Metal Grevi: Kim, Neyi, Nasıl Kazandı?
Toplu sözleşme görüşmeleri başladığında işçi sendikaları %38 ücret zammı ve 2 yıllık sözleşme talep ediyordu. Patron örgütü MESS ise 3 yıllık sözleşme dayatmasında bulunmuş ve %3 zam önermişti. Sonuçta bağıtlanan sözleşmeler 2 yıllık oldu. Ekonominin kırılgan olduğu bu dönemde 3 yıllık sözleşme dayatmasının püskürtülmesi önemli bir kazanım oldu.
Zam konusunda varılan anlaşma ise ortalama %24 zam oldu. MESS’in ilk komik teklifinden çok yukarıda olan ve MESS’in en son teklif ettiği %13 oranını da hayli aşan bu rakam, işçiler adına MESS’in mağlup edilmesi anlamına geldi. Öte yandan işçilerin talep ettiği %38 zam oranının altında olan %24’lük kazanım, yine de en azından şimdilik işçilerin maddi koşullarının stabil kalmasını sağlayacak düzeyde.
İşçiler taleplerinin önemli bir kısmını kazanırken, maçı kaybeden taraf MESS oldu. OHAL ve grev yasaklarına güvenerek baştan beri işçilere komik teklifler sunan MESS işçileri bir kez daha mat edeceğini sanıyordu. Ancak metal işçilerinin yasağa rağmen grev kararlılığı, MESS’e ciddi geri adımlar attırmış oldu.
Peki, işçiler cephesinde kazanımlara nasıl ulaşıldı? İş sendika (özellikle de Türk Metal ve Çelik İş) yöneticilerine kalsa, daha ilk görüşmelerde uyuşmazlık çıkmadan anlaşma sağlanır ve MESS’in dayatmaları kabul edilirdi. Ama 3 sendika da grev kararı almak zorunda kaldı. Birleşik Metal İş sendikası, baştan itibaren grev kararlılığında olduklarını açıklamıştı ancak Türk Metal ve Çelik İş grev kararlarını zoraki aldı.
Özellikle Türk Metal’i grev kararı almaya iten tablo, 2015 metal fırtınanın hala taze olan anıları oldu. Bir önceki TİS sürecinde işçileri ciddi bir satışa getiren Türk Metal, 2015’in bahar-yaz aylarında ciddi bir kriz yaşamış, on binlerce metal işçisi Türk Metal’e isyan bayrağı açmıştı. Türk Metal bu defa da açıktan bir satış yaratsaydı, tabanında kontrol edemeyeceği tepkilere yol açacaktı. Bu durumun farkında olan sendika yönetimi istemeye istemeye grev kararı aldı. Kendini zorlayan bu tabloyu da masada patronlara karşı koz olarak kullandı.
Birleşik Metal-İş’e gelirsek… Yönetim grev kararı aldı, AKP’nin grev yasağını tanımayacaklarını ve greve çıkacaklarını duyurdu. Ancak bunun için örgütsel bir hazırlığa girişmedi. Elinde bir mücadele programı mevcut değildi. Grev tehdidini MESS gerçekçi kılan metal işçilerinin tabandan gelen basıncı oldu. Pek çok fabrikada işçiler uyarı eylemleri yaptı. Fabrikalardaki ruh hali “ne olursa olsun şalteri indirmek”ten yanaydı.
Sonuçta işçilerin kararlılığı MESS’i sıkıştırdı. Muhtemeldir ki AKP de olası bir hareketin önünü almak için MESS’e “anlaşın” yönünde baskılar yaptı. Sonuçta MESS, ilk teklifinin çok üzerinde bir anlaşmaya vardı. 3 yıllık sözleşme dayatmasından vazgeçti.
“Türk Metal yönetiminin kazandıkları”nı da unutmayalım. Kendi tabanında oluşacak kırılmalardan korkan ve Birleşik Metal-İş’in grev kararlılığının basıncını hisseden Türk Metal, bunları koz olarak kullanarak üyelerine hoş görünecek bir sözleşmeyi imzaladı. Türk Metal bu sayede kendi tabanı açısından 2015’te çizilen imajını ne yazık ki tazelemiş oldu. Türk Metal istemeye istemeye grev ilan etti, hiç ileri bile sürmeyeceği rakamları kazandı ve bundan sonra da işçilerin kararlılığının sonuçlarını kendi prestijine çevirmek isteyecek.