Seçim Yasası Değişikliği Neler Getiriyor?

Seçim Yasası Değişikliği Neler Getiriyor?

AKP, uzun zamandır gündemde olan seçim yasasıyla ilgili değişiklik teklifini Meclis’e sundu. Ekonomik kriz, yüksek enflasyon, iğneden ipliğe her gün yağan zamlar, eriyen oylar… İktidar mevcut tabloda değişim yaratabilme umudunu tüketirken, iktidarını koruyabilmenin yolunu seçim mühendisliğinde arıyor.

Yeni Teklif Neler Getiriyor?

  • Teklife göre artık seçim barajı % 7’ye düşürülecek. 12 Eylül’ün getirisi olan % 10’luk seçim barajı zaten fiilen egemen sınıflar için anlamsız hale gelmişti. Barajın birincil hedefi olan Kürt siyasal hareketini meclisten uzak tutma fikri artık işlemiyordu. 2018’de getirilen kural değiştirilerek “seçim çevrelerinde milletvekili hesabı ve dağılımı, ittifak içinde yer alan her bir partinin o seçim çevresinde almış olduğu oy sayısı dikkate alınarak” hesaplanacak. Bir siyasi partinin milletvekili çıkarabilmesi için öncelikle bulunduğu ilde D’Hunt sistemi gereğince oluşan doğal seçim barajını geçmesi gerekecek. Bu değişiklik özellikle Millet İttifakı’nın küçük ortaklarını yakından ilgilendiriyor. Bu partilerin önünde milletvekili çıkarabilmek için seçimlere ittifakın barajı geçen ortaklarının listesinden veya bağımsız girmek dışında bir seçenek kalmıyor. İsmail Saymaz’a konuşan MHP Seçim İşlerinden Sorumlu Gen. Baş. Yrd. Feti Yıldız iktidar cephesinin bu değişikliği ile ilgili amacına ışık tutuyor: “Bazı partilerde iktidar mücadelesinde istediğini bulamayanlar artık oyların cazibesiyle ‘Kendime yer bulurum’ diyor. Bunun için parti kuruyorlar… Artık oylardan netice alamadığını anlayanlar CHP listesinden seçilecek yerler için pazarlığa girecek.”. Kısacası iktidar Millet İttifakı’nda yer alan Saadet, Deva ve Gelecek Partilerine ya CHP ve İyi Parti listesinden girmek ya da ayrı bir ittifaka girişmek ikilemini dayatıyor. CHP ve İyi Parti listelerinden girdikleri takdirde ise bu partilere kayan seçmenlerde bir kopuş yaratılması amaçlanıyor.
  • Teklifle birlikte seçime girme ön şartı olarak bir partinin TBMM’de grubunun bulunması zorunluluğu kaldırılıyor. Böylece 2018 seçimlerinde CHP’nin İYİ Parti’ye 15 milletvekili transfer etmesi gibi bir durumun tekrarlanmasının önüne geçiliyor. Bunun yerine ise “…Siyasi Partiler Kanununda öngörülen ve parti tüzüğünde belirtilen süreler içerisinde ilçe, il ve büyük kongrelerini üst üste iki defadan fazla ihmal etmemiş olma koşulu” getiriliyor. Bu madde de yine küçük partileri zorlayacak türden. Örneğin Evrensel gazetesinde yayınlanan değerlendirmede HDP’nin TİP’e 16 milletvekili transfer ederek seçime girmesini sağlayacağı, HDP’nin kapatma davasının seçime yakın bir tarihte gündeme alınarak Kürt siyasal hareketini seçime katılamayacak şekilde ekarte etme ihtimali de iktidarın gündemine girebileceği iddiası dile getiriliyor. İktidarın şimdiye kadarki seçim pratiklerini göz önüne alacak olursak bu tarz iddiaların gerçekleşmesi şaşırtıcı olmayacaktır.
  • Yeni yasa tasarısı il seçim kurullarının da oluşturulmasında değişiklik getiriyor. Şimdiye kadar il seçim kurulu başkanlığını il veya ilçedeki en kıdemli hakim yürütürken, düzenlemeyle birlikte başkanın en kıdemli üç hakim arasından yapılacak kura çekimiyle belirlenmesi öngörülüyor.
  • Milletvekilleri, bakanlar ve artık var olmayan başbakana uygulanan seçim yasaklarından cumhurbaşkanı kapsam dışı bırakılıyor. Yani seçim propagandasının başladığı günden seçim gününe kadar partili cumhurbaşkanı Erdoğan elinde tuttuğu devlet imkanlarından faydalanabilecek. Yani bugüne kadar fiilen var olan duruma yasal kılıf giydirilmiş oldu.

İktidarın oy kaybını durduramadığı ölçüde seçim kanununu küçük ortağının da hassasiyetleri doğrultusunda değiştireceği zaten bekleniyordu. Getirilen düzenlemeye gelen tepkilere bakıldığında burjuva muhalefetin nasılsa gidecekler rehavetini her ne şart olursa olsun sürdürmekten vazgeçmeyeceği görülüyor. İktidarı kaybetmenin Erdoğan ve çevresi için maliyeti büyüdüğü ölçüde iktidarın seçime olağan koşullarda gitmeyeceği veya seçimin gerçekten yapılıp yapılmayacağının bile tartışmaya açılabileceği olasılıkları dün olduğu gibi bugün de göz ardı ediliyor. Seçmen kütüklerinin oluşumunda getirilen düzenlemeler, il ve ilçe seçim kurullarının düzenlenmesi konusunda atılan adımlar normal bir seçim atmosferi yaşamayacağımızın işaretleri.

Son sözleri de seçim hesapları ve ittifakları için yoğun mesai harcayan solun öznelerine ayırmak yerinde olacaktır. Mevcut rejim altında olağan bir seçim süreci işleteceği varsayımına göre yapılan hesapların bir kez daha gözden geçirilmesi faydalı olacaktır.

KATEGORİLER