İktidarın “Adalet”i: Soma Madencilerinin Katilleri Serbest, Öğrenciler İçerde!
İktidarın oyuncağına dönüşen yargı geçtiğimiz günlerde yine skandal bir karara imza attı. Yargıtay 12. Ceza Dairesi aldığı kararla kalan son 4 sanığın da tahliyesine karar verdi. Böylece 301 işçinin katledildiği iş cinayeti ile ilgili tutuklu sanık kalmamış oldu.
Yargıtay 12’inci Ceza Dairesi, 30 Eylül 2020’de Soma Kömür İşletmeleri A.Ş’nin Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru, İşletme Müdürü Akın Çelik ve yardımcısı İsmail Adalı’ya 301 kez olası kastla öldürme ve 162 kez olası kastla yaralama suçlarından ceza verilmesi yönünde karar almıştı. Ancak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bu karara itiraz ederken, Can Gürkan’ın ‘bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’ suçundan cezalandırılmasını istedi.
Ceza Dairesi’nin karar almadan önce ise 3 üyesi değiştirildi. Sanıkların 301 kez olası kastla adam öldürme ve 162 kez yaralama suçundan yargılanması yönünden karar alan Ceza Dairesi üyelerinin yerine atanan isimler ise oldukça tanıdık: Eski Adalet Bakanı ve Müateşarı Kenan İpek, HSK Genel Sekreteri Fuzuli Aydoğdu ve eski Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Mustafa Yapıcı. Kenan İpek’i kamuoyu 2015 yılında Ankara Garı’nda gerçekleşen IŞİD katliamının ardından yapılan basın açıklamasında sırıtmasıyla tanıyor. Dolayısıyla Soma Davası’nda iktidara yakın patronların “ak”lanması ve sanıkların serbest bırakılmaları şaşırtıcı olmadı. Soma Davası sürecek olsa da, daha önce birçok katliamda ve iş cinayetinde olduğu gibi bu davada zamana yayılarak unutturulmaya çalışılacaktır.
Soma Davası avukatlarından Berrin Demir kararı şu şekilde yorumluyor: “Yargıtay’ın görüş ya da karar değiştirmesi çok zordur. Bu olayda üç buçuk ay gibi kısa bir sürede kendisi ile taban tabana zıt, üç buçuk ay önce verdiği kararı reddedip başka bir karar verdi. Bunun da nedeni bu aradaki sürede Yargıtay çoğunluğunun yeni atanan bürokrat yargıçlar eliyle değiştirilmiş olması…
“Yargıtay … Diyor ki yani sen işçiyi öldürebilirsin ondan sonra bu nedenle hapis cezası istemez, hürriyetin bağlanmaz. Ve diğer iş cinayetleri davaları açısından da tabi aynı şekilde işleyecektir” diyen Demir, bunun iş cinayetlerini takip eden aileler açısından büyük bir yıkım olduğunu dile getiriyor.”
Türkiye’de sayısız iş cinayeti dosyası, sorumlulara herhangi bir ceza verilmeden adaletin tozlu raflarında kaderine terk edilmiş durumda. Marmara AVM inşaatı yangını, Davutpaşa, Ostim, Torunlar… Hemen hiçbirinde sorumluluğu bulunanlar adalet önünde hak ettikleri cezayı almadılar. Bunun sonucu olarak iş cinayetlerine kurban giden işçi sayısı artış gösteriyor. Aşağıdaki tabloda iş cinayetlerinde ölen kişi sayısının 2013 yılından bu yana neredeyse iki katına çıktığını gösteriyor:
YIL | İŞ CİNAYETLERİNDE ÖLÜM SAYISI |
2020 | 2427 |
2019 | 1736 |
2018 | 1923 |
2017 | 2006 |
2016 | 1970 |
2015 | 1730 |
2014 | 1886 |
2013 | 1235 |
Kaynak: İSİG Meclisi
İş cinayetlerinde sessiz kalan ve dosyaları sümen altı eden yargı, söz konusu iktidara yönelik eleştiriler olduğunda jet hızıyla karar almakta ise oldukça mahir. Bunu Boğaziçi protestolarında net bir şekilde gördük. Bir diğer örnekse Çorlu Tren Kazası’nda 9 yaşındaki oğlu Oğuz Arda Sel’i kaybeden anne Mısra Öz Sel’e “kamu görevlisine hakaret”ten 8.840 TL para cezası verilmesi… Hukuksuzluğun diz boyu olduğu yerde adaleti bulmanın tek yolu inatçı bir mücadeledir.