Market İşçileri Yazıyor: BARKOD

Market İşçileri Yazıyor: BARKOD

Ülkenin farklı yerlerindeki marketlerde çalışan işçiler, sektörde yaşadıkları sıkıntılara ve kendi aralarındaki dağınıklığa karşı uzun süredir bir araya gelip mücadele etmenin yollarını arıyorlar. Özellikle İstanbul’da bir dizi marketten işçiler sık sık bir araya gelerek sektör sorunlarını ve mücadele yöntemlerini tartışıyorlar.

Bu tartışmaların sonucunda geçtiğimiz haftalarda market işçilerinin çıkardığı BARKOD dergisinin ilk sayısı ortaya çıktı. “Marketin İç Sesi” alt başlığıyla çıkan derginin kapak sloganı “Market İşçisi Köle Değildir!” oldu.

Uzun çalışma saatleri, düşük ücretler, molaların kullandırılmaması, baskı ve mobbing, örgütsüzlük… Bunlar market işçilerinin güncel sorunları. Derginin açılış yazısında işçiler mevcut tabloyu şöyle özetliyor: “Barkodlar patronlar için çok önemli oysa işçilerin bir barkod kadar bile değeri yok.”

A-101, CarrefourSA, Şok, Real ve Migros marketlerinden yazıların olduğu dergide ayrıca mobbing üzerine hak yazısı, deneme süresiyle işçi çalıştırmanın gerçek yüzüne dair bir tartışma, marketlerdeki çalışma şartlarına ilişkin bir değerlendirme yazıları yer alıyor. Ayrıca kasiyerlerin ve mörşlerin (merch) üzerindeki baskı, çalışma koşulları üzerine de mektuplar var.

Daha fazla market işçisine ulaşıp örgütlenmeyi hedefleyen BARKOD, çağrısını şu sözlerle ifade ediyor: “Artık susmayalım… İçimize attıklarımız yeter! Söyleyemediklerimizi söylemek istiyoruz. Alın teriyle geçinen market işçileri, insanca çalışmak ve onurluca yaşamak istiyor. Birlik ve beraberlik içinde kendi sorunlarına çözüm bulmak için yola çıkıyor.”

Marketlerde Sömürünün Ağırlığı

Market işçilerinin dahil olduğu 10 no’lu “ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar” işkolunda güncel rakamlara göre 3 milyondan fazla işçi çalışıyor. Özellikle büyük kentlerde market ve mağazalarda yüz binlerce işçi çalışıyor. Özellikle son yıllarda sayı giderek artmış durumda. Aynı zamanda sömürü de giderek derinleşiyor.

Yüz binlerce işçi neredeyse her yerde düşük ücretlere uzun çalışma saatleri boyunca çalışmak zorunda bırakılıyor. Yasal hakların bile kullanılması çoğu durumda mümkün olmuyor. Deneme süreli çalıştırma, tazminatsız ve eksik ödemeyle işçiyi işten atmanın aracına dönüşüyor. Çalışmayı sürdürebilenleri ise hem maddi açıdan sefalet koşulları hem de işyerinde mobbing ve baskı bekliyor.

İşçiler cephesinde hal böyleyken patronlar zenginliklerine zenginlik katmaya devam ediyor. Market işçilerinin örgütsüz olması nedeniyle patronlar hem işçilerin haklarını gasp ediyor hem de ücretleri, tazminatları ödemeden işten atıyor. Hatta kimi durumlarda (mesela Real market işçileri) patronlar yasayı arkasından dolanarak işçilerin büyük miktarlardaki alacaklarını ödemeyip kayıplara karışmanın yollarını arıyor.

Bu tabloyu değiştirecek yegane güç market işçilerinin örgütlülüğü olacaktır. Market işçileri, hakları için birleşir ve mücadele ederse sömürenlerle emekçiler arasındaki maçın gidişatını değiştirebilecektir.