Koronavirüs Emekçiyi Vurmaya Devam Ediyor! – Denizhan Eren
AKP iktidarı sağlık önlemleri konusunda evda kal propagandası yapıyor, devletin her türlü önlemi aldığından bahsediyor, süreci başarılı birşekilde yürüttüklerinin propagandasını yapıyor. Ancak emekçiler yaşamak için tekstilde, madende, inşaatlarda ve belli sektörlerde çalışmak zorunda kalıyor. İktidar ve bilim kurulu, işçileri ve emekçileri mağduur etmemek için gerekli önlemlerin alındığından, sağlık kurallarına uyulduğu sürece emekçilerin işyerlerinde bir sıkıntı yaşamayacağından bahsediyor. Ne var ki sağlıklı yaşamak için gerekli koşullar, milyonlarca emekçi için pek sağlanmaktan oldukça uzak. Bu hafta içinde gündeme yansıyan bazı örnekler emekçilerin çalıştığı işyerlerinde hem emek düşmanlığıyla hem de koronavirüs salgınıyla baş etmek zorunda kaldığını gösteriyor.
- Alparslan Barajı HES inşaat işçileri: Muş Alparslan Barajı‘ndaki 2 HES şantiyesinde çalışan yaklaşık 800 işçi, yüklenici firmanın kendileri için hiçbir önlem alınmamasına tepkili. İşçiler, salgın korkusuyla çalıştıklarını bildirdi. (1)
- ”Ölümler ve hastalık haberleri gelirken, 19 yıllık bir bankacı böyle bir zamanda dışarıda olarak ve çalışarak aldıkları riske isyan ediyor. Sektöründe zaten var olan ama şiddetlenen eşitsizliği, çalışanların kendilerini nasıl “paçavra” gibi hissettiğini anlatıyor. İş yerinde yeterli önlem alınmadığı gibi, bu süreçte “bu ay performansa bakılmayacağı” müjdesi verilmiş. “Çok teşekkürler!” diyor öfkeyle.”
Devamında ise açıklamalar şu şekilde:
”Şubede 20 kişiyiz. Kimseye müsamaha gösterilmedi. Daha sonra eleyin, idari izin gibi gösterin baskısına direnemeyince de sadece iki kişiye izin verdiler düşünün.”
”Geçen pazartesi günü bankaların çalışma saatlerinin kısıtlanabileceği söylenmesine rağmen ve kamu bankası olmamamıza rağmen bizim banka bu uygulamaya gitmedi. En üst yönetim evlerinden çalışıyor, şubelerdeki kimse de umurlarında değil açıkçası. Ne dezenfektan, ne kolonya… Bir arkadaşımızın karısı hemşire diye acil bir-iki maske edindik sayesinde. Sonra parayla satın almaya başladık.”
”Benim mevduat müşterilerim ağırlıkta, yani zaten yüzde 90 telefonla işlem yapıyorum. Diyorum ki, bırakın evden çalışayım… Neymiş, telefon görüşmelerimi kaydedemeyeceklermiş öyle. Şubeden de kendi cep telefonumdan konuşuyorum çoğunlukla, insanlar oradan arıyor, orada da kayıt yok, anlatamıyorum. Sonra 12-5’e geçmeye mecbur kaldılar, bu sefer de idari izin kaldırıldı. Herkes full çalışacakmış. Çok net mobbing ama yine kimse bir şey diyemiyor”
”Diyorlar ki kendi OHAL’inizi yaratın. İşveren izin vermiyor. O zaman mesafe koyun. Peki, yirmi kişi aynı tuvaleti kullanıyoruz, giderken otobüse biniyorum, karşıdan karşıya geçerken de yanımdaki adamı ittireyim o zaman… ” (2)
- Bazı sinema, reklam ve dizi çalışanlarının meslek örgütleri koronavirüs salgınına karşı günlerdir “setleri durdurun” çağrısı yapsa da özellikle bazı dizi setleri hâlâ çalışmaya devam ediyor.
Oyuncular Sendikası Genel Sekreteri Sercan Gidişoğlu da günlerdir hem resmi açıklama hem de sosyal medya üzerinden sinema ve dizi alanındaki diğer meslek örgütleriyle kampanya yürüttüklerini hatırlatarak, “Fedakarlıktan söz ediliyorlar, ama bu dönemde reklam gelirleri de arttı” dedi.
