KHK ile Taşerona Kadro Düzenlemesi Neleri İçeriyor?
24 Aralık’ta yayınlanan 695-696 sayılı KHK ile taşerona kadro düzenlemesi açıklandı. Uzun süredir taşeron işçilere kadro vaadiyle işçiler oyalanıyor. AKP iç siyasette sıkıştığı zamanlarda bu talebi yerine getireceğini dillendiriyordu. Türkiye’de yaklaşık 2 milyon taşeron işçi giderek ağırlaşan çalışma koşullarıyla her türlü örgütlenme ve sosyal haklarından mahrum bırakılarak sömürü cennetinin köleleri gibi çalıştırılıyor. Üstüne üstlük de kadrolu ve taşeron işçi ayrımı işyerlerinde işçilerin ortak mücadele etme zeminin hem aynı sendikada örgütlenmeyi engelleyerek hem de işçilerin kendi aralarında bölünmelerini sağlayarak engelliyor. Bu nedenle de Türkiye’de işçi sınıfının en önemli mücadele alanlarından ve taleplerinden olan taşerona kadro meselesi oldukça yoğun bir ilgiyle takip ediliyor. Geçtiğimiz Pazar gecesi çıkarılan son KHK’da oldukça önemli başka düzenlemeleri de içermesine karşı taşerona kadro düzenlemesini de içerdiğinden diğer gündemler ne yazık ki işçi sınıfının en temel hakkı olan kadro talebinin yanına katılarak geçirildi. Peki bakalım bu düzenlemenin ayrıntılarında neler var?
Taşeron Düzenlemesi Kimleri Kapsıyor?
Öncelikle yıllardır süren taşerona kadro talebinin bugün AKP tarafından işçi sınıfına sağlanan bir lütuf olmadığını açıkça ifade etmek gerekiyor. OHAL bahanesiyle işçilerin anayasal hakkı olan grevleri dahi yasaklayacak denli işçi düşmanı patron dostu politikalar güden iktidarın taşeron düzenlemesi yıllardır süren mücadelelerin yarattığı bir sonuç elbette. Ama bu düzenleme bugün AKP iktidarının sıkışmış, yönetemez halinin kapatılacağı bir örtü gibi kullanılmak isteniyor. Kadro düzenlemesinin bir kazanım olduğu gerçek ama içeriğine baktığımızda düzenlemede işçilerin asgari düzeyde bile hayat şartlarında bir farklılık içermiyor. Bunun yanında söylendiği gibi taşeron işçiler kayıtsız şartsız bir düzenlemede ortada yok yani kamuda çalışan bütün taşeron işçiler kadroya alınmayacak. Belediye ve il özel idarelerinde çalışan 450 bin taşeron işçiye kadro yerine iktisadi teşekkül işçiliği getirildi. KİT’ler ve bazı özel bütçeli kuruluşlarda çalışan işçiler kapsam dışında tutuldu. “Personel ihalesi” şartı arandığı için; ihalesinde personel gideri yüzde 70’in altında olan işçiler ile mal, yapım ve danışmanlık ihalelerinde çalıştırılan işçiler dışarıda kaldı.
KHK’nin 127. maddesinde merkezi yönetim kapsamında yer alan kamu kurum ve kuruluşlarından hangilerinin kapsama alınacağı düzenlendi. Bu Kanunun “Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri” başlıklı
(1) sayılı cetvelinde TBMM, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Bakanlıklar, çeşitli Genel Müdürlükler, Komutanlıklar, Devlet Personel Başkanlığı ve Türkiye İstatistik Kurumu gibi bazı idareler yer alıyor. Ancak bu cetvelde yer alan MİT Müsteşarlığı kapsam dışı tutuldu.
(2) sayılı “Özel Bütçeli İdareler” başlıklı cetvelde ise YÖK, üniversiteler ve yüksek teknoloji enstitüleri ile Devlet Su İşleri, Karayolları Türk Standartları Enstitüsü ve Devlet Tiyatroları gibi çeşitli özel bütçeli kuruluşlar var.
(3) sayılı “Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar” başlıklı cetvelde RTÜK, Sermaye Piyasası Kurulu, Rekabet Kurumu gibi kurumlar yer alıyor.
(4) sayılı cetvelde ise Sosyal Güvenlik Kurumu ile Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü sıralanıyor.
5018 sayılı Kanunun dışında kalan 36 farklı özel bütçeli kuruluştan sadece 8’i kapsama alınırken, aralarında Anadolu Ajansı, Merkez Bankası, Ziraat Bankası ve TRT’nin de yer aldığı 26 özel bütçeli kuruluş kapsama alınmadı. Öte yandan 26 farklı Kamu İktisadi Teşebbüsü de dışarıda kaldı. Böylece bu özel bütçeli kuruluşlar ve KİT’lerde çalışan on binlerce taşeron işçiye kadro yolu kapandı.
