Fırat Kalkanı’nın Gösterdiği Yol: IŞİD Bahane; Kürt Düşmanlığı Şahane!

AKP’nin Fırat Kalkanı operasyonu sürüyor. Operasyonun asıl hedefinin Kürt hareketi olduğu ortadaydı. Sahada yaşanan gelişmeler de bu doğrultuda devam ediyor. İlk gün IŞİD’den Cerablus’u alan TSK ve cihatçı gruplar, IŞİD’in Cerablus’un civarındaki köyleri boşaltmasının ardından YPG ile çatışmaya başlamıştı. YPG ilk günde 7 köyü ele geçirmişti.fft99_mf2389995

Son 2 gündür AKP destekli cihatçılar namluları tümden YPG’ye yöneltti. Dün, Türk hava sahasından kalkan F-16’lar YPG mevzilerini vurdu. Karadan giren tanklar YPG ile çatıştı. Hatta bir bir tank YPG tarafından vuruldu, 1 asker yaşamını yitirdi.

Operasyonlar bugün de tamamıyla YPG’yi hedef alıyor. Cerablus’un güneyindeki Kırk Mağara, Balaban, Ayn El Bayda, Yusuf Beyk köyleri TSK’nın havadan ve karadan gerçekleştirdiği saldırılar sonucunda YPG’den alındı ve cihatçıların eline geçti.

IŞİD Batıda; AKP’nin Hedefi Güneyde

IŞİD Cerablus’un batısındaki Qundiriyah, Hafirah, Ayn El Baş ve Luliyah başta olmak üzere Cerablus’un batı hattı boyunca 20 yerleşim yerini kontrol ediyor; ancak bu durum AKP’nin çok da umrunda değil. Fırat’a kalkan olmak adına, batıda duran IŞİD’e değil,  Cerablus’un güneyindeki Kürtlere saldırıyorlar.

ABD, YPG’ye Desteği Kesti mi?

AKP ile “normalleşme”  edebiyatını sürdüren ABD, hem Kürt hareketine hem de AKP’ye nabza göre şerbet veriyor. Bir taraftan “PYD Fırat’ın doğusuna geçmeli” derken diğer taraftan “Türk ordusu IŞİD’le mücadeleye odaklanmalı” diyerek YPG’yle TSK’nın çatışmasını doğru bulmadığını imâ ediyor.

Alt başlıktaki soruya gelecek olursak ABD, YPG’ye desteğini kesmedi. ABD, Suriye sahasında hâlâ YPG’yi müttefik olarak görüyor; fakat buna rağmen Fırat Kalkanı operasyonuna niye destek verdi?

Öncelikle, ABD’nin Rojava kantonlarının birleşmesine sıcak bakmadığını söyleyelim. Hatırlayınız, Mart ayında ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, Kürt hareketinin Suriye’deki özerklik çabalarına ABD’nin nasıl yaklaştığıyla ilgili soruya şöyle yanıt vermişti: “Eğer bana Kürtler için yarı özerk bir bölgeyi isteyip istemediğimizi soruyorsanız cevap, hayır. Suriye’de federal devlet konusundaki görüşümüzü defalarca söyledik…” 

Evet, ABD, Rojava kantonlarının birleşmesine sıcak bakmıyor çünkü Rojava’nın birleşmiş kantonları, federalizmden de öte, bir nevi birleşmiş Rojava’nın “bağımsızlık” ilanı olur . Bu durumda PYD’nin eli şimdikinden çok fazla güçlenir. Doğal olarak bu ihtimal gerçekleştiğinde PYD’nin müttefiklerine karşı öne süreceği kartlar ve müzakere seçenekleri çoğalır. Bu yüzden ABD için müzakere edilebilir kuvvetteki Kürt hareketi her zaman ilk tercih olacaktır. Fırat Kalkanı operasyonuna ABD’nin verdiği desteği bu bağlamda değerlendirebiliriz. Nihayetinde, operasyon, ismiyle bile doğrudan kantonların birleştirilmesi ihtimaline karşı AKP eliyle başladı ve ABD bu operasyona açık destek verdi.

