Ekonomide Son 1 Yıl: Sanayide Şahlanıştan Turist Avcılığına – Gökçe Şentürk
Ekonomideki son bir yılı değerlendirmek için elimizde 2 şahane açıklama var. Hatırlarsınız. Ahvali muhtelif tartışmalara konu olan damat Berat Albayrak geçen sene tam da bu günlerde sanayi atılımı yapılacağını, Avrupa’nın tedarik zincirlerinde pandemiden dolayı Çin’den boşalan yeri Türkiye’nin dolduracağını iddia ediyordu. Bugün ise sözde tam kapanmanın da sebebi olarak turizm sezonunda gelecek dövizleri garantiye almak zorundalar. Mevlüt Çavuşoğlu diyor ki “Turistin görebileceği herkesi aşılayacağız” Sanayide şahlanış palavralarından dışarıyı ikna turlarıyla turist avına çıkmaya muhtaç noktadalar. Nereden nereye falan demeyeceğim, damadın söylediklerine o gün de yandaş medya dışında itibar eden yoktu. Fakat bugün gelinen nokta toplumun genelini oluşturan çiftçi, esnaf ve emekçiler açısından kısa vadede aşılamayacak bir toplumsal buhranı ortaya çıkarıyor. Neden mi?
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu
Artık hepimizin yakından takip ettiği Merkez Bankası Para Politikası Kurulu dün toplandı ve politika faizini %19’da sabit tutma kararı aldı. Bekleniyordu. Nisan sonunda Merkez Bankası (MB) 2021 enflasyon hedefini %9.4’ten %12.2’ye çıkardı ya da çıkarmak zorunda kaldı. En son açıklanan nisan enflasyon verileri tüketici için %17.4, üretici için %35 oldu.
Hiç güvenilmeyen TÜİK bile %17 enflasyon açıklıyor. Vahim tablo karşısında MB politika faizini sabit tutacağını “Enflasyon ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler dikkate alınarak, Nisan Enflasyon Raporu tahmin patikasındaki belirgin düşüş sağlanana kadar para politikasındaki mevcut duruş sürdürülecektir. Bu doğrultuda Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir.” açıklamasıyla duyurdu. Yani enflasyon yüksek, faizi düşüremeyiz diyor.
Oysa uzmanlık alanı ekonomi olan Cumhurbaşkanı “enflasyonu düşürmek için faiz düşmeli” diyor, Naci Ağbal’ın yerine gelen yeni MB Başkanı Şahap Kavcıoğlu da Yeni Şafak’ta aynı teoriden beslenen yazılarıyla tanınıyordu.
Ne oldu? İbre tersine mi döndü? Ekonomi alarm veriyor. Şahap Kavcıoğlu’nun başkanlığındaki son 1.5 ayda TL %12 değer kaybetti. Uluslararası Finans Enstitüsü Türk lirasının dolar karşısındaki ‘adil değer’ tahminini 9,50 TL olarak güncelledi. Malum MB’nin kura müdahale edecek rezervi yok, çünkü faizi yükseltmeden kur düşürmek için rezervler harcandı bitti. Bu durumda kendi uyduruk teorilerinden ziyade piyasanın kurallarını uygulamak zorundalar, mesele bu.
Emekçi Halk Taş Yesin
Kontrolsüzce, plansızca alınan kararlar sefalete, borçluluğa terk edilen emekçinin hayatına mal oluyor. Gelir desteksiz tam kapanmada İç İşleri Bakanlığı Genelgelerinden beceriksizlik akıyor; esnafın, küçük üreticinin öfkesi karşısında far görmüş tavşan gibi afallama göze çarpıyor. Esnaf basıncıyla marketlerde zorunlu temel ihtiyaç malzemeleri dışında satış yasaklandı ama online satışlarda sınırlama yok. Azalan talep nedeniyle zararda olan çiftçi pazar yerleri de kapatılında ürünlerini dökmek zorunda kaldı. Bu durumda iktidar yine çark etti ve pazar yerleri 8 ve 15 Mayıs Cumartesi günleri açılacak, ama üreticiyi kurtarmaya yetmeyeceği çok açık.
Artan öfkeyi ve basıncı azaltmak için bu uyduruk ve göstermelik kararlar dışında bir şey yok. IMF raporuna göre Türkiye, ülkelerin milli gelirine oranla Meksika ve Arnavutluk’la birlikte halkına en az destek veren 3 ülkeden biri. DİSK-AR’ın istatistiki verilere dayanarak hazırladığı rapora göre de Türkiye’nin pandemi nedeniyle dünyada yapılan toplam nakit harcama ve destekler içindeki payı binde bir. Ve toplam ekonomik destekler içinde vatandaşa dönük harcama ve desteklerin en düşük olduğu ülke de Türkiye.
Enflasyon uçuyor, aşı yok, tam kapanmada gelir desteği yok. Polis turistler arasından keklik gibi vatandaş avlamaya, 3150 TL ceza yazmaya çıkıyor. Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, TÜİK’e alternatif enflasyon verisi ortaya koyanları yargıya taşıyacaklarını söylüyor. Çünkü halkın gündemine yoksulluk var AKP’nin talan ekonomisi var. İtibar kaybına yasak, sansür ve sopayla dur diyebiliyorlar.
AKP’nin Ekonomi Planı Var mı?
Olmaz olur mu? Bakmayın siz “enflasyonu düşürmek için faiz düşmeli” teorisinden vaz geçtiler dediğime. Çünkü hedef turizm sezonunu görece iyi geçirip gelen dövizle nefes almak. Yaz aylarında salgının kontrol altına alınması ve ekonominin canlanmasıyla da yeniden yavaş yavaş faizleri düşürerek iç piyasada canlanma yaratmak.
Talan ve yağma ekonomisinde yandaşa, şirketlere peşkeş çekilen kaynaklarda bir değişiklik yok. Yap-İşlet-Devret projeleri, Kanal İstanbul konusundaki kararlılık(!) devam ediyor. Yağma, talan, vurgun konusunda planlılık göz dolduruyor. Ama “Bu hep böyle gider, dişimizi sıkalım emekçinin sırtına vuralım; Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir” diyerek gidilebilecek noktanın sonuna yaklaşıyoruz.