Küba, Venezuela, İran: ABD Ambargoları Virüsten Beter!
Emperyalist saldırganlık, tarihin en büyük insani, ekonomik ve sağlık krizinin orta yerinde dahi zalimlikten vazgeçmiyor. Öte yandan İran ve Venezuela gibi ülkelerde rejimleri devirmek için çabalayan ABD emperyalizmi bunun bedelini büyük oranda yoksul emekçi halklara ödetiyor. İran üzerindeki yaptırım, Venezuela açıklarına gönderilen donanma ve Küba’ya gönderilen yardımların engellenmesi, Irak’ta hız kesmeyen silahlanma… Trump, saldırganlığın dozunu arttırırken, emperyalizmin asla acıması olmayacağını bugün insanlık bir kez daha görüyor.
ABD’de halk, sağlık hizmetinin yokluğundan kitlesel bir şekilde ölüyor. Vaka sayısı 640.000’i aşarken, ölümler de 31.000’i geçti. Ölümlerin % 60’tan fazlası Latinler, siyahlar, göçmenler gibi en yoksul kesimler arasında gerçekleşiyor. Hastanelerdeki ekipman yetersizliğinden hemşire ve doktorlar yaşamını yitirmeye başladı. Ama Trump yönetimindeki emperyalizmin tek düşündüğü şey, pandeminin derin bir şekilde bunalıma sürüklediği dünyada mümkün olan her saldırı fırsatını kullanmak. Emperyalist düzen halen kaynakları saldırganlık ve silahlanmaya ayırmaya devam ediyor. Kapitalist düzenden başka ne beklenebilir ki!
Coronavirüs pandemisi altındaki ülkelere en temel ihtiyaçları da içeren ağır ambargolar uygulamak, o ülkelerde haklı ölüme terk etmektir ve planlı bir katliamdan farkı yoktur!
Küba’ya Abluka
Zaten on yıllardır ambargo ile boğuşan Küba’ya sağlık alanını kapsayan yeni bir ambargo devreye girdi. Koronavirüs pandemisinin ortasında Trump yönetimi, Küba tarafından ilaç, ventilatör ve diğer sağlık kaynaklarının satın alınmasını ve erişimini engelliyor.
13 Nisan’da Küba Sağlık Bakanlığı uluslararası ilişkiler müdürü, ABD’nin Küba’ya yönelik ambargosunda, tıbbi malzemelerin de ambargo kapsamına alındığını açıkladı. Sağlık ambargosu, ABD şirketi Vyaire Medical’in Küba sağlık sistemine düzenli olarak tedarik sağlayan iki şirketi (İsviçreli IMT Medical ve ventilatör şirketi Autronic) satın almasından sonra başladı. Bu şirketlerin yeni ABD’li sahipleri Küba’ya artık tedarik yapmayacaklarını açıkladı.
Küba ambargosu, Obama yönetimi sırasında kısa süren ve kısmi gevşemenin ardından Trump’ın Beyaz Saray’a gelişiyle eskisinden daha da sıkı bir hale büründü. Küba’nın sınırlı ekonomisi nedeniyle, adada yeterli miktarlarda üretilemeyen temel ara mallar Küba’ya şişirilmiş fiyatlarla satılıyor. Bunun sebebinin altında bu satışı yapan şirketlerin ambargondan kaynaklanan satış kayıplarını telafi etme kaygısı yatıyor. Bunun üstüne bazı malların uzak ülkelerden gelmesi zorunlu olduğu için taşıma maliyetleri de fiyatların şişmesi için ayrı bir neden. Kısacası Küba halkına yönelik ambargo eziyeti bitmek bilmiyor.
Venezuela’ya Askeri ve Ekonomik Abluka Sıkılaşıyor
Bu durumun aynısı Venezuela’da da yaşanıyor. Venezuela, tüm geliri petrol ihracına dayanan bir ülke. Maduro’nun iflas etmiş iktidarı altındaki Venezuela, hiperenflasyon, kıtlık, açlık, ABD’nin darbe girişimleri gibi çok yönlü bir krizi aynı anda yaşıyor.
