Putin-Erdoğan Görüşmesi Yaklaşırken: Fetih mi Hezimet mi? – V. U. Arslan
Şubatın sonu geldi geçti ve İdlib’de oluk oluk kan akmasına rağmen haritalarda pek bir değişiklik olmadı. Bir ara TSK desteğiyle cihatçı gruplar M5 karayolu üzerindeki stratejik Sarakib ilçesini ele geçirseler de Rusya desteğiyle Suriye Ordusu ilçenin kontrolünü geri aldı. Perşembe günü RTE ve Putin görüşmesine kadar askeri sahada ciddi bir oynama beklenmiyor. Putin ve RTE görüşmesinde sahadaki dengenin işaret ettiği yeni harita pazarlıkları yapılacak. Sahadaki mevcut denge için taraflar güçlerini sergilediler ve adeta testten geçirildiler. Şubattan marta sarkan çatışmalar neyi gösterdi?
TSK karargının vurulması ve resmi rakamlarla 33 askerin yaşamını yitirmesi kuşkusuz topyekün savaşın gündeme gelmesi anlamında en kritik virajdı. Ama taraflar bu virajı alabildiler. Evvela AKP tarafı, kendisinin de gayet iyi bildiği gerçekleri dile getirmeden saldırıdan “rejimi” sorumlu tuttu ve Rusya’ya karşı masayı devirmeyi göze alamadı. Rusya da bu ağır saldırı sonrası İdlib hava sahasını TSK SİHA’larına açarak RTE’ye intikam fırsatı verdi.
SİHA’lar Suriye Ordusu’na ciddi zaiyatlar verdirince RTE rahatladı, zira mesele Türkiye’de “ikinci Sarıkamış” olarak adlandırılmaya doğru gidiyordu. Bu da AKP için altından kalkılamaz bir hezimet olabilirdi. Rusya’nın AKP’ye tanıdığı bu 3-4 günlük süre zarfınca Suriye Ordusu’nun drone saldırıları karşısında ne kadar savunmasız kaldığı görüldü. SİHA saldırılarında Hizbullah ve diğer Şii milisler de önemli kayıplar yaşadılar. Ama Rusya’nın tekrar sahaya dönmesiyle birlikte Suriye Ordusu ve müttefikleri kaybettikleri alanları büyük ölçüde geri almasını bildi. Diğer taraftan SİHA saldırılarının etkinliği azalsa da halen sürüyor. Hava savunma sistemleri küçük ebatlı ve mikrofiberden yapılma SİHA’ları yakalamakta güçlük çekiyor. İran destekli Husilerin Suudilerin en hassas noktası olan Aramco dev petrol rafinelerini drone saldırılarıyla vurmasında ABD menşeili Patriot’ların etkisiz kaldığı görülmüştü. AKP cephesi, hava savunması olmadan kara birliklerini çok riskli bir şekilde İdlib’e sürse ve bunun sonuçları açığa çıksa da SİHA başarıları ve Suriye Ordusu’na ait savaş uçaklarının düşürülmesi, durumu biraz olsun toparladı. Diğer taraftan şubatın sonuna kadar Suriye Ordusu’nun TSK gözlem noktalarının gerisine çekilmesi ültimatomunun gereklerinin başarılamadığı ortada.
Sahadaki durum kabaca böyleyken geleceği belirleyecek olan RTE-Putin zirvesi olacak. Bu zirveyi etkileyecek gelişmelerden biri de NATO’nun tavrıydı ki NATO resmi açıklaması TSK’ya İdlib’de hava desteğinin verilemeyeceği yönündeydi. Üstelik ABD’nin HTŞ dahil cihatçı gruplarla yeniden ilişki kurma hevesi Rusya’nın işi sıkı tutma kararlılığını arttıracaktır. AKP’nin oynadığı göçmen kozu ise ancak AB’nin canını sıkabilir, Rusya masada bundan etkilenmez.
Bu dengelere bakarak yeni sınırlar nereye çekilebilir? Bahçeli bugün sınırdan 30-35 km’lik bir güvenli bölgeden bahsetti. Böyle bir sınır şuanki çatışma sınırının bile daha batısında kalıyor, yani Türkiye sınırına mevcut durumdan daha yakın. Yani Bahçeli’nin çizdiği sınırları bile Suriye Ordusu’nun değil, TSK’nın çekilmesini gerekli kılıyor. Rusya ise daha önceki görüşmelerde 6km’den bahsediyordu ki anlaşma sağlanamamıştı. Şimdi ise Rusya’nın teklifinin 10km olacağı tahmin ediliyor. Bu pazarlığın sonuçlarını perşembe günü almaya başlayacağız. Ama şunu belirtelim İdlib şehir merkezi sınırdan yaklaşık 25 km içeride. İdlib kent merkezinin cihatçılardan arındırılması ve kentte Rus askeri güçleriyle TSK’nın ortak devriye yapması gibi olasılıklar bile AKP için hezimet olacaktır.
Putin’in ilk defa görüşmelere yanaşması ve RTE-Putin görüşmesinin ilk defa gerçekleşmesi herkes tarafından anlaşmanın sağlanacağına dalalet olarak görülüyor. Ama hiçbir şey kesin değil. RTE İdlib meselesine çok şey bağladı. Putin de Suriye’ye yaptığı yatırımların meyvelerini toplamak istiyor. Putin için satrançtaki bir sonraki hamle ABD’ye Suriye toprağından çıkması için baskı yapmak olacak. Bunun için İdlib sorunun bitirilmesi gerek. Bunun dışında Putin Kafkasya ve Orta Asyalı cihatçı gruplara kurtarılmış bir vaha bırakmak istemiyor. Kısacası Putin için de meselenin önemi büyük. Anlaşmak kolay olmayacak.