SEP Açıklaması: İktidar ya da Muhalefet;  İşçi Düşmanlarına karşı  Belediye İşçilerinin Yanındayız! Grev Değil, Grev Kırıcılığı Suçtur!

SEP Açıklaması: İktidar ya da Muhalefet; İşçi Düşmanlarına karşı Belediye İşçilerinin Yanındayız! Grev Değil, Grev Kırıcılığı Suçtur!

Grev, meşakkatli mücadelelerle işçi sınıfının bileğinin hakkıyla kazandığı, tarihe kazınmış uluslararası bir haktır ve kimse bu hakkı işçi sınıfına bahşetmemiştir. Türkiye’de fiili olarak bugün grev hakkı kullanılamıyor. Grev her dönemin mücadele konusudur. Grev sadece bir hak değil işçilerin bir toplumdaki gücünü kendilerine ve bütün topluma gösteren emekçilerin en büyük yaptırım gücüdür. İktidarın tescilli emekçi düşmanlığından, grev yasaklarından, işçiyi satan sendikalardan bahsetmeye gerek yok. Peki muhalefete ne demeli?

AKP karşısında demokrat kesilenler mesele işçi sınıfı olduğunda zorbalıkta beis görmüyor. Üstelik de karalama kampanyalarıyla, işçilerin en temel hakkını topluma karşı işlenmiş bir suçmuş gibi göstererek. Bu kadarına da yuh demek gerekiyor. Bugün CHP’li belediyelerde ortaya çıkan tablo şu soruyu sordurmuyor mu? Bu ülkede demokrasi kimin için savunuluyor? AKP karşısında emekçi halktan destek isterken iyi de işçiler toplu sözleşmede haklarını isteyince mi kötü oluyor?

Anayasal bir hak olan grev hakkının ne zaman ve kime karşı kullanılacağı bir tartışma konusuysa AKP’nin istediğinde kaldırdığı demokratik hakları, uluslararası piyasanın basıncıyla ağzına alması neden eleştiriliyor. Öyle ya üretimi veya hizmeti durdurmak anlamına gelen grev,Büyükşehir Belediyesi yahut CHP belediye meclis üyeleri aracılığıyla çöplerin toplanmasıyla boşa düşürülüyorsa hangi anayasal haklar toplumun hangi kesimi için savunuluyor?

SEP olarak mücadelemiz; işçi sınıfın bütün topluma yayılan örgütlü mücadelesiyle bu sistemde ezilen ve sömürülen bütün kesimlerin insanca yaşadığı bir toplumsal düzeni inşa etmek içindir. Demokratik haklar , kadınların ve bütün ezilen kimliklerin mücadelesi, laiklik savunulacak ve ileriye götürülecekse ancak böyle mümkün olacak. Bu toplumun çoğunluğunu oluşturan emekçileri yok sayarak, bekleterek değil.

Muhalif emekçileri de belediye işçilerine karşı yürütülen karalamalar karşısında sınıf bilinciyle hareket etmeye çağırıyoruz. Sınıf mücadelesinde elde edilen her hak, grevlerle ve mücadeleyle getirilen her ilerleme bütün işçilerin kazanımı olduğu gibi kayıplar da bütün emekçilerin hanesine yazılıyor. Bugün belediye işçilerinin susturulmasına, göz göre göre saldırıya uğramasına karşı dayanışma göstermek yarın kendi işyerimizde yaşanacak bir hak gaspında daha güçlü, daha birlik yola koyulmayı sağlayacaktır.

Parti olarak Belediye işçisi kardeşlerimizin yanındayız. Bu mücadele bir kez daha gösterdi ki saflarımız nettir. Lafı uzatmaya gerek var mı? Ya sömürülenden yanasındır ya da sömürenden!

KATEGORİLER