Sıtkı Aydın Türkiye’dir!

Sıtkı Aydın Türkiye’dir!

Meclis önünde kendisini yakarak sesini duyurmaya çalışan Sıtkı Aydın emekten yana olan vicdanlara sesini duyurdu ancak havuz medyası ve iktidar kör, sağır dilsiz. Sarayların bin odalı duvarları içinde sesini duymazlıktan geliyorlar. 

Sıtkı Aydın’ın öyküsü hiçbirimize yabancı değil. Her gün ez az 3 işçinin iş  cinayetlerinde katledildiği, milyonların borç harç içinde yaşadığı, güvencesiz çalışmanın kan emici şirketlerin elinde cinayete dönüştüğü bir ülke Türkiye. Sıtkı Aydın’ın öyküsü bu ülkenin özetidir. 

Cuma günü, geçim sıkıntıları sebebiyle bunalıma girdiği için TBMM Dikmen girişi yakınlarına gelip bir milletvekili veya bakanla konuşmak istediğini söyleyen inşaat işçisi Sıtkı Aydın, ciddiye alınmayıp görevliler tarafından darp edildikten sonra kendini yaktı. Sıtkı Aydın kendi hikayesini şöyle anlattı:

“Ben Samsun Çarşamba doğumluyum. Vatani görevimi dört dörtlük yaptım. Vatandaşlık görevimi de dört dörtlük yaptım. 2013 yılında Sinpaş Altınoran’da iş kazası geçirdim. 3. Kattan sırtüstü yere çakıldım. Zaten yaşamam bir mucize. 7 kaburgam kırıdı, beynimde travma oluştu. Dava açıldı, şahitlerim dinlendi. 2013 yılından bu yana ancak mahkeme atıyorlar. İki hakimden birisi FETÖ’cü çıkmış. Diğeri tatile çıkmış. Ancak mahkeme erteliyorlar.”

Psikolojik Bunalıma Girdim

 “Adaletin tecelli etmesi için iki kere kredi çektim, avukata para verdim. Bir kısmını ödeyebildim geriye kalanını ödeyemedim. Psikolojik bunalıma girdim. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne 3 defa dilekçe yazdım. Kendileri bizzat verdi. Faks numarasını. 4 ay oldu dilekçelere yanıt gelmedi. Kadir Topbaş’ı da Gebze’de gördüm. Derdimi anlattım. Yardımcı olacağız deyip telefon numaramı aldılar. O da lafta kaldı.

 Yasal olarak kendimce uğraştım. Bir şey yapamadım. Borçlardan dolayı ruhsal bunalıma girdim. Meclis önünde sesimi duyurmaya çalıştım. Benzini aldım, kendimi yakmak değildi amacım. Öyle bir girişimde bulundum. Etrafımı kuşattılar, uzak durun benden dedim. İçeriden milletvekili mi çağırıyorsunuz, Tayyip Erdoğan’ı mı çağırıyorsunuz. Buraya ben sesimi duyurmaya geldim.

2013 yılında iş kazası geçirdim. Hayatımdan bıktım. Ruhsal bunalımdayım’ dedim. Onlar beni sağdan-soldan almaya çalışınca çakmağı tetiklemişim. Eğer müdahale etmeseler, sakin ol deseler tetiklemeyecektim çakmağı.”

Köpek Ölüsü Gibi Kapıya Atıldım

“Ben oyumu daha önce Tayyip’e attım. Tecavüz suçlusu olsa, adam vursa öbür kapıdan çıkıyor. Ben alnımın teriyle çalışmışım, 3. Kattan yere çakılmışım. Muzice eseri hayattayım. 5 sene oldu benim evraklarım görüldü, şahitlerim dinlenildi ama hala sonuçlanmadı.

6 ay kendi işimi yapamadım. 3 ay sadece dört duvarı gördüm. Sinpaş köpek ölüsü gibi kapıya bırakıp çekip gitti. Bir ay sonra muhasebecim arayarak size para yatırdık dedi. Bankaya gittim 300 TL yatırmışlar. Ben de dava açtım.”

Kendimi Yakma Niyetim Yoktu

“TBMM önüne sadece sesimi duyurmak için gittim. Giderken kendimi yakmak gibi bir niyetim yoktu. İstiyordum ki sadece bir milletvekili gelsin, inşaat işçisinin sorununu dinlesin, yaşadıklarımızı bir bilsin. Bir milletvekili gelseydi hiç bir şey olmayacaktı. Sırtımı duvara dayadım, elimde benzin bidonuyla bekledim. Ben bir milletvekilini beklerken, apar topar polisler üzerime geldiler. Hiçbir şey yapmayacaktım aslında. Polisleri öyle görünce, ben de dayanamadım. Üzerime benzini döküp çakmağı çaktım, kendimi ateşe verdim. Sadece bir milletvekili ile görüşmek için illa ölmek mi gerekiyor?”

ETİKETLER