Koton'da İşçi Kıyımı!

Koton çalışanları, işyerlerinde uygulanan vahşi sömürüyü gündeme taşımaya devam ediyor. Uzun ve esnek çalışma saatleri, mesai ücretlerinin ödenmemesi, firmanın az çalışanla çok iş yapmaya çalışması şikayetlerin başında geliyor.
Birgün gazetesinden Seda Balmumcu’ya konuşan işçiler yaşadıkları sıkıntıyı şöyle dile getiriyorlar:
‘Haftalık 45 saat ve bir hafta içerisinde 1 veya 2 kez erken çıkış veriliyor. Öğlenci olduğumuz günlerde 14.00 ve 22.00 arası çalışmamıs gerekiyor fakat 13.45’te iş başı yapmamızı istiyorlar. Çıkışlarımız ise mutlaka 22.30’u geçiyor. Bunlar bizlere mesai olarak yansımıyor. Hafdtada bir gün 10.00 ile 22.00 arası çalışıyoruz. Sadece 2 saat mola veriliyor.’
Ayrıca işçiler mücadelelerini sosyal medyaya da taşıyorlar. Twitter’da firmanın ‘Kotonluysak Değer’ sloganına işçiler #KotonluysakKeder hashtagiyle karşılık verdiler. Instagram’da açılan Koton Çalışanları(@kotoncalisanla1) sayfası da işçilerin yaşadıkları sıkıntıları dile getirdiği bir alana dönüştü. Konunun sosyal medyada gündem olmasının ardından Koton firmasının hesapları açan kişileri bulmaya çalıştığı, firmanın sosyal medya hesaplarını yorumlara kapattığı belirtiliyor.
6.500 kişinin çalıştığı Koton, son günlerde sendikalaşan işçileri işten çıkarmasıyla gündemde. Koton çalışanları, çalışma şartlarının düzeltilmesi ve iyileştirilmesini talep ederek Türkiye Kooperatif ve Büro İşçileri Sendikası’nda (Koop-İş) örgütlendiler. Firma, sendika üyeliği ve sosyal medya beğenileri sebebiyle işçileri tazminatsız bir şekilde işten çıkarıyor. Koton işçilerinden Soner E. “İşe gitmek için hazırlanırken bir telefon geldi. İnsan kaynaklarından aradığını söyleyen bir kişi bana Instagram’daki ‘Koton Çalışanları’ sayfasını takip ettiğim için ve gönderilerini beğendiğim için işten çıkartıldığımı söyledi. Üstelik sayfada Koton’u kötüleyen içerikler paylaşıldığı için tazminatımı da alamayacakmışım” ifadelerini kullandı. İstanbul’daki mağazalardan birinde çalışan Yağmur A. ve Buse A.’nın da sözleşmesi Soner E.’yle aynı gerekçelerle feshedilmiş.
Bazı gazetelerde ise firmanın küçülmeye gittiği için işçileri işten çıkardığı yazıyor. Fakat firmanın küçülmek bir yana iki hafta içerisinde üç mağaza daha açtığı biliniyor.
Türkiye’de emek gücünün vahşice sömürüsü, işçinin emekçinin alınterinin hakkının gasp edilmesi düzenin yazısız kurallarından biri haline geldi. Hemen hemen her alanda emekçiler Koton işçilerinin yaşadıklarına benzer süreçleri yaşıyorlar, ancak bunların çoğu gündem olmuyor. Koton işçilerinin belirttiği üzere ‘’Başlamak başarmaktır.’’ Bizler vahşi sömürüye, hak gasplarına, güvencesiz çalışma koşullarına karşı mücadeleyi yükseltmeye bugünden tezi yok başlamalıyız.