Çalışan emekçilerle ilgili verdiği bilgiler şu şekilde:
”Biz bazı kanallarda dizilerin ısrarla devam etmesinde bundan başka bir neden göremiyoruz. ‘Eve kapanan halkımıza moral olsun diye’ diyorlar. O dizilerin onlarca çekilmiş eski bölümleri var. Eski dizilerin tekrarları verilebilir. İssanlar şu an sadece haber kanalı izliyor zaten. Belki bir kısım eve bağlı yaşlı insanımız var ama bu da insanımızın canı için bir bahane değil.”
“Restoranlardan kapandı, ama sette açık bir şekilde restoran sahnesi çekmek serbest.
“Okullar tatil edildi çocuk oyuncu sette, 65 yaşa yasak getirildi onlar sette. 65 yaş üstü oyuncular için özel izin almaya çalışan diziler olduğunu duyuyoruz.
“Berberler, kuaförler çalışamıyor, ama sette kuaförler saç, makyaj yapıyor hala. Burak Özçivit’i reklamlarda oynatıyorlar “Evde kalın” diye ama onun seti devam ediyor. Bunun gerçekliği olabilir mi? Toplumun örnek aldığı insanlar “evde kal” çağrısı yapıyor ama kendi sette. (3)
- ”Oyuncu Erkan Petekkaya, set çalışanları ile tedbir almadan #EvdeKal videosu çekti. Covid-19 nedeniyle hala durdurulmayan dizi setleri, durdurulsada ‘ücretli izin’ desteği alamayan set emekçileri zor günler yaşıyor.” (4)
- İnşaat-İş Sendikası Örgütlenme Sekreteri Yunus Özgür, Göztepe’deki yedi yıldızlı EMAAR Otel inşaatı yönetiminin çalışanlara baskı yaptığını aktarıyor. EMAAR Otel inşaatında çalışan işçilerden biri hastalık korkusuyla işi bıraktığını ve memleketine dönmek zoruda olduğunu paylaşıyor.Açıklamaları şu şekilde:
“İç içe yemek yiyorduk. Mecbur olmayanlar evine, memleketlerine dönüyor. Burada çalışanların hepsi gurbetçi. 600 kişi kaldı. Onlar da mecbur çalışıyor. Serviste ayakta geliyorduk. Tek koltukta iki kişi oturuyorduk. Yemekhane desen tıklım tıklım. Görüntüler yayınlandıktan sonra göstermelik önlemler aldılar.”
“İşi durdurun teklifi sunduk. Çalışmak isteyen çalışsın, çalışmak istemeyen evine gitsin. Burada kimseyi zorla tutmuyoruz, dediler.” (5)
https://www.youtube.com/watch?v=aPH–9xPCq0&feature=youtu.be
- Yalova’nın Altınova ilçesi Tavşanlı beldesinde bir tersanede çekildiği iddia edilen görüntülerde tersane çalışanı işçilerin koronavirüse karşı hiç bir önlem almadan toplu hareket ettikleri görülüyor. Videoda işçilerden birinin ‘millet coronadan kaçıyor biz coronanın içine dalıyoruz’ dediği duyuluyor.
Tersane çalışanı bir işçi yaşananları şöyle ifade etti:
Sadece çalışmakta olduğumuz tersanemizde 3700 kişi bulunmakta. Servis ve yemekhanede işverenimizin ihmali dahilinde olmasa da corona virüsünün görülebileceği ihtimaline karşı çok ciddi endişe taşımaktayız.
Tersanemize İzmit, İstanbul ve Yalova’nın yanı sıra Bursa ve Orhangazi dahil bir çok yerden işçi arkadaşlarımız gelmekte.
Olası bir salgın durumunda hastalık çok çeşitli illere kolayca aktarılabilir durumda. Yani basımızdaki 15 bin kişilik tersanelerde de durum farklı değil.
İşsiz kalma korkusuyla işimize korku içinde gidip gelmekteyiz. Devlet büyüklerimiz den ricamız ücretsiz de olsa bizlere izin hakkı vermeleridir” ifadeleri kullandı.