İl özel idareleri ve belediyelerdeki taşeronlarda çalışan işçiler de kadro kapsamına alınmadı. KHK ile yapılan düzenlemeye göre, bu işçilerden koşulları taşıyanlar, il özel idareleri ve belediyelerin iktisadi teşekküllerine geçirilecek. Merkezi yönetimlerde çalışan taşeron işçiler için aranan şartlar, belediye ve il özel idarelerinde çalıştırılan taşeron işçiler için de aranacak.
Güvenlik Soruşturması
Kadro kapsamındaki idarelerde çalışmak dahi kadro almak anlamına da gelmiyor. KHK’nin 127’inci maddesi ile işçi kadrosuna geçiş için, Devlet Memurları Kanunu’ndaki devlet memurluğuna atanmak için aranan bazı şartlar getirildi. Yaş ve öğrenim şartı aranmayacak. Ancak şu koşullar aranacak:
(1) Türk vatandaşı olmak,
(2) Kamu haklarından mahrum bulunmamak,
(3) Bazı suçlardan mahkûm olmamış olmak,
(4) Askerlikle ilgisi bulunmamak,
(5) Görevi yapmasına engel akıl hastalığı bulunmamak,
(6) Güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak.
Böylece memuriyete atanma için aranan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması koşulu, taşeron işçiler için de getirilmiş oldu. İl emniyet müdürlükleri tarafından yapılacak güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasında sakıncalı bulunan taşeron işçiler, kadroya alınmayacak. Soruşturma, “yıkıcı faaliyetlerle ilgisi bulunmaktan”, “ahlaki duruma” kadar çok geniş bir alanı kapsayacak. Yani AKP açısından ‘sakıncalı’ olarak görülen, muhalif kim varsa uydurma gerekçelerle güvenlik soruşturmasından geçemeyeceği için kadroya da alınmayacak. Özetle bu içeriğe göre işyerlerinde mücadele eden sendikalı geçmişi olan, siyasi görüşü AKP’ye uymayan işçilere kadro yolu zor görünecek.
Bütün Haklardan Feragat Şartı
Güvenlik soruşturması ve KİT’ler ve belediyelerde çalışan işçilerin kapsam dışı kalması da yeterli değil, dahası da var. Düzenlemenin ilk dillendirildiği dönemde de söylenen taşeron işçilerin taşeronda çalıştıkları döneme ilişkin açtıkları davalar ve bu davalar sonucunda hak kazandıkları alacaklardan feragat etmesi istenecek. Böylece işçilerin muvazaa kararlarına dayanarak açtıkları alacak davaları başta olmak üzere tüm dava ve alacaklarından vazgeçmesi şart olacak. Kadroya alınan işçilerden, kadroya alınmış olmalarından kaynaklı olarak geçmişe dönük bir hak ve alacak talebinde bulunmayacaklarına ilişkin sulh sözleşmeleri yapmaları istenecek.
Ücretler ve Haklar da Hiçbir Değişiklik Yok!
Kadroya geçirilen işçilerin taşeron işçilerin hak ve ücretleri dört farklı yöntemle belirlenecek.
(1) Taşeronda iken çalıştığı idarede taşeron işçilere yönelik tek bir toplu iş sözleşmesi bulunan işçilerin hak ve ücretleri, toplu iş sözleşmesi bitene kadar toplu iş sözleşmesinde belirtilen ücret ve haklar düzeyinde olacak.
(2) Çalıştığı idarede taşeron işçilere yönelik birden fazla toplu iş sözleşmesi bulunan işçilerin hak ve ücretleri, bu toplu iş sözleşmelerinden en son sona erecek toplu iş sözleşmesine göre belirlenecek.
(3) Çalıştığı taşeronu kapsayan toplu iş sözleşmesi bulunmayan ancak aynı idarenin farklı taşeronunda toplu iş sözleşmesi bulunan işçilerin hak ve ücretleri, idarenin taşeronlarındaki en son sona erecek toplu iş sözleşmesine göre belirlenecek.
(4) Çalıştığı taşeronu kapsayan toplu iş sözleşmesi olmayan ve aynı idarenin farklı taşeronlarında da toplu iş sözleşmesi bulunmayan işçiler, bireysel iş sözleşmelerindeki ücret ve haklarla kadroya geçirilecek.
