Orman Yangınları ve Bir Özelleştirme Felaketi Daha

Orman Yangınları ve Bir Özelleştirme Felaketi Daha

Türkiye, yaz aylarında kronik hale gelen orman yangını felaketlerinden bir yenisini daha yaşıyor. İzmir’in Buca, Ödemiş ve Çeşme ilçelerinde çıkan orman yangınları, üçüncü gününe girerken hâlâ kontrol altına alınabilmiş değil. Ödemiş’te orman işçisi Zafer Demir ve 81 yaşındaki İbrahim Erkan adlı yurttaş yaşamını yitirdi. Yüzlerce kişi tahliye edilirken, dört mahalle boşaltıldı.

Yangınla birlikte sosyal medyada aşırı sağcı hesaplar sabotaj iddialarını gündeme getirse de, meselenin altında AKP eliyle yaratılan özelleştirmeye dayalı düzenin olduğu bizzat İzmir Valisi Süleyman Elban Çeşme, Seferihisar, Ödemiş ve Foça’daki yangınların elektrik hatlarından kaynaklı olduğunu açıklamasıyla ortaya çıktı. Bu açıklama, GDZ Elektrik Dağıtım A.Ş. başta olmak üzere özel elektrik dağıtım şirketlerinin bakım ve denetim sorumluluğunu gündeme taşıdı.

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası’nın daha önce yayımladığı raporlarda, sıcak hava koşullarında bu tür ihlallerin yangın riskini artırdığına dikkat çekilmiş; Türkiye genelinde elektrik hatları çevresinde yapılması gereken “enerji hattı koruma şeritlerinin” büyük ölçüde ihmal edildiği, yıllık denetim ve temizleme faaliyetlerinin kârlılık gerekçeleriyle sınırlandığı vurgulanmıştı.

TMMOB ve çevre örgütleri, enerji dağıtımının özelleştirilmesinin ardından altyapı yatırımlarının azaldığını, kamusal denetimin zayıfladığını ve yangın riski gibi hayati konularda şirketlerin sorumluluklarını yerine getirmediğini ifade ediyor. TMMOB adına yapılan açıklamada, “Kâr odaklı işletilen dağıtım sistemleri, bakım giderlerini minimumda tutmaya çalışıyor. Bunun bedelini ise doğa, ormanlar ve yurttaşlar ödüyor.” ifadelerine yer verildi.

Yağma ve Talan Düzeninin Aktörleri, İktidarın Gözdeleri!

Bugün elektrik şirketlerinin sorumsuzluğunun bedelini toplum canını, yaşam alanlarını, ormanlarını, doğada yaşayan sayısız canlıyı yitirerek ödüyor. Buna benzer örnekleri pek çok kez yaşadık. Ocak 2024’te bakımı yapılmayan elektrik telleri nedeniyle Diyarbakır’ın Çınar ile Mardin’in Mazıdağı ilçeleri arasında çıkan yangında 15 kişi yaşamını yitirmişti. Yine İzmir’de yağmur sırasında sokak ortasında açıkta bırakılan elektrik kabloları nedeniyle iki kişi elektrik akımına kapılarak yaşamını yitirmişti.

Bu tablonun sorumlularına ise ne bir soruşturma ne bir ceza! Gençleri, gazetecileri tutuklamakta mahir iktidar sermaye gruplarına çıt çıkarmıyor; aksine el üstünde tutuyor. Nedeni aşağıdaki listeye bakıldığında anlaşılabilir. AKP döneminde enerji şirketlerinin özelleştirmelerinden aslan payını alanlar iktidarın gözde sermayedarları!

Halk Yine Kaderiyle Baş Başa!

Yangının yaşandığı bölgelerden sosyal medyaya düşen görüntüler halkın yangın felaketi karşısında yine kaderiyle baş başa bırakıldığını gösteriyor. Birçok yerde insanların kendi imkanlarıyla; hatta damacanalarla taşıdıkları suyla yangını söndürmeye çalıştığı görülüyor.

İtibarı konusunda oldukça titiz(!) olan iktidar bu konuda bir adım atıyor mu? Yaşananlara bakıldığında, geçmiş yıllardaki facialara rağmen hep aynı sonla karşı karşıya kalındığı görülüyor.

Türk Hava Kurumu gibi kurumlar yandaş atamalar, bütçe kesintileri, yolsuzluk gibi nedenlerle zayıflatılarak iş yapamaz hale getirilirken; iktidar yangın söndürme meselesini de en iyi bildiği iş olan özel sektöre havale ederek çözmeye çalışıyor. CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu “Bu rakamlar kulağa iyi geliyor ama gerçek öyle değil. Çünkü neredeyse tamamı kiralık. Geçen yıl ihale alan bir firma 35 helikopterin 11’ini getiremedi. 10 gece görüşlü helikopterden sadece 1’i geldi. Rus pilotlara maaş ödenmeyince kalkış yapmadılar, helikopterler yakıt bulamadığı için yerde kaldı.” ifadeleriyle iktidarın bu yönteminin yol açtığı sorunlara dikkat çekti.

İklim Kanunu, Maden Yasası: Talan Derinleşerek Sürecek!

Bütün bunlar yaşanırken iktidar, meclise getirilen maden yasasıyla maden şirketlerine yeni rant alanları açma peşinde. Özellikle zeytinlikler bu yeni yasa ile birlikte talanın başlıca hedefi haline gelecek.

AKP iktidarı altında sadece özgürlükler, emeğin hakları değil bir bütün olarak doğamız, yaşam alanlarımız tehlikede. Coğrafyamızda var olan bütün doğal, tarihi, beşeri zenginlikleri hedef alan ve onu sermayenin ihtiyaçlarına tabi kılan bu düzene karşı sesimiz yükselmediği takdirde yaşam alanlarımızın giderek daraldığı gerçeğiyle daha trajik şekillerde karşı karşıya kalacağız.

 

CATEGORIES

COMMENTS

Wordpress (0)
Disqus ( )