Home / Tarih / İhanete UÄŸrayan Devrimin Temsil EdildiÄŸi Bir Peri Masalı – Özlem Deveci

İhanete UÄŸrayan Devrimin Temsil EdildiÄŸi Bir Peri Masalı – Özlem Deveci

“Hayvan ÇiftliÄŸi” George Orwell’ın Kasım 1943’te baÅŸlayıp Åžubat 1944’te bitirdiÄŸi alegorik bir eserdir. 1985 ve 1999’da filme de uyarlanan bu eserin alt baÅŸlığı ise “bir peri masalı”dır. Ancak eser, bir peri masalından ziyade eÅŸitlikçi, özgürlükçü bir toplumsal düzenin ihanete uÄŸrayarak baskıcı, totaliter bir düzene dönüşmesinin temsili bir anlatımıdır. Temsil ettiÄŸi düzen ise Stalin egemenliÄŸindeki SSCB dönemidir.

1- George Orwell ve Antistalinist Tutumunun Åžekillenmesi

George Orwell, 1903’te Hindistan’ın Bengal eyaletinin Montihari kentinde dünyaya gelir. Hindistan’da görevli İngiliz bir baba ile Burma’da yaÅŸayan Fransız kökenli bir annenin oÄŸludur. Soylu bir ortamda büyütülür. Sekiz yaşında ailesiyle birlikte İngiltere’ye döner, burada ülkenin en seçkin eÄŸitim kurumlarından biri olan Eton College’da öğrenim görür. EÄŸitimi sonrası Hindistan’a döndüğünde Hindistan İmparatorluk Polis’inde bölge müfettiÅŸ yardımcılığı yapar ancak İngiltere’nin Hindistan’ı sömürdüğünü ve kendisinin de bu sömürüye araçlık ettiÄŸini fark ettiÄŸinde iÅŸinden istifa eder. 1934’te “Burma Günleri” adlı romanında kendi yaÅŸadıklarını da içeren denemelerini yayınlayarak tepkisini gösterir. 1950’de ise sömürge memurlarının davranışlarını eleÅŸtirdiÄŸi “Shooting an Elephant” adlı kitabını yayınlar. Yazılarını antiemperyalist temellere oturtan Orwell, içsavaÅŸ muhabiri olarak İspanya’ya gider, burada POUM milislerine ( BirleÅŸik Marksist İşçi Partisi) katılır. Ancak Stalin güdümündeki İspanyol Komünist Partisi ülkede bir siyasi temizliÄŸe giriÅŸir ve POUM’u tasfiye eder. Tasfiye sonrası birçok kiÅŸi katledilir, hapse atılır ya da Orwell gibi ülkeyi terk etmek durumunda kalır. Orwell; bir sene sonra, İspanya’da yaÅŸadıklarını anlattığı “Katalonya’ya Selam” adlı kitabı yazar.

POUM’un tasfiyesi Orwell’ın antistalinist duruÅŸunun temel taşı olmuÅŸtur. Bu duruÅŸunun en belirgin göstergesi ise “Hayvan ÇiftliÄŸi” adlı eseridir.

“Hayvan ÇiftliÄŸi” yıllarca emperyalist ülkeler tarafından antikomünizm propagandası amacıyla araçsallaÅŸtırılmıştır. Ancak “Hayvan ÇiftliÄŸi” komünizme deÄŸil SSCB’de işçi iktidarının yıkılıp, devletin yönetici katmanının, yani bürokrasinin iktidarının kurulmasına neden olan ihanete bir tepkidir. 

2- “Beylik Çiftlik”te Devrime Giden Yolculuk

Eserde hikaye, hayvanların sömürüldüğü, çiftlik sahibi Bay Jones’un hayvanların emeklerinden haksız kazanç saÄŸlayıp onlara kötü davrandığı Beylik Çiftlik adında bir çiftlikte geçmektedir.