Coronavirüs pandemisinin ortasında Trump, Venezuela’ya karşı yürüttüğü ekonomik savaşı daha ileri boyutlara taşıdı. Rus petrol şirketi Rosneft’i Venezuela yönetimindeki petrol şirketi PDSVA ile ticaretini durdurmaya zorladı. ABD yönetimi, Venezuela’ya yönelik yaptırımları deldiği gerekçesiyle küresel petrol üretiminin de yaklaşık % 5’ini gerçekleştiren Rus petrol şirketi Rosneft’e bağlı “Rosneft Trading SA” adlı şirketi geçen ay yaptırım listesine almıştı. Rusya’nın en büyük petrol şirketi Rosneft, Venezuela’daki faaliyetlerini durdurduğunu ve ülkedeki tüm varlıklarını Rus hükümetine sattığını duyurdu.
Ancak Trump’ın Venezuela’ya saldırıları ekonomik alanla sınırlı değil. 1 Nisan’da Donald Trump’ın emriyle uyuşturucu trafiğinin kontrol edilmesi kisvesi altında ABD Donanması Güney Komutanlığı Karayipler’de konuşlandırıldı. Söz konusu operasyon, 1989’daki Panama işgalinden bu yana bölgede gerçekleşmiş en büyük Amerikan askeri operasyonudur. Bir yıl önce emperyalizm, Venezuela’yı ülkenin mevcut sorunlarını ağırlaştıran gıda, ilaç ve diğer temel ihtiyaçların arzını daha da kısıtlayan ekonomik bir abluka ile kuşattı. Öyleki Venezuela halkı açlığın pençesine itildi. Böylece rejimin toplumsal meşruiyetini kırarak ülkeyi Guaido öncülüğündeki emperyalizm destekli darbeye açık hale getirmeyi amaçladılar.
Venezuela’yı her açıdan sıkıştırmak için fırsat kollayan ABD’nin amacı bir an önce Maduro iktidarını devirmek ve ülkede bir kukla iktidar kurmak. Salgın hastalığın karşısında, tıbbi cihaz, ilaç ve gıdaya duyulan ihtiyacın daha da şiddetlenmesiyle Venezuela halkına durumu zorla kabul ettirmeyi amaçladığı ölçüde ABD’nin her türlü harekatı tam anlamıyla bir suç ve soykırıma dönüşmektedir.
İran’da Salgın Kırıma Dönüşüyor
İran, Covid-19 salgının en sert yaşandığı ülkelerin başında geliyor. Salgının en hayati dönemlerinde hiçbir tedbir almayan Molla rejiminin pervasızlığı, ABD ambargosu ile birleşince İran halkı için bu salgın tam bir kırıma dönüştü. Ülkedeki vaka sayısı 78.000 civarında ve şimdiye kadar resmi verilere göre 4.869 kişi yaşamını yitirdi.
Bağımsız kaynaklara göre ülkedeki durum çok daha vahim. Ülkede sağlık araç gereçleri ve hizmet altyapısının oldukça yetersiz olduğu bilindiği halde ABD emperyalizmi öncülüğünde İran’a sağlık ekipmanlarını da vuran geniş ölçekli ambargolar uygulanıyor. İran sağlık sistemini vuran bu kasti kampanya yüzünden İran’da her gün yüzlerce insan hayatını kaybetmektedir. İran’da halk zaten yoksulluk içerisinde yaşarken geniş kapsamlı yaptırımlar insani kriz durumunu daha da ağırlaştırmaktadır. Toplu mezarlara gömülen İranlı emekçiler derin bir çaresizliğe itilmektedir. Durum buyken şu anda İran’ın acil ihtiyaç durumundaki anti-viral ilaçlara ve kritik önemdeki sağlık ekipmanlarına erişimi oldukça kısıtlıdır. Bu da virüsün yayılmasını hızlandırmakta ve vakaların ölümcüllüğünü arttırmaktadır. İran’a yapılan ekonomik abluka yüzünden İran petrollerini ihraç edememekte bu da yoksul İranlıların temel gıda malzemelerine ulaşımını bile engellemektedir. İran’daki kapitalist Mollalar bu yüzden 1979’dan beri ilk defa IMF’den 5 milyar dolar borç istemek zorunda kalmıştır.
Emperyalizmin bu ülkelere uyguladığı ablukalar derhal sonlandırılmalı ve yaptırımlar kaldırılmalıdır. Dünyanın emekçi halklarının; ezilen, sömürülen emekçileri ölüme terk eden politikalara karşı enternasyonalist dayanışmayı yükseltmesi gerekmektedir.