Petrol Fiyatları Düşüyor. Neden?
İran’a yaptırımların kalkması ile birlikte petrol fiyatları yine hızla düştü. Brent tipi ham petrolün varil fiyatı 27.67 dolara düştükten sonra biraz toparlanarak 28.5 dolara döndü. 28 doların yarım puan altında ve üzerinde seyretmeye devam ediyor. Böylece petrol fiyatları 2003’ten bu yana en düşük seviyeye geriledi.
İran’a Yaptırımların Kalkması Neden Petrol Fiyatlarını Düşürüyor?
Çünkü İran petrol zengini ülkelerden biri. 160 milyara yakın petrol rezerviyle dünyanın en büyük dördüncü potansiyel petrol üreticisi durumunda. İran, yaptırımlar sürecinde bile petrol üreten ülkeler arasında ilk 10 sıranın altına hiç düşmedi. Yaptırımların kalkmasıyla birlikte böyle büyük bir üreticinin yeniden pazara dahil olması, fiyatları doğal olarak düşürecekti. Bunun nedeni ekonominin en temel ilişkisi olan “arz-talep” etkisinden kaynaklanıyor. İran petrol pazarına girdiğinde, genel petrol arzı artıyor. Arzın artmasıyla birlikte arz-talep dengesinin temel sonucu olarak fiyatlar düşüyor.
Petrol Fiyatlarındaki Düşüşün Diğer Nedenleri
İran’a yaptırımların kalkması ve petrol fiyatlarının düşüşü bu meselenin sadece bir kısmı. Şimdi petrol fiyatlarındaki düşüşün genel nedenlerine ve sonuçlarına bakalım.
Petrol fiyatlarındaki düşüşün en büyük nedenlerinden biri ABD’nin kaya petrolü üretimini günlük 9 milyon varil seviyesine kadar çıkartması. ABD’deki aşırı üretim sonucunda, doğal olarak petrol fiyatları ciddi anlamda geriledi. Bu durum OPEC üyelerini kara kara düşündürüyor. Bilindiği gibi 2 yıl önce OPEC üyeleri Viyana’da bu meseleyi ele almışlardı. Viyana’daki toplantının konusu, düşen petrol fiyatlarına karşı alınabilecek önlemler üzerine şekillenmişti. Ama bu toplantıdan sonra da petrol fiyatlarında denge sağlanamadı. OPEC bu konuda neden önlem alamadı? İlk bakışta artan fiyatlarla ilgili alınabilecek önlem son derece basit görünmüyor mu? Arzı, yani petrol üretimini düşürdüğünüzde fiyatlar da en azından kısa vadede toparlanacak ya da petrol fiyatlarının daha fazla düşmesinin önüne geçilebilecektir. Peki petrol üreten aktörler bu “basit” kuralı uygulayarak petrol fiyatlarını arttırma yoluna neden gitmiyorlar? Belirtmek gerekir ki son derece basit olan bu uygulamayı sahada hayata geçirmek bir o kadar zor. Şimdi neden bu yöntemin uygulanmasının zor olduğu konusuna değinelim.
Petrol İhraç Edenler Üretimi Düşürerek Fiyatlara Neden Müdahale Edemiyor?
OPEC üyeleri günde toplam 31 milyon varil petrol üretiyor. Üretimin yaklaşık üçte birini yapan Suudi Arabistan, OPEC’in gayriresmi lideri. Hatta geçtiğimiz Nisan ayında Suudi Arabistan petrol üretimi rekoru kırdı. OPEC’in açıkladığı rakamlara göre 2015’in Mart ayına oranla petrol üretimi günde 810,000 arttı. Bu artışın en temel nedenlerinden biri Suudların petrol üretiminde kırdığı rekordu. Suudi Arabistan, 261 milyar varille tek başına dünya petrol rezervlerinin %25’ini elinde bulunduruyor. Bu “petrol havuzuyla” birlikte hareket eden Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni saymazsak, OPEC’teki üreticilerin hemen hepsi azami kapasitede üretim yapıyor.
Sorun tam da bu noktada başlıyor. OPEC üyelerinin neredeyse bütün gelir kaynağı petrol. Petrol satışından elde ettikleri gelirle silah alıyorlar, büyük gökdelenler inşâ edip ülkelerini beton yığını haline getiriyorlar. Şimdi başa dönüp soruyu tekrarlayalım: OPEC üyeleri petrol üretimini kısıp petrol fiyatlarını neden dengelemiyor? İşte tam da bu nedenlerle bunu yapamıyorlar. Savunma sanayileri, inşaat sektörleri, zenginlerin zenginlik kaynağı… Kısacası her şeyleri petrole bağımlı. Petrol arzını düşürmeleri, söz konusu ülkelerin iç ekonomik dengelerini altüst eder. Dışarıya karşı ve ülke içerisindeki olası muhalif hareketlere karşı silahlanma yarışını sürdüremezler. Bu yüzden petrol üretmeleri, hatta bu üretimi azami seviyede tutmaları şart!
