
PKK’nin Fesih Kararına Dair SEP Açıklaması
PKK 12. Kongresinde Öcalan’ın çağrısına uyarak silahlı mücadeleyi sonlandırma kararı aldığını kamuoyuna ilan etti. AKP-MHP bloku bu sürece müzakere bile demekten imtina ederken PKK ve Kürt ulusal hareketi adına tarihsel bir adım olmuştur. Buna karşın Kürt halkında herhangi bir heyecan belirtisi görülmemektedir. Sürecin barış ve demokrasi getireceği beklentisi Kürt halkında yüksek değildir. Nasıl bir anlaşma yapıldığı herkes için muammadır ve bu anlaşmanın (bilmediğimiz) gereklerinin uygulanması AKP’nin paşa gönlüne göre bir anda sonlandırılabilir. Bu bariz gerçekler karşısında Kürtlerin sürece dair bir heyecan duymaması gayet normaldir. Her şeyden öte Kürtlerin kazanımlarına dair bir tatmin yoktur, sürecin olası getirileri hiç de vaatkâr değildir.
Ülkede en güçlü cumhurbaşkanı adayının düzmece gerekçelerle tutuklandığı, iktidarın tam otoriterleşme girişiminin bir halk hareketiyle engellendiği koşullarda barış, demokrasi ve özgürlük konusunda iktidar cephesinin samimi olmayacağını herkes tarafından bilinmektedir.
İktidarın Kürt ulusal hareketinden rahatsız olduğu anda terör umacasına tekrar sarılmayacağını, kayyumların tekrar hayata geçmeyeceğini, Kürt siyasetçilere yönelik tutuklama dalgasının yeniden başlamayacağını kimse garanti edemez. Böyle bir ülkede bunun yasal garantisinin olması da mümkün değildir.
PKK kendisini feshetme süreci tamamlarsa DEM Parti ve Öcalan bundan sonrası için ana merkez haline gelecektir. AKP-MHP koalisyonunun bu süreçten sonra DEM Parti’yi muhalif bir parti olmaktan çıkarmak gibi bir planı olduğu açıktır. AKP açısından her plan son kertede diktatörlüğü sağlamlaştırma hedefine sıkı sıkıya bağlıdır. Bu bağlamda DEM Parti’nin muhalif bir parti olarak kalması çok önemlidir.
Silahlı mücadelenin sonlanması, halklar arasında yaratılmaya çalışılan kan davası ortamının sonlanması ve etnik milliyetçiliğinin zeminin zayıflaması emekçi halk için olumlu bir gelişmedir. Ancak mutlak diktatörlüğün kıyısına gelmiş bir ülkede, zorbalığı artan bu iktidar ile DEM Parti’nin ilişkilenme biçimi mutlak önemini koruyacaktır. Unutulmamalıdır ki ezilen Kürt halkının ulusal, demokratik ve sınıfsal talepleri karşılanmış değildir; mücadele sürecektir.