Yani bu düzenlemeyle işçilerin ücretlerinde ve sosyal haklarında mevcut kadrolu işçilerinkine göre hiçbir iyileşme sağlanmayacak. Kadroya alınan işçilerin kadrolu işçilerinden TİS’inden de (Toplu İş Sözleşmesi) yararlanamayacak.
Sözlü ve Yazılı Sınav Şartı
Her idare kendi yazılı, sözlü hatta uygulamalı sınavını yapabilecek. Sınavlarda başarılı olmayan işçiler kadroya alınmayacak.
Sınav ve kadroya alınma süreci, 2 Ocak 2018 tarihinden itibaren 90 gün içinde tamamlanacak ve hak kazanan işçiler kadroya geçirilecek.
Özetle, KHK ile gerçekleştirilen taşerona kadro düzenlemesi oldukça şartlı bir düzenleme. Onbinlerce işçi kapsam dışı bırakılırken, kadro şartlarını sağlayanlar da güvenlik soruşturması ve sınav gibi oldukça keyfi gerçekleşebilecek uygulamların sonucunda kadroya alınacak. Her şeye rağmen taşerona kadro gündeminin AKP’yi zorladığını ve oyalasa da işçi sınıfının yıllardır verdiği mücadeleler sonucunda bu kazanımın elde edildiğini tekrar vurgulamak gerekiyor. Tabi ki bu düzenlemeyle taşeron zulmü bitmeyecek, bundan sonra da işçi sınıfının örgütlü mücadeleyle kayıtsız ve şartsız kadro talebinin yükseltilmesi için mücadele etmesi gerekecek.
SEP: Bütün Taşeron İşçilere Kayıtsız, Şartsız Kadro
Türkiye’de 2 milyon emekçi taşeron çalışıyor. Taşeron işçiler, aynı işyerinde aynı işi yapmalarına rağmen kadrolu işçilerden daha az ücret alıyorlar, parasal ve sosyal haklardan yararlanamıyorlar, sendikal mücadeleleri engelleniyor, iş güvenceleri yok…
Modern çağın köleliği olan taşeron çalışmaya karşı işçiler yıllardır seslerini duyurmaya çalışıyor. Taşeron sisteminin emekçiler üzerinde yarattığı yıkım, AKP hükümetini Kasım 2015 seçimlerinde “kadro vaadi”nde bulunmak zorunda bıraktı. Ama AKP seçimleri kazanır kazanmaz vaat havaya uçtu, emekçiler yine kandırılmıştı ve taşeron işçiler iki yıldan fazla süredir oyalandı.
Hükümet 5 Aralık günü bir kez daha kamudaki taşeron işçileri kadroya geçireceklerini açıkladı. Bu defa bir düzenleme taslağı sunuldu. Hükümetin planına göre sadece merkezi bütçeye bağlı kurumlardaki 400 bin kadar taşeron işçi kadroya alınacak. İktidar baştan Hükümet, KİT’lerde ve belediyelerde çalışan işçileri kadroya geçişin kapsamı dışında bıraktı.
Nasıl bir kadro mu? Ücretler ile diğer parasal ve sosyal haklar değişmeyecek, üstüne bir de kadroya geçiş için bir sınav yapılacak ve kadroya geçirilecek işçiler güvenlik soruşturmasından geçirilecek. Şimdiden söyleyelim, olacak olan AKP’ye yakın işçilerin soruşturmadan geçmesi, muhalif işçilerinse bırakalım kadroyu, ellerindeki işlerini bile kaybetmeleridir.
Bu haliyle getirilecek düzenleme, taşeron işçiler için çok kısmi de olsa kazanımlar sağlayacaktır. Ne var ki bu kazanımlar emekçilere AKP tarafından bahşedilmedi. Tersine, taşeron çalışmanın kölelik şartlarını dayatması nedeniyle emekçiler sömürüye sessiz kalmadı ve bu durum iktidar üzerinde basınç oluşturdu.
AKP ise gerçek bir kadro hakkı düzenlemesi yapmadan, bu kısmi kazanımları siyasi ranta çevirmeyi hedefliyor.
Taşeronda çalışan emekçi kardeşlerimizin bu kısmi kazanımları ilerletmek ve gerçek bir kadro hakkını, yani gerçekten eşit ve insanca çalışma koşullarını kazanmak için daha fazla biraraya gelmesi, örgütlenmesi ve mücadele etmesi gerekiyor.
Sosyalist Emekçiler Partisi olarak talebimiz “BÜTÜN TAŞERON İŞÇİLERE KAYITSIZ ŞARTSIZ KADRO”dur. Taşeron kardeşlerimizi bu talebi yükseltmek için birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.
TAŞERON KÖLELİĞİNE SON!