OPEC üyelerinin petrol pazarında varlıklarını sürdürebilmeleri ve dengeyi sağlayabilmeleri için üretmeleri gereken petrolün alt sınırı olduğunu da vurgulamak lazım. Örneğin bu alt limit Kuveyt ve Katar için varil başına yaklaşık 70 dolardan başlıyor, Suudi Arabistan için 100 dolara yaklaşıyor. İran, Libya, Venezuela gibi ülkeler için 140 dolara kadar çıkabiliyor.
Örnek vermek gerekirse, İran’ın petrol üretimini kısması mümkün değildi. Ambargo gibi nedenlerle İran’ın petrol üretimi zaten 2012’den beri 1 milyon varil düştü. Yaptırımların kalkmasından sonra artık petrol üretimini arttırıp azaltma şansları kağıt üzerinde var; ancak yaptırımlardan yeni kurtulmuşken petrol üretimini düşürürler mi? Elbette hayır! Hatta tam kapasiteyi fazlasıyla zorlamaya devam edeceklerdir.
Irak’ın hali de ortada. IŞİD, petrol kuyularının bir kısmını elinde bulunduruyor. Kalan petrol sahalarının bir kısmı ise Irak’ın kuzeyindeki Bölgesel Kürt Yönetimi’nin elinde. Bu şartlar altında Irak hükümetinin de doğal olarak petrol üretimini kısması mümkün değil.
OPEC içerisinde petrol üretimini gerçekten kısabilecek tek ülke Suudi Arabistan; ancak Suudi Arabistan’ın da bu konuda sınırları olduğunu vurgulamak lazım. Suudi Arabistan daha önce bugünkü durumla karşılaştı ve petrol üretimini azalttı. Bahsettiğimiz süreç 1980’lerin ortalarında yaşandı. Bilindiği gibi 1980’lerde ABD’de kaya petrolü üretimi söz konusu değildi. ABD petrol ihtiyacının önemli bir kısmını Suudi Arabistan’dan karşılıyordu. 1980’lerde petrol fiyatları düşünce, Suudi Arabistan petrol üretimini kıstı; fakat bu kısıtlama Suudi Arabistan’ın ekonomisinde deprem yarattı. Suudi Arabistan petrol arzını kıstıkça ABD’ye ihraç ettiği petrolün miktarı da azaldı.
Örneğin 1983’te Suudi Arabistan günlük petrol üretimini 4 milyon varilin altına düşürdü; ancak paralel olarak ABD’nin Suudi Arabistan’dan ithal ettiği petrolün payı da %5’in altına düştü. Suudi Arabistan arzı düşürmeye devam etti. Hatta, 1985’in ortalarında günlük petrol üretimini neredeyse 2 milyon varile düşürdü; fakat yine paralel olarak ABD’nin Suudi Arabistan’dan ithal ettiği petrol miktarı da düştü. Hatta bu öyle bir düşüştü ki, Suudi Arabistan ABD’ye petrol ihraç edemez duruma geldi. Bu süreçte Suudi Arabistan petrol ihracı konusunda diplerdeyken Çin bu fırsatı kaçırmadı ve Suudilerin petrol pazarındaki yerini kaptı. Sonrasında Suudi Arabistan petrol arzını mecburen arttırdı.
1980’lerde böyle bir tecrübeyle karşılaşan Suudi Arabistan petrol arzını tekrar düşürür mü? Büyük ihtimalle “benim başım kel mi?” diyerek düşürmeyecek. Zaten uzun zamandır petrol üretimini hiç kısmadı. Aksine, azami kapasitede üretime devam etti.
Uzun lâfın kısası, belirttiğimiz nedenlerden dolayı petrol üreten ülkeler petrol arzını düşürmeyeceklerdir. Dolayısıyla diğer nedenlere bağlı olmakla birlikte petrol fiyatlarındaki düşüş sürebilir. En azından fiyatlarda eksi seviyelere ulaşılmasının kısa vadede çok zor olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Sonuç
Petrol fiyatları düşerken petrole bağımlı ülke ekonomilerinin iç pazarında petrol fiyatları el yakmaya devam edecek. Kapitalizmin “hassas dengeleri” yoksulları daha fazla yoksullaştırırken zenginler, kaybettikleri “3-5 kuruşun” faturasını yine emekçilere yükleyecek. Unutmayalım, dünyanın kaynakları hepimize yetecek kadar bol! Yeter ki sınıflar arasındaki uçurumu ortadan kaldıralım. Bu da mücadeleyi yükseltmekle mümkün olacaktır!
bolsevik.org