Beylik Çiftlik’teki bu düzen kapitalizmi, ezilen hayvanlar işçi sınıfını, çiftlik sahibi Jones ise üretim araçlarını elinde bulunduran ve işçileri sömüren sermayedarları simgelemektedir.

Bir gün çiftlikte, diÄŸer hayvanlar tarafından saygı gören Koca Reis adında yaÅŸlı bir domuz, eÅŸitlikçi bir düzen için mücadeleye çağıran bir ÅŸarkıyı (İngiltere’nin Hayvanları) rüyasında görmesi üzerine çiftlik hayvanlarını toplayıp çiftlikteki düzenin bozukluÄŸunu, mücadelenin zorunlu olduÄŸunu anlattığı bir konuÅŸma yapar:

[…]Öyleyse yoldaÅŸlar, bu hayatta başımıza gelen tüm kötülüklerin insanların zorbalığından kaynaklığı gün gibi açık deÄŸil mi? Åžu İnsanoÄŸlu’ndan kurtulalım, emeÄŸimizin ürünü bizim olsun. İşte o zaman zengin ve özgür olacağız. Öyleyse ne yapmalı? Gece gündüz, var gücümüzle insan soyunu alt etmeye çalışmalı! İşte, söylüyorum yoldaÅŸlar: Ayaklanın! Bu ayaklanma ne zaman gerçekleÅŸir bilemem, bir haftaya kadar da olabilir, yüz yıla kadar da; ama ÅŸu ayaklarımın altındaki samanı gördüğüm gibi görüyorum: Hak er geç yerini bulacaktır. YoldaÅŸlar, ÅŸu kısa ömrünüzde bunu aklınızdan çıkarmayın! Ve en önemlisi, bu öğüdümü sizden sonra gelenlere iletin ki gelecek kuÅŸaklar zafere kadar savaÅŸsın.

“Ve yoldaÅŸlar, kararlılığınız asla, ama asla sarsılmasın. Hiçbir tartışma sizi yolunuzdan saptırmasın. İnsan ile hayvanların ortak bir çıkarı vardır, birinin dirliÄŸi öbürlerinin de dirliÄŸidir, diyenler çıkabilir. Onlara sakın kulak asmayın. Hepsi yalan. İnsanoÄŸlu, kendinden baÅŸka hiçbir yaratığın çıkarını gözetmez. Bu savaşımımızda hayvanlar arasında tam bir birlik kurun, kusursuz bir yoldaÅŸlık saÄŸlayın. Bütün insanlar düşmandır! Bütün hayvanlar yoldaÅŸtır!” (Hayvan ÇiftliÄŸi, George Orwell, Can yayınları, 2016, s.25-26)

Koca Reis, ölmeden kısa süre önce yaptığı bu konuÅŸmayla çiftlik hayvanlarını devrim için mücadeleye çağırmıştır. Koca Reis’in tam olarak birini temsil ettiÄŸini söylemek güçtür. Ancak öngördüğü sistem açısından Karl Marks’a, mücadele çaÄŸrısı yapması göz önüne alındığında ise Lenin’e benzetilebilir.

3- Hayvan Çiftliği

ÇiftliÄŸin sahibi Jones, sık sık hayvanların yemini vermeyi ihmal eder. Hayvanlar aç oldukları bir gün ambarın kapısını kırıp yem kovalarından karınlarını doyurmaya baÅŸlarlar. Jones bunu fark ettiÄŸinde hayvanları kırbaçlamaya baÅŸlar, bu; hayvanların sabrını taşıran son damla olur, çiftlikte isyan patlak verir ve isyan devrimle sonuçlanır. Bay ve Bayan Jones çiftliÄŸi terk etmek zorunda kalır. Hayvanlar, İngiltere’nin Hayvanları ÅŸarkısını defalarca söylerler, artık bu ÅŸarkı devrimin bir sembolü ve yeni çiftlik düzeninin marşı haline gelir. Artık çiftliÄŸin adı Beylik Çiftlik deÄŸil Hayvan ÇiftliÄŸi’dir. Okuma yazma öğrenen hayvanlar, düzeni belirleyen yedi emir kararlaÅŸtırır ve kararlaÅŸtırılan emirleri duvara yazarlar. Bu emirler deÄŸiÅŸtirilemezdir:

YEDİ EMİR

  1. İki ayak üstünde yürüyen herkesi düşman bileceksin.

