1 Mayıs’ı Evde Kutlamak – Gökçe Şentürk

1 Mayıs’ı Evde Kutlamak – Gökçe Şentürk

Mücadele tarihimizin en şanlı, ilham veren günlerinden biri 1 Mayıs.

Tüm dünyada verilen mücadelelerin ödenen bedellerin, kitlelerin kolektif iradesinin, işçi sınıfının tarihi.

Tarihi bir avuç zorbanın para babalarının, ayrıcalıklı sınıfların değil adı konmayan ama dünyanın yükünü omuzlayanların yazdığının göstergesi.

1 Mayıs alanlarında dünyanın her yerinde bizimle aynı inanç ve coşkuyla adımlarını atan, sloganlarını haykıran milyonlarca kadının, gencin, emekçinin ve ezilenlerin olduğunu bilerek en içten devrimci duygularla bakarız dünyaya.

Toplumsal eşitlik için verdiğimiz mücadelenin, günlerce yapılan hazırlıkların, yorgunlukların karşılığı yoldaşlarımızın mücadele azmiyle birleştikçe yükselir. Ve toplumsal hafızayı taşıyan örgütlü mücadelenin yenilmezliğini, direncini gösterir.

Bu sene dünya tarihinin en özel maddi koşullarından birinde, salgının yarattığı izolasyon ve sokağa çıkma yasaklarının içerisinde karşılıyoruz 1 Mayıs’ı. Alanlarda olamamanın burukluğunu yaşıyoruz.
Ekmek ve hürriyet kavgası verenler için sokakta olmak, örgütlemek, Marksizmin devrimci fikirlerini kitlelerle buluşturmak için yapılan her pratik eylem ve çalışma, ekmek ve hürriyet kadar yaşamsaldır.

Tam da bu yüzden 1 Mayıs’ı tek bir takvim gününe indirgemeden, tarihsel bağlamından koparmadan, güncel mücadele araçlarımızın yeterliliği ve sosyalizm iddiamızı gerçekleştirmek için hangi program ve pratikle hayata müdahale ettiğimiz noktasından ele almak gerekir.

Çünkü 1 Mayıs için yapılan hazırlıklar da son kertede sınıf mücadelesinin dünyaya damgasını vuracağı, emekçilerin sınıf bilinciyle tarihin öznesi olarak sosyalist fikirleri maddi bir güç haline getireceği günler içindir.

O nedenle mücadele tek bir gün, bir ay, bir dönem değildir ki özel dönemlerin yarattığı iklim umutsuzluk yaratsın. 1 Mayıs süreci “mesai” gibi başlamaz, başlamamalı. Gücünü gerçeklerden alan tarihin doğru okumasıyla, emekçilerin hayatına dokunan sınıf mücadelesi taktikleriyle dolu anlardan bütün bir yıla yayılmalı. Ancak bu şekilde mücadelenin hakkı verilmiş olur.

Ne yazık ki sendikal bürokrasi ve sosyalist solun tarihsel krizi 1 Mayıs’ı bu ülkenin yoksul emekçilerinin örgütlü mücadelesi ve taleplerini sokaklarda söke söke alacağı bir mücadele hattından uzaklaştırıyor. Onu tarihsel görevlerimizi icra edeceğimiz bir biçime sıkıştırıyor. Dolayısıyla bugün salgın koşullarında klasik 1 Mayıs mitingini gerçekleştirememek de kitlelerde kayıp havası yaratıyor.

Oysa ki her kriz anı devrimciler için birer fırsattır aynı zamanda. Hele de sınıf mücadelesi için yeni bir dönemin başladığı, eşitsizliğe karşı dünya çapında öfkeyle birlikte mücadele etme isteğinin uyandığı bu günlerde.

Partimiz SEP salgın koşullarında kitlesel bir 1 Mayıs eylemi gerçekleştirmek için bu sistemden alacağı olan kim varsa emekçileri, gençleri, kadınları 1 Mayıs akşamı bulunduğumuz her yerde ses çıkarma, ışık açıp-kapama, marşlar, sloganlar ve taleplerimizle 1 Mayıs’ın örgütleyici öznesi olmaya çağırdı. Sendikaların ve solun hareketsizliği, çağrıyı bir iki güne sıkıştırma durumu karşısında bulunduğumuz her yerde sokak sokak mahalle mahalle 1 Mayıs eylemini örgütledik.

Bu akşamı en coşkulu şekilde geçirmeliyiz. Ama yarından itibaren salgının kitlelerde yarattığı öfkeyi sistem için yıkıcı bir güç haline getirmek için tam gaz yola devam etmeliyiz. Kapitalist barbarlık sınırlarına ulaştı ama devrimci öncünün kitleleri yönlendirmesiyle yıkılmadığı takdirde bu tükenmişlik de bizlerin sırtına yüklenecek. Tarihin motorunun hızlandığı bugünlerde durup ona kulan verin ve örgütlenin!

NOT: Tabi bu 1 Mayıs’ın rövanşını alacağımızdan da kimsenin şüphesi olmasın.

KATEGORİLER