Kürt Annelere Uygulanan Polis Şiddetine Son!

Kürt Annelere Uygulanan Polis Şiddetine Son!

HDP Hakkâri Milletvekili ve DTK Eşbaşkanı Leyla Güven’in tecrit politikalarına karşı sürdürdüğü süresiz dönüşümsüz açlık grevi 179. güne ulaştı. Güven’le birlikte Türkiye’nin birçok cezaevinde yüzlerce kişi açlık grevini sürdürürken, 5’i kadın 15 tutuklu da ölüm orucunda.

Sürdürülen açlık grevleri ve ölüm oruçlarına karşın Saray rejiminden henüz en ufak bir adım gelmiş değil. Aksine, cezaevleri önünde çocukları için eylem yapan annelere, dayanışma eylemi yapanlara karşı yoğun bir polis şiddeti uygulanıyor. AKP iktidarının pratiği de geçmişte ölüm oruçlarına karşı uygulanan şiddet temelli devlet politikalarını aratmıyor.

19 Nisan’da Gebze Cezaevi’nde açlık grevini sürdüren çocuklarına destek olmak için eylem yapan anneleri polis coplarla itekleyerek uzaklaştırmış ve annelere uygulanan şiddet kamuoyunda gündem yaratmıştı. Görüntülerin kamuoyunda yarattığı tepkiler üzerine Kocaeli Valiliği şiddet uygulayan polisler hakkında soruşturma başlatmıştı.   

https://www.youtube.com/watch?v=BY6gX4yxim0

Gebze’deki saldırının üzerinden bir gün geçtikten sonra 20 Nisan’da benzeri görüntüler Mardin Kızıltepe’de yaşanmıştı. Çocukları için eylem yapan annelere polis saldırmış ve yerlerde sürüklemişti.  

https://www.youtube.com/watch?v=1zbFb578QIg

2 Mayıs’ta Bakırköy’de yapılan eylemlerde de annelere saldırılar gerçekleşirken, bir kadın polisin bir anneyi tokatladığı görüntüler basına yansıdı:

https://twitter.com/i/status/1123952852370690057

Bugün ise Bakırköy’de yapılan eylemde yine aynı görüntüler yaşandı. Bakırköy Kapalı Kadın Cezaevi önünde eylem yapan annelere polis vahşice saldırdı.

Bakırköy Cezaevine yürüyen anneler, “Allah rızası için bir ses verin, çocuklarımız ölüyor, dayanamıyorum. Kulaklarınızı kapatmayın artık yeter yeter. Çocuklarımız orada ölüyor biz de burada ölelim. Biz direneceğiz, her gün buraya geleceğiz.” dedi.

İktidarın Kürt halkına karşı uyguladığı baskıya, annelere uygulanan şiddete, toplumu kuşatan milliyetçi şovenizme karşı mücadeleyi büyütmek gerekmektedir. Baskı ve şovenizm sadece Kürt halkını değil, bütün olarak emekçi sınıfları ve toplumsal muhalefeti de vurmaktadır. Aynı polis şiddeti kriz karşısında hakkını arayan emekçiyi de, üniversitesini savunan gençliği de; taciz ve tecavüz vakalarına, kadın cinayetlerine karşı mücadele eden kadınları da hedef almaktadır. Kurtuluş için tek seçenek ezilen ve sömürülen milyonların bir arada yürüteceği mücadeledir!

KATEGORİLER