  2. Dört ayak üstünde yürüyen ya da kanatları olan herkesi dost bileceksin.

  3. Hiçbir hayvan giysi giymeyecek.

  4. Hiçbir hayvan yatakta yatmayacak.

  5. Hiçbir hayvan içki içmeyecek.

  6. Hiçbir hayvan başka bir hayvanı öldürmeyecek.

  7. Bütün hayvanlar eşittir.

Hayvan ÇiftliÄŸi’nin bu kuralları eÅŸitlik, sınıf yoldaÅŸlığı ve ezilenlerin sömürenlere dönüşmemesi üzerinedir.

Çiftlik bir süre hayvanların emeklerinin karşılığını aldıkları, uÄŸruna mücadele ettikleri temellerin uygulandığı bir düzene sahip olur. Ancak zamanla bazı ÅŸeyler deÄŸiÅŸmeye baÅŸlar, domuzlar ayrıcalıklı sınıf haline gelir. Bu süreç elma ve süte domuzların el koymasıyla baÅŸlar. Çiftlikte “karayı ak yapar” diye bilinen Squealer adlı domuz, bu eÅŸitsizliÄŸi haklı çıkarmak için hayvanlara ajitaston yapar.

Bir süre sonra Bay Jones ile diğer çiftliklerden topladığı adamlar (diğer çiftliklerdeki adamları devrimin kendi çiftliklerine sıçraması korkusu sarmıştır) çiftliğe bir saldırı düzenler. Saldırı Snowball adlı domuzun önderliğinde zaferle sonuçlanır.

Çiftlikte yapılan tüm toplantılarda biri Snowball’a diÄŸeri Napoleon’a ait iki zıt görüş öne çıkar. Snowball devrimin diÄŸer çiftliklere yayılması gerektiÄŸini söyler, Napoleon ise çiftliÄŸi güçlendirmek gerektiÄŸini söyler:

“Napoleon’a göre, hayvanların bir yerlerden ateÅŸli silahlar bulmaları ve bunları kullanmayı öğrenmeleri gerekiyordu. Snowball ise, öteki çiftliklerin üzerine daha çok güvercin salmaları ve hayvanları baÅŸkaldırmaya kışkırtmaları gerektiÄŸi kanısındaydı. Biri, kendilerini savunamazlarsa, eninde sonunda mutlaka yenileceklerini ileri sürüyor; öbürü ise her yerde ayaklanmalar patlak verirse, kendilerini savunmalarına gerek kalmayacağını söylüyordu.” (Hayvan ÇiftliÄŸi, George Orwell, Can yayınları, 2016, s.65-66)

Buradan Snowball’un, tek ülkede sosyalizmin ayakta kalamayacağını söyleyip sürekli devrim teorisini ortaya atan Troçki’yi; Napoleon’un ise SSCB’yi diÄŸer emperyalist ülkelerle rekabet içine giren bir süper güç haline getirmeye çalışan Stalin’i temsil ettiÄŸini açıkça görüyoruz:

Hayır yoldaÅŸlar …hızımızı asla yavaÅŸlatmamalıyız! … Aksine, gücümüz ve olanaklarımız elverdiÄŸi ölçüde daha da hızlanmalıyız… YavaÅŸla­mak geri kalmak demektir, geri kalanlar yenilirler… İleri ülkelerin elli veya yüzyıl gerisindeyiz. Bu farkı on yıl içinde kapatmak zorundayız. Ya biz bunu baÅŸarırız, yada onlar bizi ezerler.” (I. Deutscher, Stalin, Londra 1966)

