Yunanistan Tempe Tren Kazasının Hesabını Sormak İçin Ayakta

Yunanistan Tempe Tren Kazasının Hesabını Sormak İçin Ayakta

Son yıllarda Yunanistan’daki en büyük gösterilerden biri, yaklaşık 50.000 kişinin katılımıyla 26 Ocak Pazar günü gerçekleştirildi. Göstericiler, 2023 Tempe tren kazasında hayatını kaybeden 57 kişinin adaletini talep ederken hükümeti gerçeği örtbas etmekle suçladı. Kurbanların çoğu, Selanik’teki üniversitelerine dönen öğrencilerdi. Kalabalık, geçen hafta sızdırılan bir acil yardım çağrısında bir kadının son sözleri olan “Den echo oxygono” (“Nefes alamıyorum”) sloganını attı.

Gösteriler, başlangıçta kurbanların ailelerinin oluşturduğu bir dernek tarafından Atina ve Selanik’te, parlamento önünde düzenlendi. Protestolar, Yunanistan genelinde 97 şehre ve uluslararası olarak Madrid, Londra, İstanbul, Paris ve Amsterdam dahil 13 şehre yayıldı.

Yeni ses kayıtlarının yayınlanması, 57 kurbandan 30’unun ilk çarpışmadan değil, boğulma ya da yanık sonucu hayatını kaybetmiş olabileceğini ortaya koydu. Trenlerden birinin yasa dışı ve son derece yanıcı bir kimyasal yük taşıdığı iddia ediliyor. Bu yük, kazadan sağ kurtulanların ölümüne neden olmuş olabilir. Ancak bu kargo, resmi yük raporunda belirtilmemişti.

Facianın yaşandığı dönemde iktidarda olan ve sonrasında yeniden seçilen Kyriakos Mitsotakis liderliğindeki hükümet, gerçeği örtbas etmek ve yargı sürecini geciktirmekle suçlanıyor. Kaza üzerinden neredeyse iki yıl geçmiş olmasına rağmen bir dava henüz başlamadı. Kurbanlardan birinin annesi olan Maria Karystianou, olayı “gerçeği örtbas etmeye yönelik mafya tarzı bir operasyon” olarak tanımladı.

Sol ve birçok sendika ve dernekle birlikte protestolara destek verdi. Göstericiler, polis tarafından biber gazı, gözaltılar ve dayaklarla acımasızca karşılandı. Tarih tekerrür etti; 2023’teki felaket sonrası protestolarda polisle yine oldukça tanıdık bir düşmanca çatışma yaşandı.

Protestolar, yürütme ve yargı arasındaki güç ayrımının giderek aşındığına dair büyüyen hayal kırıklığını ortaya koydu. Felaket öncesindeki yıllar boyunca, hükümetin demiryollarındaki güvenlik sorunlarını ele almakta başarısız olduğu yönünde raporlar yayımlanmıştı. Başbakan Kyriakos Mitsotakis, kazayı başlangıçta insan hatasına bağladı; özellikle suçlamayı 59 yaşında, yeni atanmış bir istasyon şefine yöneltti. Ancak, felaketin hemen ardından gerçekleşen protestolarda, “Bu bir kaza değil, cinayetti — Yeni Demokrasi’ye son,” “Katiller,” “Mitsotakis’in arkadaşları tecavüzcüler, kilise ve kapitalistler,” “Kadınlar ön safta — birlikte mücadele ediyoruz,” ve “Özelleştirmeler öldürür” gibi sloganlar atıldı.

Günah keçisi bulma çabaları işe yaramayınca, Ulaştırma Bakanı Kostas Karamanlis, felaket sonrası sorumluluğu kabul ederek istifa etti ve başarısızlık için özür diledi. Tren Makinistleri Derneği Başkanı Kostas Genidounias, olaydan sonra yaptığı açıklamada, otomatik güvenlik sistemlerinin yıllardır çalışmadığını belirtti. Panhelenik Demiryolu Çalışanları Federasyonu (POS), çarpışmadan sadece birkaç gün önce elektronik güvenlik sistemlerinin eksikliği konusunda hükümeti uyarmıştı.

1990’ların ortalarından itibaren, PASOK hükümeti döneminde, demiryolu örgütü OSE üzerinde özelleştirme planları uygulanmaya başlandı ve OSE çeşitli şirketlere bölündü. 2010’daki ekonomik kriz sonrasında özelleştirme hız kazandı ve 2013 yılında, eski birleşik OSE’nin ana iştiraklerinden biri olan taşımacılık şirketi Trainose, tartışmalı politikalarıyla eleştirilen özelleştirme fonu TAIPED’e devredildi. Bu durum, önemli bütçe kesintilerine ve personel sayısında büyük bir azalmaya yol açtı.

2017’de, SYRIZA lideri Alexis Tsipras hükümeti döneminde Trainose, Hellenic Train adıyla yeniden adlandırılan bir İtalyan şirketine satıldı. Bu şirket, altyapı ve güvenlik sistemleri pahasına kaynaklarını büyük ölçüde yüksek hız hedefine odakladı. 1990’lardan bu yana kamu yatırımları, kamu-özel ortaklıkları aracılığıyla faaliyet gösteren yüklenicilerle değiştirilmişti. Alstom, Bombardier ve onların Yunan ortakları gibi şirketlere, birbirleriyle uyumsuz güvenlik sistemlerini kurmak için milyonlarca euro ödendi. Bu durum arızalara ve ek maliyetlere yol açtı; tüm masraflar ise devlet tarafından işletilen OSE tarafından karşılandı.

 

CATEGORIES

COMMENTS

Wordpress (0)
Disqus (0 )