Küresel Enerji ve CO2 Durum Raporu Üzerine: Ekolojik Yıkım 2018’de de Hız Kesmedi!
Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) 2018 yılı için yayınladığı Global Energy & CO2 Status Report (Küresel Enerji ve CO2 Durum Raporu) ekolojik yıkımın son sürat devam ettiğini çarpıcı verilerle ortaya koyuyor.
Raporda küresel enerji tüketiminin 2010-2018 yılları arasında özellikle Asya kıtasındaki talebe bağlı olarak iki kat artış gösterdiği belirtilirken, enerjiye olan talebin % 70’inin Çin, ABD ve Hindistan’dan geldiği vurgulanıyor. 2018 yılında enerjiye olan talep miktarı % 2,3 artış gösterdi.
Enerji tüketimine bağlı olarak doğaya salınan CO2 miktarı ise tarihin gördüğü en yüksek seviyeye ulaşmış durumda. Atmosfere salınan CO2 miktarı bir önceki yıla göre % 1,7 artış göstererek 33,1 Gt olarak gerçekleşti. CO2 salınımının üçte ikilik bölümü enerji üretimi sırasında gerçekleşti. Küresel ölçekte enerji üretiminde kömür madeni kullanımı 10 Gt’u aşarken, bu tüketimin büyük bölümü Asya kıtasında gerçekleşti. Çin, Hindistan ve ABD gibi gelişmiş ekonomiler salınımın % 85’ini gerçekleştirirken; Almanya, Japonya, Meksika, Fransa ve Birleşik Krallık’ta salınım miktarının azaldığı gözlemlendi. Fakat bu bile kötü tabloyu kurtarmaya yetmiyor.
Tablo-1 ve 2’de veriler değerlendirildiğinde CO2 salınımında fosil yakıt kullanımının büyük bir rol oynadığı gözlemlenirken, 2018 yılında tüm dünyada üretilen enerjinin % 70’inin yine fosil yakıtlar olduğu görülebiliyor.
Tüm dünyada enerji üretiminde doğalgaz kullanımı ön plana çıkarken, 2018 yılında bir önceki yıla göre % 10 oranında bir artış gözlemleniyor. Bu IEA’nın veri aktarmaya başladığı 1971 yılından bu yana en yüksek artış oranı. Doğalgaza olan talepte ise başı ABD çekiyor. ABD’nin doğalgaz tüketiminin yıllık artış oranı sadece Birleşik Krallık’ın bir yıllık gaz tüketimine eşit.
Raporda 2018 yılı enerji tüketiminin artışında tarihsel rekorlarını kıran aşırı sıcak ve soğuk havalarında rol oynadığı belirtiliyor. Ekolojik yıkım derinleştikçe küresel iklim felaketleri dünyanın hemen her bölgesinde sıradan olaylar haline gelirken, ısıtma ve soğutma için kullanılan enerji miktarı buna bağlı olarak artış gösteriyor. Nitekim raporda enerji kullanımının yıllık artışının beşte biri bu gerçeğe bağlanıyor.
Ayrıca yakın geçmişte yaşanan felaketlere rağmen kapitalizmin nükleer enerji tüketiminden vazgeçemediği gözlemleniyor. 2018 yılında nükleer kaynaklı enerji üretimi % 3,3 artış gösterirken, bu miktar küresel enerji tüketim artışının % 7’sini karşılıyor.
Ekolojik yıkım gelecekte insanlığın önüne çözülmesi zor problemler koyacak ve bunları çözmekte insanlık için geç kalınmış olacaktır. Engels Ekonomi Politiğin Eleştirisi’ne Katkı eserinde şunları söyler: “… eşi ve benzeri olmayan ve varlığımızın ana koşulu yer yüzünü seyyar satış tablasına koymak, kendisini satış tablasına koymaya giden yolda atılan son adımdır…”. Ancak sonu bucağı olmayan bir sermaye birikim hırsına dayanan kapitalist üretim için doğayı yıkıma götürmekten başka ihtimal yoktur. Ancak insanlık kapitalizmi tarihin çöplüğüne göndererek bu karanlık ihtimali ortadan kaldırabilir.