Snowball çiftliÄŸe faydası olacak özgün tasarılar geliÅŸtirirken Napoleon ise her defasında buna karşı çıkar, sık sık Snowball aleyhinde kulis yapar. Bu tartışmaların en ÅŸiddetlisi ve sonuncusu yel deÄŸirmeni hakkında olur. Snowball, yel deÄŸirmeni yapmanın çiftliÄŸe çok faydalı olacağını anlatır ancak Napoleon bunun anlamsız olduÄŸunu savunur ve çiftlikte doÄŸar doÄŸmaz alıp yetiÅŸtirdiÄŸi köpekleri Snowball’un üstüne salar. Snowball bu saldırı sonucunda çiftlikten kaçmak zorunda kalır, hain ilan edilir, Jones’un ajanı olduÄŸu ileri sürülür ve ölüm cezası verilir; Snowball’un kahramanca savaÅŸmasını hatırlatarak muhalif sesler çıkarmaya kalkan hayvanlar Snowball’un savaÅŸtaki rolünün abartıldığına yönelik cevaplar alır. Ancak Snowball’un yel deÄŸirmenini planını uygular Napoleon ve bu tasarının kendine ait olduÄŸunu iddia eder.

SSCB’de de Stalin, 1927’de ajanlıkla itham edilip sürgüne gönderilen Kızıl Ordu komutanı Troçki’ye suikast düzenleyerek 1940’ta öldürtmüştür.

 Eisenstein’in Ekim filmindeki bazı sahneleri de çıkarttıran Stalin, Troçki’nin Ekim Devrimindeki rolünün yadsınması için filmi yeniden kurgulatır. Ayrıca Troçki’nin ülke sanayisini geliÅŸtirecek planlarını reddeder ancak sonrasında kendi uygular.

 Snowball’ın çiftlikten ayrılmasından sonra Napoleon artık toplantıların olmayacağını, kararları domuzların alacağını açıklayarak “Yedi Emir”i hiçe sayar ve fiilen Napoleon’un diktatörlüğüne geçiÅŸ süreci baÅŸlar. Domuzlar ayrıca çiftlik evinde kalmaya, yataklarda yatmaya, içki içmeye yani insana benzemeye baÅŸlar. Bir süre sonra duvara yeni bir yazı yazılacaktır:

“Bütün hayvanlar eÅŸittir

Ancak bazı hayvanlar daha eÅŸittir.”

Domuzlar, SSCB’de Stalin dönemi parti bürokrasisini temsil etmektedir. Domuzlar, Hayvan ÇiftiliÄŸi’nde, bürokrasi de SSCB’de ayrıcalıklı sınıftır.

4- Hayvan ÇiftliÄŸi’nde yeni düzen

Snowball’un gidiÅŸiyle artık yeni bir düzen baÅŸlar, bu düzenin temel sloganı ise “Napoleon yoldaÅŸ ne diyorsa doÄŸrudur” olur.

Zamanla “Yedi Emir”in tamamı deÄŸiÅŸtirilir. Çiftlikteki hayvanlara ise emirlerin zaten böyle olduÄŸu, onların yanlış hatırladığı söylenir. Artık domuzlar ayrıcalıklı sınıftır, Napoleon kendine muhalif kim varsa haklarında idam kararı verir ve diÄŸer sömürgeci çiftlik sahipleriyle anlaÅŸmalar yapar. Bu anlaÅŸmalar çiftlikteki hayvanların sömürülmesine neden olur, çiftlikte bir baskı ortamı yaratılır. ÖrneÄŸin yumurtalarını alıp satmak istediÄŸi tavuklar Napoleon’a tepki gösterdiÄŸinde, Napoleon tavukları aç bırakır, yem vermek isteyenlerin ise ölümle cezalandırılacağını açıklar.

