Home / Yazarlar / Emre Güntekin / Sonun BaÅŸlangıcı mı? – Emre Güntekin

Sonun BaÅŸlangıcı mı? – Emre Güntekin

 

31 Mart yerel seçimleri iktidarın korunaklı surlarında büyük gedikler açtı. O günden bu yana bu gediklerden su sızmaması için çabalasalar da sonuç nafile görünüyor. Büyükşehirlerde belediyeleri teslim etmemek için ayakoyunlarını sürdürselerde karşılarında bu kez geçmişteki facialardan ders çıkarmış bir muhalefet bulunuyor.

Bu kadarı beklenmese de iktidarın bu seçimlerde bir gerileme yaÅŸayacağı tahmin ediliyordu. Türkiye tarihinin en derin ekonomik krizlerinden birine sürüklenirken; bunun özellikle emekçi kent yoksulları ve bugüne kadar borçlanma vasıtasıyla AKP’nin yalancı baharının keyfini süren kentli orta sınıflar üzerinde etki  bırakmaması düşünülemezdi. Nitekim bu etki beklenenden güçlü oldu. Batı’da Kürt oylarının da desteÄŸiyle iktidarın büyük bir rant aÅŸkıyla baÄŸlı olduÄŸu büyükÅŸehirler CHP’nin eline geçti.

Peki bu iktidar için sonun başlangıcı mı?

Ülkenin yakın tarihinde bir 7 Haziran tecrübesi olduÄŸunu da not düşmek gerekiyor. İktidarı kaybetme tehlikesiyle yüz yüze kalan AKP ülkeyi tarihinin en kanlı günlerine sürükleyerek 1 Kasım’da yıkımı durdurmayı baÅŸarabilmiÅŸti.

Ancak o günden bugüne derenin altından çok sular aktı. AKP ve ErdoÄŸan iktidarın herÅŸeye muktedir olduÄŸu günleri çoktan geride bıraktı. Baskı ve zorbalıkla herÅŸey bir yere kadar kontrol altına alınabilse de, iktidarın ve ErdoÄŸan’ın toplumu kutuplaÅŸtıran ve farklı kimlikleri birbirine düşmanlaÅŸtıran söylemlerinin ikna ediciliÄŸinin çok zayıf olduÄŸu ispatlandı. Öte yandan iktidarın bu dilden vazgeçmeye ne niyeti var ne de yeteneÄŸi… İktidarın zihin dünyasında yenilginin temel sebebi olarak “bir müdahale, bir darbe, bir çokuluslu hesap” (Yeni Åžafak, 3 Nisan) aranmaya devam ediliyor.

Oysaki perde arkasında düşman aramaya gerek yok. İktidara bu kez “darbe”yi vuranlar ucuz meyve sebze alabilmek için kış soÄŸuÄŸunda uzun kuyruklarda bekletilenler, iÅŸsiz ve geleceksiz gençler, düşük ücretlere mahkum edilenler, iktidarın kibrinden ve baskısından bunalanlar oldu ve bu düşman tankla topla savaÅŸabileceÄŸiniz bir düşman deÄŸil.

İktidar için sonun başlangıcını yaratacak olan burada sözü geçenlerdir ve bunun gerçekten bir başlangıç olup olmadığı ağır ekonomik kriz karşısında toplumun alt sınıflarının vereceği tepki belirleyecektir.

AKP bu sonuçla birlikte muhafazakar taÅŸra partisine dönüşme yolunda güçlü bir adım atmıştır. GeçmiÅŸten de biliyoruz ki bu süreç eÄŸer devam edecek olursa tıpkı ANAP gibi AKP’yi de azalarak yok olma süreci bekliyor.

Fakat ANAP’ı gerileten en önemli faktör 89 İşçi Baharı ve devamında 91’de Zonguldak Madencileri Yürüyüşü’yle zirve noktasına ulaÅŸan işçi eylemlilikleriydi. Öteden beri neoliberalizmin Türkiye’deki baÅŸlatıcısı olan Özal’ın ve partisinin prestiji işçi sınıfı tarafından yerle yeksan edilmiÅŸti.

AKP açısından bugünkü ekonomik krizden çıkış reçetesi daha fazla neoliberalizm olacaktır. Yani  kriz kendi müsabbibi ile tamir edilmeye çalışılacak. Daha oy pusulaları üzerindeki mürekkep kurumadan gelen zamlar bunun habercisi. Ancak daha büyük saldırılar er ya da geç, özellikle de IMF’ye el açılacak olursa, gelecektir. Bu durum emekçi sınıflar için iki seçeneÄŸi gündeme getirecek: Ya iktidar zorbalığı karşısında susup haklarının gasp edilmesine seyirci kalmak ya da sonuna kadar emeÄŸinin haklarını savunmak için mücadele etmek… Bu ihtimallerden mücadele seçeneÄŸi daha ağır basmaktadır. GeçtiÄŸimiz yıl havalimanı işçilerinin mücadelesi baÅŸta olmak üzere gerçekleÅŸen pek çok işçi direniÅŸi, 31 Mart’ın da getireceÄŸi özgüvenle sınıf mücadelesi seçeneÄŸinin daha güçlü bir ihtimal olduÄŸuna iÅŸaret etmektedir.

Kısacası, iktidar için sonun baÅŸlangıcının maddi temelleri döşenmiÅŸtir. Sınıf mücadelesi için oldukça elveriÅŸli koÅŸullar oluÅŸmuÅŸtur. Elbette baskı var olacak, mücadelenin ve toplumsal muhalefetin önüne her türlü set çekilecek. Ancak bu geleceÄŸimiz için göze alınması gereken bir bedel… 

Son söz ise sosyalist sol için… Mücadele eden, etmeye niyeti olan, çalışan, emek harcayan için elveriÅŸli bir örgütlenme dönemi açılmıştır. Hiç bir ÅŸey deÄŸiÅŸmez, bu toplumdan bir ÅŸey olmaz diyenlerin bu bahanelerinin ne kadar boÅŸ olduÄŸu 31 Mart akÅŸamı görüldü. Daha büyük mücadelelerin yaÅŸanacağı günler için mücadele edenler, durgunluk döneminin karanlığına gömülmeyenler için fırsat kapıları er ya da geç açılacaktır.