Ayrıca, Afrin ve Membic arasında ABD’nin desteklediği cihatçıların bulunduğunu unutmayalım. YPG, kantonları birleştirmek için eninde sonunda ABD destekli bu gruplarla karşı karşıya gelmek durumunda. ABD’nin böyle bir ihtimali istemeyeceği çok açık.

Diğer taraftan, ABD’nin AKP’nin operasyonuna verdiği desteği, YPG’ye bir mesaj olarak görmek de mümkün. Zira son zamanlarda geniş bir Kürt koalisyonunun Rojava’ya dahil edilmesi konusunda ABD’nin bastırdığı ancak PYD’nin Barzani çizgisine yakın unsurları Rojava’da istemediği konuşuluyordu. Eylül 2015’ten beri bu konu müzakere ediliyor. Ancak PYD, Rojava’daki tam hakimiyetine ket vurma ihtimali olan Barzani’yi bölgede istemiyor. Bu tespit şimdilik komplo düzeyinde olsa da, ABD’nin PYD’yi kendi perspektifine tamamıyla yaklaştırmak istediği bir gerçek.

Rusya Sürecin Neresinde?

AKP, Rusya’nın onayı olmadığı sürece Suriye’yi sadece izler. İlişkilerin gergin olduğu dönemde böyle olmadı mı? Suriye’ye kafalarını uzatsalar Rusya vuracaktı. Rusya, Fırat Kalkanı operasyonu başladıktan sonra “endişeliyiz” dedi ama sonuç olarak operasyona dolaylı destek sunmuş oldu.

Bu desteğin birinci nedeni, operasyonun IŞİD’e yönelik gerçekleştirildiği algısının yerleşmesi… Dünya kamuoyunda, en azından operasyonun başında, algı bu yöndeydi. Cerablus IŞİD’den temizlenecekti. Uluslar arası ortamdaki bu algıya karşı Rusya’nın operasyona karşı doğrudan olumsuz tutum alması mümkün değildi. Üstelik AKP ile ilişkiler normalleşmişken…

Rus desteğinin ikinci nedenine gelecek olursak… YPG’nin sınırlandırılması Rusya’nın işine gelir. Zira Rusya’nın tarihsel müttefiki olan Esad’a karşı YPG zaman zaman harekete geçiyor ve çatışmalar yaşanıyor. Rusya, YPG’nin kontrol dışında bir güç olmasını istemez. Zira güçlü bir Kürt hareketi Esad için her zaman tehdit. Bu yüzden Fırat Kalkanı operasyonunun şu ana kadarki gelişiminden Rusya rahatsızlık duymuyor. İran’ın da benzer motivasyonla hareket ettiğini vurgulayalım.

Sonuç

TSK ve cihatçılar, YPG’yi Fırat’ın doğusuna yollamak için Cerablus’un güneyine hareket ediyor.  Bu operasyon daha fazla güneye, yani Membic üzerine inerse işler orada değişebilir. YPG, motivasyonlu ve teknik olarak son derece iyi silahlanmış savaşçılardan oluşuyor.

Diğer taraftan, özellikle ABD, kendisinin de destek verdiği ÖSO adı altındaki cihatçı gruplarla AKP’nin Suriye sahasına müdahil olmasından şimdilik memnun. Rusya da, farklı gerekçelerle operasyona ses çıkartmayarak bir şekilde destek sundu. Ancak bu aktörlerin AKP’ye Fırat Kalkanı operasyonunda verdiği destek sınırsız değil. Bu desteğin sınırlarını önümüzdeki günlerde göreceğiz.

“Stratejik sığlık” şimdilik zafer naralarıyla iki ileri; bir geri yol alıyor; ancak önümüzdeki süreç AKP’nin Suriye bataklığına daha fazla saplandığı günleri beraberinde getirebilir.

bolsevik.org

KATEGORİLER
ETİKETLER