Eğitimde Eşitsizlikler Derinleşiyor! – Rasih Can

Eğitimde Eşitsizlikler Derinleşiyor! – Rasih Can

Kapitalizm, hemen her alanda olduğu gibi, artık bir sektör haline getirdiği eğitim alanında da toplumun büyük çoğunluğunu oluşturan emekçi sınıflar aleyhine derin eşitsizlikler yaratıyor. Yoksul emekçilerin çocukları kısıtlı imkanlarla eğitim hakkına ulaşmaya çabalarken, hemen her yerde pıtrak gibi çoğalan özel okullar iktidar tarafından korunup kollanarak eğitim hakkının gasp edilmesinin yolunu açıyor. 

Özel okul ücret artışları MEB Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nde yer alan “Bir önceki yılın ortalama yurt içi ÜFE + bir önceki yılın ortalama TÜFE)/2]+5 oranından fazla artış yapılamaz” ibaresine göre belirlenirken; yönetmelik çerçevesinde 2024 yılı için ücret artış tavanının %56,89’u aşmaması gerekiyor. Ancak şimdiye kadar özel okul fiyatları ile ilgili kamuoyuna yansıyan ücretler bu tavanın delik deşik olduğunu gösteriyor. Kimi okul patronları MEB’in tavan uygulamasını kitap, yemek, servis gibi yan ücretlerde fahiş artışlar yaparak karlarını artırmaya çalışıyor. Bu alanlarda zam yapılmasına bir sınır konulmuş değil. 

Örneğin, fahiş zamlarla gündeme gelen okullardan birisi Bilfen. 2023-2023 eğitim öğretim yılı içinde ilkokul kayıt ücreti 202 bin 500 TL iken bu sene Bilfen’de okumak için istenen ücret 485.800 TL! Yemek ücreti ise geçtiğimiz yıl 29.100 TL iken bu sene 96.000 TL’ye çıkmış durumda! MEB’in zam tavanı sizlere ömür! Devlete ödenen KDV ile birlikte Bilfen’in ücreti 600 bin lirayı aşıyor.

Bilfen, eğitim hakkının içine atıldığı serbest piyasa düzeninin sadece bir örneği. Gelen eleştirilere patronların verdiği cevap ise bir zamanlar hakkımız olan kamusal eğitim kavramının içinin ne kadar boşaltıldığına bir örnek. Türkiye Özel Okullar Derneği Başkanı Zafer Öztürk ne diyor: “…bizim yaptığımız hizmetin bedavası var. Siz gidip de özel hastanede burası çok pahalı diye bağırıp çağırıyor musunuz, gitmiyorsunuz. O zaman özel okula da gitmeyeceksiniz. Okulda kendini ona göre planlayacak. Ya kapatacak ya kadrosunu azaltacak.”

Patronların eğitimin “bedava”sı diyerek küçümsediği kamusal eğitim kısmında durum nasıl? Bütçeden kuş kadar pay ayrılan okullar, ağzına kadar dolu sınıflar, öğretmen ve yardımcı personel istihdamındaki yetersizlikler, okullardaki tarikat ve cemaat kuşatması, bilimsel içeriği aşınmış müfredat, sürekli değiştirilen sınav sistemi ve yıllar içerisinde kangrene dönüşmüş daha bir yığın sorun… Dolayısıyla yoksul emekçilerin çocukları için doğuştan başlayan eşitsizlikler okul sıralarına geldiklerinde daha da artıyor.

Kamusal eğitimin herkes için ücretsiz olması; eşit, parasız, bilimsel ve anadilde sağlanması en temel haklardan biridir. İktidar ve sermaye tarafından gasp edilen bu hakkımızı geri kazanmak için eğitim emekçisiyle, öğrencisiyle, velisiyle tüm emekçilerin mücadeleyi büyütmesi gerekmektedir.