Kıdem Tazminatı ve Emeklilik Haklarımız için Ben de Varım!
AKP Hükümeti, kıdem tazminatını kaldırmak için fırsat kolluyor. İktidara geldiği günden bu yana iktidarın ajandasında yer alan bu saldırı, kriz döneminde bir kez daha yüksek sesle dillendirilir oldu. Dünyanın farklı ülkelerinden alınan örnekler kamuoyunda ısıtılıyor. Mevcut kıdem tazminatı hakkı, dayatmaya dönüşen bireysel emeklilik sistemi ile entegre edilerek ve yeni bir yasal düzenlemeyle yok edilmek isteniyor.
Eğer AKP istediğini elde eder de kıdem tazminatını “fon” adı altında yok ederse milyonlarca emekçi için sınırlı da olsa sağlanan iş güvencesi ve haksız işten çıkartıldığındaki tazminat hakkı ortadan kalkacak.
Mevcut haliyle kıdem tazminatı uygulaması zaten oldukça sıkıntılı. Yasal olarak bile halihazırda sınırlar mevcutken, uygulamada pek çok işçi kıdem tazminatı hakkından patronlar tarafından mahrum bırakılıyor.
AKP iktidarı ise kıdem tazminatının fiilen uygulanmadığını söyleyerek onu yasal olarak da yok etmeye çalışıyor! Tam da patronların istediği terane!
Emeklilik konusunda da ortalık toz duman. Yüz binlerce emekçi, yasal değişiklikler nedeniyle prim gün sayısını tamamlamalarına rağmen emeklilik yaşına takılmış durumda. Yıllar öncesinde de itiraz edilen bu durum, bugün yaşa takılanların sayısının artmasıyla yakıcı bir hal aldı. Çalışma yaşamına başladıkları sıradaki emeklilik şartlarından haklı olarak yararlanmak isteyen EYT’liler, hala haklarını elde etmek için mücadele ediyor.
Ancak AKP Hükümeti’nin gündeminde bırakalım emeklilik hakkının sağlanmasını, emekliliği bir hayale dönüştürmek ve özelleştirmek yer alıyor! Bireysel emeklilik sistemin giderek büyüyen bir dayatmaya dönüşmesi başka bir anlam taşımıyor.
AKP istiyor ki ücretli çalışanlar mezara kadar emekli olamasın. Ölene kadar patronlara çalışsın. Kıdem tazminatı gibi hakları da ellerinden alınsın ki iyice köle haline gelsinler!
Oysa başka bir çalışma yaşamı mümkün!
Fakat haklarımız öyle kendi kendine gelmeyecek.
EYT’lilerin mücadelesi iyi bir örnek.
15-16 Haziran şanlı işçi direnişinin yıl dönümünde kıdem tazminatına sahip çıkmak için alana çıkan emekçiler iyi bir örnek.
Yani mücadele etmekten başka çaremiz yok! Ancak mücadele etmek için örgütlü olmak da şart! Patronlar, hükümet hepsi örgütlü hareket ediyor. Emekçilere karşı bir mücadele programları ve planlamaları var.
Bizler de haklarımızı korumak ve geliştirmek istiyorsak örgütlü olmak zorundayız. Sendikalarda örgütlenmek bu işin bir yanı. Ama öte yandan, haklarımıza yönelik saldırılar siyasetin merkezinden geliyor. O yüzden bizlerin de siyasi davranması gerekiyor.
Emekçilerin haklarına hangi siyasi hareket sahip çıkar? Meclisteki partilerin hiçbiri şimdiye kadar kıdem tazminatının korunması ya da EYT’lerin taleplerinin karşılanması konusunda hiçbir samimi adım atmadı. Bu yüzden emekçiler kendi siyasetini kendisi üretmek zorunda!
Sosyalist Emekçiler Partisi, emekçilerin taleplerini savunmak ve emeğin mücadelesini büyütmek için kurulmuştur. Bu amaçla bütün dünyanın emekçilerinin mücadelelerinden de öğrenerek Türkiyeli emekçilerin örgütlü gücünü büyütmek için çabalamaktadır.
Bu yaz sıcak geçecek! Kıdem tazminatından emeklilik hakkına, ekonomik krizin bedelini emekçiler mi yoksa krizi yaratan patronlar ve hükümet mi ödeyecek sorusuna kadar pek çok konuda önemli mücadeleler bizi bekliyor.
Sosyalist Emekçiler Partisi, kıdem tazminatı ve emeklilik haklarımızı savunmak için, emekçi sınıfın gücünü büyütmek için BEN DE VARIM! diyen herkesi birlikte mücadele etmeye davet ediyor.
Haydi, kolları sıvayalım!