Sultangazi Belediye Başkan Adayı İşçi Lideri Erkan Bayrak ile Röportaj

Sultangazi Belediye Başkan Adayı İşçi Lideri Erkan Bayrak ile Röportaj

Tekstil İşçileri Güç Birliği Sendikası Genel Başkanı ve aynı zamanda kendisi de bir tekstil işçisi olan Erkan Bayrak Sultangazi Belediyesi için bağımsız aday olarak gösterildi. Kendisiyle hem tekstil işçilerinin mücadelesini hem de adaylık sürecini ve amaçlarını konuştuk.

Merhaba Erkan yoldaş. İstanbul’un Sultangazi ilçesinde “Emekçi Halkın Adayı” başlığıyla bağımsız Belediye Başkanı Adayı oldunuz. Nasıl gelişti bu süreç, adaylık çalışması nasıl şekillendi, neleri hedefliyorsunuz?

Sultangazi, İstanbul’un tekstil havzası olan bir bölge fakat daha önce bu bölgeye ne sendikalar ne de emekten yana olduğunu ileri süren sol güçler ilgi duymuyordu. Fakat beş yıl kadar önce bir şeyler değişmeye başladı. Ben de yaklaşık dört yıl önce Sosyalist Emekçiler Partisi (SEP) üyesi olan yoldaşlarla, fabrika önlerinde çalışma yaparken tanıştım.

Sonra birlikte parklarda, çay bahçelerinde toplantılar yapmaya başlayarak örgütlenme başlattık. Zamanla örgütlenmemiz güçlendikçe önce 2020’de İşçilerin Güç Birliği Derneği’ni kurduk. Sultangazi ve çevre ilçelerde örgütlenme çalışmalarımızı güçlendirdik. Atölye ve fabrikalardaki mesai arkadaşlarımızla uzun uzun bir işçi örgütlenmesini konuştuk.

Bu süreçte örneğin Tay Tekstil’de patronun saldırısına karşı işyeri komitesi şeklinde örgütlendik ve 5 günlük bir direnişle 42 işçi zafer kazandı. Bu ve benzeri mücadelelerimiz, muhafazakâr ve sağcı partilerin güçlü olduğu Sultangazi’de emekten yana sol güçlere ne kadar ihtiyaç olduğunu ve solun önünün ne kadar açık olduğunu görmüş olduk.

Ardından yine Sultangazi’de 2022 yılında Tekstil Güç-Sen sendikamızı kurduk. Sendika kuruluşuyla birlikte mücadelemizin daha güçlü adımlar atmaya başladığını gören emekçi kitlelerden gelen olumlu dönüşler hızlandı.

Fakat dernek ve sendika örgütlenmemiz, asıl olarak ekonomik mücadele ağırlıklıydı. Fakat her mücadelemizde konunun politik yerlere vardığını da gördük. Devlet ve siyaset kurumları kapitalist güçlerin elinde olduğu için, işçi derneğimizin ve sendika örgütlenmemizin ekonomik hareket alanı sınırlı kalıyordu.

Bu nedenle partim SEP’in öncülüğünde 2024 yerel seçimlerinde adım atmaya karar verdik ve bu hedefimiz işçi çevrelerinde de kabul gördü. Seçim sürecine giderken İşçilerin Güç Birliği Derneği ile Tekstil Güç-Sen üyesi işçilerle yaptığımız toplantılarda alınan karar doğrultusunda Sultangazi Belediyesi için Bağımsız Belediye Başkan Adayı oldum.

Bu politik girişimden sonra daha önce böyle bir mücadele görmemiş, sağ muhafazakâr partilerin hakimiyetinde olan bölgedeki işçilerin dernek ve sendika örgütlenmemize yönelik ilgisinin de hızla artmaya başladığını gördük. Hem daha önceden bir şekilde sınıf mücadelelerinin parçası olmuş ama sonra umutsuzluğa kapılmış bölge halkından kişiler umutlanarak yanımıza geldi hem de yeni kuşak mücadeleci işçiler yetiştirmeye başladık.

Seçim çalışmasını nasıl yürütüyorsunuz? Kampanyanın ilk haftalarında aldığınız dönüşler nasıldı? 

Seçim çalışmalarımızı bölgedeki işçi örgütlenmemiz üzerinden koordine ediyoruz. Bölge işçilerinin çalışma saatleri çok uzun olmasına rağmen üyemiz ve dostumuz olan işçiler irade koyup yorucu mesailerin ardından derneğimize ve sendikamıza gelerek çalışmalara katkı sunuyor. İşçilerle birlikte toplantılar gerçekleştiriyoruz, kararları birlikte alıyoruz. Bugüne kadar olduğu gibi seçim çalışmalarımızda da işyeri komitelerimiz üzerinden yürümeye çalışıyoruz. Bu arada devrimci ve sosyalist genç yoldaşlarımız da desteğe geliyor, özellikle mesai saatleri arasındaki insan ihtiyacımızı onlar karşılıyor.