Aynı zamanda Tersane çalışanı olduğu iddia edilen bir kişi dün ateşi 40 dereceye çıkınca bir başka işçi tarafından Corona virüsü şüphesiyle İş Sağlığı ve Güvenliği Merkezi’ne getirildi. Yalova Devlet Hastanesi’ne yönlendirildiklerini belirten İşçi, “Yalova Devlet Hastanesi Acil bölümüne gittiğimizde arkadaşımızı normal hastaların arasına aldılar. Ateşini ölçtüler, ilaç yazdılar başka hiçbir işlem yapmadılar. Soğuk algınlığı deyip gönderdiler” diyerek tepki göstermişti. (6)
- Taksim, Atatürk Kültür Merkezi inşaatında çalışan E. İ, şantiyedeki sorunları dile getirdiği için işten atıldı. E. İ, üç gün önce 55 yaşlarında birinin nefes darlığından fenalaştığını, hastaneye götürüldüğünü ve bundan sonra çalışmama kararı aldıklarını anlattı. Ancak E.İ ve bir arkadaşı işten çıkartılınca diğer çalışanlar işsiz kalma korkusuyla işe devam etmek zorunda kalmış.
İ. “Tahminimce çoğu kişi hasta burda” diyor ve 3 gün önce 50 yaşlarında bir işçinin nefes darlığıdan fenalaştığını anlatıyor: “Apar topar götürdüler. Kronik rahatsızlığı falan var dediler. Hiçbir açıklama yapmadılar. Bundan sonra çalışmama kararı aldık. Birilerimiz ‘Ölelim mi’ dedi, birilerimiz ‘Aç mı kalalım’ dedi. Ne yapalım? Aç kalmayalım tamam da pisipisine ölelim mi? Ben artık kendimi düşünmüyorum. Annem hasta. Şimdi işten çıkarılıyorum. Eve gidemem. 3 aydır burada çalışıyorum. Nerden bileyim belki hastalığa kapılmışım. Anneme babama mı bulaştırayım? Adalet bu mu? Böyle bir alçaklığa bir insan göz yumamaz.” (7)
Göründüğü üzere evde kalmak ve daha önemlisi sağlıklı yaşamak için gerekli koşullar, emekçiler için sağlanamıyor. Yukarıda verdiğimiz haberlerin örnekleri her geçen gün artıyor, tesadüf de değil. AKP’nin “Ekonomik İstikrar Kalkanı” paketinde niyeti belli oluyor, amacı insanların sağlığından çok sermayenin korunmasıdır. Biz emekçiler sesimizi yükseltmedikçe AKP ve patronlar bu insanlık suçunu işlemeye devam ettireceklerdir, sesini çıkarmaya çalışan herkesin de tepesine binmeye devam edeceklerdir. Sosyal medyada ses getiren videosunda #VirüsDeğilDüzenÖldürür diyen tır şöförü Malik Baran Yılmaz’ın gözaltına alınması bunun bir göstergesi.
Bütün bunlara karşı emekçilerin acil taleplerini desteklemeliyiz. Gıda, sağlık gibi zorunlu olan sektörler dışında, çalışanların herhangi bir hak kaybı yaşamaması sağlanarak üretim durdurulmalıdır, işten atmalar yasaklanmalıdır, işçiler için ÜCRETLİ İZİN HAKKI tanınmalıdır ve ihtiyaçların karşılanması için süper zenginlerden yüksek oranlı SERVET VERGİSİ alınmalıdır. Salgını zararsız bir şekilde atlatmanın ve halkı koronavirüsten korumanın tek yolu bu.
Kaynak
(1) https://twitter.com/yasarustaportal/status/1241733325309587459
(2) https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2020/03/28/ust-yonetim-evinde-subedekiler-sanki-kole/
(3) http://bianet.org/bianet/yasam/222076-dizi-setleri-ara-vermek-icin-resmi-aciklama-bekliyor
(4) https://twitter.com/yasarustaportal/status/1243982128905420800
(5) https://www.gazeteduvar.com.tr/gundem/2020/03/28/insaatlarda-onlemler-gostermelik-aliniyor/
(6) https://www.cayyolu.com.tr/pes-dedirten-goruntu-millet-koronadan-kacarken-biz-icine-giriyoruz/258589/?utm_source=dlvr.it&utm_medium=twitter
(7) https://www.gazeteduvar.com.tr/gundem/2020/03/27/akm-insaatinda-onlem-istedi-isten-cikartildi/