’da katledilen Tahir Elçi’nin eşi. Muhaliflere dönük devletin yürüttüğü saldırılara bir yenisi daha eklenmiş oldu Tahir Elçi’nin katledilmesiyle. Hrant Dink davasında oynanan tiyatronun bir başka versiyonunu izlemekteyiz Elçi davasında da.

Bu davaların daha uzun yıllar devam edeceği, senelerce tek yaprağın dahi kımıldamadan öylece durarak faillerinin ceza almayacağı ortada. Hiçbir devlet, hiçbir hükümet kendisini yargılamaz. Büyük yargılama tarihin önünde ve “kardeşlik günlerinde” yapılacaktır. Er yada geç.

Buradayız ahparig!

KATEGORİLER
ETİKETLER