25 Şubat’ta Sultangazi Meydanında yaptığım adaylık basın açıklaması çok canlı ve coşkulu geçti, adeta küçük bir mitinge dönüştü. Bölge emekçilerinin bu olumlu dönüşleri bizleri de doğru yolda yürüdüğümüzü ve mücadele ettiğimize bir kez daha inandırdı.

Sultangazi’yi ilçe olduğundan bu yana hep AKP’li belediye başkanları yönetti. Hepsi de “biz toplumun tamamını kucaklamaya geliyoruz” diyordu. Aslında bütün dertleri müteahhitler ve diğer rantçı kapitalistlere hizmet etti. İşçiyi, emekçiyi, emekliyi ise sefalete mahkûm ettikleri gibi, ilçemizin kaynaklarından ve imkânlarından da mahkûm bıraktılar.

Oysa bütün toplum gibi Sultangazi de alın teriyle yaşayan ve onları sömürenler şeklinde iki karşıt sınıftan oluştuğu için “toplumun tamamı” ya da “aynı gemideyiz” gibi laflar palavradan başka bir şey değil. Bizim sınıfımızsa belli. Bu yüzden seçim çalışmamızı doğrudan ilçemizin emekçi halkına temas etmeye yönelik planlıyoruz. Örneğin fabrika ve atölyelerin mesai çıkışlarında bildiriler dağıtıyoruz.

Aldığımız olumlu tepkiler bölgede ideolojik bir değişimin, adeta politik düşüncelerde bir devrimin sinyallerini veriyor. Sultangazi halkının gerçekten emekten yana bir sola eğilimi var ancak bugüne kadar ne bir argümanları vardı ne de yanlarında duran bir politik alternatifleri…

Bu bakımdan seçimlerdeki kampanyamızın yeni bir alternatif inşa etmek ve Sultangazi’yi solun ve işçi sınıfının kalesi yapmak için de verdiğimiz bir mücadele olduğunu söyleyebilirim.

Seçim programınızda neler var? Nasıl bir Sultangazi hedefliyorsunuz? Sultangazi’den İstanbul’un ve ülkenin geri kalanına bir mesajınız var mı?

Burjuva düzenin rant odaklı belediyecilik anlayışı bize uygun değil.

Öncelikle, Sultangazi’yi mahalle ve işyeri komiteleriyle ve Halk Meclisi ile yöneteceğiz. Ne demek bu? Sultangazi’nin emekçi halkının, işçilerin, gençlerini, kadınların siyasete katılımı ve politik süreçlerin öznesi olması demek. Biz, beş yılda bir sandıklara tek bir oy atmaktan ibaret olan şeye demokrasi diyemeyiz. Halkın kendisini ilgilendiren bütün konularda aktif rol alması ve sürekli siyasetin içinde yer almasını hedefliyoruz. Bu arada, seçimleri kazanıp kazanamayacağımızdan bağımsız olarak bu örgütlenme modelini hayata geçirmek için de uğraşacağımızı söyleyelim.

Belediyenin ve ilçemizin kaynaklarını, müteahhitlere, şirketlere, holdinglere değil bölgenin emekçi halkı için seferber edeceğiz.

Belediye işçileri, kendi çalışma koşulları hakkında sendikaları ve işyeri komiteleri aracılığıyla söz sahibi olacak.

Sultangazi’de yaşayan ve çalışan işçi ve emekçilerin sendika ve işyeri komiteleri şeklinde örgütlenmeleri için elimizden gelen desteği sunacağız. Ülkenin geri kalanındaki sendikal hareketleri ve işçi mücadelelerini de destekleyeceğiz.

Yoksul halktan toplanan vergilerle oluşturulan devlet hazinesinden desteklenen, çevremizi kirleten, doğayı talan eden Cebeci’nin ve diğer bölgelerin maden şirketlerinin değil kirli havadan, gürültüden muzdarip olan emekçi halkın yanında olacağız.

Daha pek çok şey sayabiliriz. Ama hangi konu olursa olsun emekçi halkın politik özne olacağı bir yol yordam geliştireceğiz diye özetleyebilirim.

Teşekkür ediyor ve başarılar diliyoruz.

Ben de Sultangazi’nin işçi ve emekçileri adına teşekkür ediyorum.