Napoleon’un sermayedarlardan (yani insanlardan) bir farkı kalmaz, giysiler giymeye, yatakta yatmaya, insanlarla iÅŸbirliÄŸine girmeye ve çiftlik sahipleriyle viski içip hayvanları ve işçileri sömürme planları yapmaya baÅŸlar. Hayvanlar Napoleon’a ve diÄŸer çiftlik sahiplerine baktıklarında artık hiçbir fark görmez. İngiltere’nin Hayvanları’nı söylemek yasaklanmış, Napoleon’u öven yeni bir marÅŸ söylenmeye baÅŸlamıştır. Hayvanlar uÄŸrunda mücadele ettikleri ne varsa kaybetmiÅŸlerdir.  Kitapta bu düzen şöyle anlatılır:

“Koca Reis’in ilk Ayaklanma çaÄŸrısını yaptığı o gece düşledikleri, bu ÅŸiddet ve kıyım olabilir miydi? Kendisinin gözünde canlandırdığı gelecekte, hayvanların açlık ve kırbaçtan kurtuldukları, herkesin eÅŸit olduÄŸu, herkesin kendi gücüne göre çalıştığı ve Koca Reis’in konuÅŸtuÄŸu gece yolunu ÅŸaşırmış ördek yavrularına kucak açtığı gibi güçlülerin zayıfları koruduÄŸu bir toplum vardı. Oysa, nedendir bilinmez, kimsenin düşüncesini açıklamaya cesaret edemediÄŸi , her yerde azgın köpeklerin hırlayarak kol gezdiÄŸi, yoldaÅŸlarının korkunç suçları itiraf ettirildikten sonra paramparça ediliÅŸini seyretmek zorunda kaldıkları bir toplum çıkmıştı ortaya.” (Hayvan ÇiftliÄŸi, George Orwell, Can yayınları, 2016, s.101)

SSCB’de 1927 yılında iktidara gelen Stalin de BolÅŸevik Parti önderlerini, parti kadrolarını ajanlıkla suçlamış ve çoÄŸunu idam ettirmiÅŸtir.

Devlet ve parti bürokrasisinin kendisini yeni bir sınıf olarak örgütleyip devlet kapitalizmine* geçtiği ve yeni yönetim biçiminin de bürokratik bir diktatörlüğe dönüştüğü söylenebilir.

Artık kalkınmacı ve yayılmacı bir politika izleyen Stalin yönetimindeki Sovyetler Birliği şoven damarlara sahip, rekabetçi bir devlete dönüşmüştür. Devlet, halkın ihtiyaçlarının karşılanması yönünde değil sanayisi çok gelişmiş devletlerle rekabet edebilmek üzere yatırımlar yapar. Kapitalist devletlerle girişilen bu rekabet, işçi sınıfı üzerinde despotik bir baskıya neden olur. İşçilerin elleriyle kurulan devlet; işçi sınıfıyla bağını keskin bir şekilde koparır.

SONUÇ

Hayvan ÇiftliÄŸi, tıpkı SSCB gibi üzerine kurulduÄŸu temellerden kopmuÅŸ, baÅŸkaldırdığı sisteme dönüşmüştür. “Hayvan ÇiftliÄŸi” adlı eser SSCB’deki bu dönüşümü simgesel bir anlatıya aktarmıştır. Her ne kadar eser antikomünizm propagandası amacıyla kullanılmış olsa da, eser SSCB’nin kurulduÄŸu temellere deÄŸil sonrasında dönüştüğü yozlaÅŸmış düzene sert bir eleÅŸtiri örneÄŸidir.

 

Kaynakça

Tony Cliff. Rusya’da Devlet Kapitalizmi. Metis yayıncılık

Peter Binns. Rusya’da Devlet Kapitalizmi. İde Yayınları

George Orwell. Hayvan Çiftliği. Can Yayınları

Etiketlendi: