ODTÜ MFT: Mücadeleye Devam!
Perşembe günü aralarında ODTÜ’nün de bulunduğu 9 üniversiteye rektör atamaları yapılmıştı. “Milli iradeyi” pek seven Erdoğan yine kamuoyunu şaşırtmayarak, ODTÜ ve Cumhuriyet Üniversitelerine ikinci sıradaki adayları, Gazi Üniversitesi’ne ise dördüncü sıradaki adayı atadı. ODTÜ’de rektör seçimlerinde 270 oyla seçimi kazanan Nevzat Özgüven, RTE tarafından elenirken 117 oyla ikinci olan aday Mustafa Verşan Kök, rektör olarak atandı.
ODTÜ Marksist Fikir Topluluğu, rektör atamasına ilişkin bir açıklama yayınladı. Açıklamada “içinde bulunduğumuz süreçte “milli irade ve demokrasi” martavallarıyla her gün boy gösterenlerin üniversitenin demokratik ve özerk alanına ne kadar saygı gösterdiği ortadadır.” denildi. Üniversitelerin toplumsal muhalefeti besleyen alanlar olduğu vurgulanırken bundan sonraki süreçte, üniversitenin her türlü sorunu için “okulun tüm bileşenlerinin dahil olabildiği ve söz söyleyebildiği bir yapı yaratmak için mücadele etmek” gerekliliğinin altı çizildi.
ODTÜ MFT’nin açıklamasının tam metni:
“12-14 Temmuz tarihleri arasında ODTÜ’de rektörlük seçimleri gerçekleştirilmiş, bunun sonucunda da geçtiğimiz hafta 28 Temmuz günü Cumhurbaşkanı tarafından atama yapılmıştır. Atama sonucunda seçimde 270 oyla birinci çıkan Prof Dr. Nevzat Özgüven değil 117 oyla ikinci olan Petrol ve Doğalgaz Mühendisliği bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Verşan Gök atanmıştır.
Bu durumda özellikle içinde bulunduğumuz süreçte “milli irade ve demokrasi” martavallarıyla her gün boy gösterenlerin üniversitenin demokratik ve özerk alanına ne kadar saygı gösterdiği ortadadır. Geçmişteki pek çok örnekte olduğu gibi, İstanbul Üniversitesi’nde çok büyük bir farkla seçimi kazanan Prof. Dr. Raşit Tükel yerine Mahmut AK’ın atanması, bugün de yapılmak istenen şey “Ben Yaptım Oldu” geçiştirmesiyle üniversitenin kendi iç yapısına doğrudan müdahale etmek ve özellikle diğer seslerin çıkmasını engellemektir.
Mevcut yapısı itibariyle üniversiteler toplumsal muhalefeti besleyen en önemli kanalları gençliğin dinamizmiyle beslediği için sürekli olarak müdahale edilen alanlar olmuştur. Bundan sonra yapılması gerekense yalnızca rektörlük seçimleri için değil, hem içinde bulunduğumuz süreç hem de üniversite içindeki büyük ya da küçük her problem için okulun tüm bileşenlerinin dahil olabildiği ve söz söyleyebildiği bir yapı yaratmak için mücadele etmektir. Biz Marksist Fikir Topluluğu olarak bugüne kadar bulunduğumuz pek çok üniversitede bu çabanın karşılığını aldık, bundan sonra da hem kazanılmış haklarımızı savunmak hem de ileriye götürmek için mücadele etmeye ve okulun tüm bileşenleriyle ortak bir zeminde buluşmak için çalışmaya devam edeceğiz.
Yaşam alanlarımızdaki özgürleşmeyi ve demokratik ortamı ancak yan yana durarak, gerektiğinde birbirimizi savunarak ve kendini ifade edecek alanlara ulaşamayan kitlelere yol açarak gerçekleştirebiliriz.
ODTÜ geleneğini kurulduğu günden bugüne mücadeleyle inşa ettik, bundan sonra da dayatmalara karşı aynı şekilde mücadele edeceğiz.”