Dünya’da Neler Oluyor? 19-27 Eylül | Anıl Ersoy

Fransa  Suriye’ye Müdahil Oluyor

Fransa bu hafta Suriye’ye ilk hava saldırısını gerçekleştirdi. Élysées Sarayı’ndan gelen açıklamada Fransa Başkanlığı ‘Ülkemiz IŞİD tehlikesine karşı savaşmakta son derece kararlıdır. Ülke güvenliğimizin tehlikede olduğu her zamanda da saldırmaya devam edeceğiz’ dedi.

Suriye’deki IŞİD mevzilerini vurduğunu açıklayan Fransa bu kararını gerçekleştireceğini geçen haftalarda zaten açıklamıştı. Eylül ayının başından beri gazeteler Fransa’nın Suriye müdahalesine hazırlandığı yazıyordu. İki hafta önce ise Fransa başbakanı Hollande basın konferansında Irak’ta IŞİD’ karşı oluşturulan koalisyon içinde olduklarını ve Suriye’ üstünde keşif uçuşlarına başlayacaklarını söylemiş, Suriye’ye müdahalenin gerekli olduğunu vurgulamıştı. Dış işleri bakanı ise bu müdahalelerin Avrupa’da yaşanan terör saldırılarından dolayı gerekli olduğunu, IŞİD’in ülke güvenliğini tehdit ettiğini söylemişti. Suriye’ye müdahale sinyallerini bir aydır veren Fransa en sonunda bu hafta resmi olarak hava saldırılarına başladığını açıkladı.

Rusya bir süredir diğer ülkelere ‘çifte standartı ve bencilliği bırakmalarını’ ve IŞİD’e karşı bir koalisyon gücü oluşturup Suriye Ordusu’nu cihatçılara karşı desteklemeleri yönünde çağrıda bulunuyordu. Avustralya ise Eylül başında Avrupa ülkelerini IŞİD’e hava saldırısı düzenleyen ABD liderliğindeki koalisyona katılmaya çağırıyor, mülteci problemini IŞİD ve Esad gitmeden çözemeyeceklerini söylüyordu. ABD liderliğindeki koalisyon hava saldırılarına devam ederken Rusya’nın da Irak, İran ve Suriye ile birlikte IŞİD’e yönelik operasyonları koordine etmek için birleşik bir ‘bilgi merkezi’ kuracağı söyleniyor. Rusya’dan bir yetkilinin cumartesi günü haber merkezlerine yaptığı açıklamada merkezin Bağdat’ta kurulacağı ve dönüşümlü bir şekilde kurucu ülkeler tarafından yönetileceğini söylemişti. Merkezin yönetimi üç ay boyunca Irak yetkilerinin elinde olacak. Putin ve Irak dış işleri bakanı böylesi bir girişimin varlığını reddetmiş olsalar da Irak ordusu cumartesi günü anlaşmanın sağlandığını onayladı.

Suriye ise ABD liderliğindeki koalisyona karşı Rusya,Irak ve İran koalisyonunu savunuyor. Suriye dış işleri bakanı Rusya’nın ülkelerinin bağımsızlığına saygı duyduğunu, uluslararası yasalar içerisinde hareket ettiğini ve ABD liderliğindeki koalisyonun aksine Suriye ile işbirliği içinde olduğunu söyledi.

Suriye’de 2011 yılından beri 200 bin kişi hayatını kaybetti. ABD liderliğindeki koalisyon ise Ağustos ayında Irak ve Suriye’ye 5800 hava saldırısı gerçekleştirdi.

Ezidi’lerden IŞİD’e Soykırım Davası

ezidi41
Ezidi hakları gruplarından aktivistler Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni (ICC) IŞİD’in katliamlarını
soykırım olarak kabul edip araştırmaya zorluyor. 25 Eylül’de Özgür Ezidi Derneği ve Uluslararası Yazda üyeleri ICC savcısı Fatou Bensouda ile görüşerek IŞİD’in yezidilere yönelik katliamlarını özetleyen raporlarını sundu.

IŞİD’in Ezidilere yönelik katliamları daha önce de belgelenmişti. Ancak Uluslararası Yazda’nın kurucusu Murat İsmail raporun IŞİD’in elindeki esir Ezidilere uyguladığı insanlık dışı muamelesini çok daha kapsamlı bir biçimde belgelediğini söylüyor. Uluslararası kamuoyunu ve ICC’yi Yezidilerin uğradığı katliamları görmezden gelmemeye çağırıyor; katliamdan, tecavüzü geniş bir yelpazede insanlık suçları işleyen IŞİD üyelerinin hangi ülke vatandaşı oldukları gözetilmeksizin yargılanmasını talep ediyor.

Halen daha binlerce Ezidi kadın IŞİD’in elinde seks kölesi olarak tutuluyor. IŞİD, ‘şeytana tapanlar’ olarak nitelediği kadim Ezidi dinini yok etmek istediğini daha önce de açıklamıştı. Geçen yıldan beri 400 bin Yezidi yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kaldı, binlercesi katledildi ve binlercesi hala seks kölesi olarak satılmakta.

Yunanistan’da Seçimleri

332eb431-f021-4eb2-8b0a-19085c0b519d-2060x1236

SYRIZA pazar günkü seçimlerde oyların yüzde 35,5’ini alarak sandıktan birinci çıktı. SYRIZA’dan
ayrılan Halk Birliği ise yüzde 3’lük barajın altında kalarak mecliste temsiliyet hakkı kazanamadı. SYRIZA’nın koalisyon ortağı ANEL’de yine mecliste yerini aldı. Aynı zamanda neo-Nazi Altın Şafak yüzdesini de artırmış bulunuyor. Bu da Altın Şafak tehlikesini işaret ediyor.

Sandıktan AB’ye teslim olan ve memorandumu imzalayan SYRIZA’nın çıkması önceki seçimlerdeki havayla taban tabana zıtlık gösteriyor. Maalesef geçen seçimlerde troyka tarafından dayatılan politikaları ve bunların yıkıcı sonuçlarını reddeden milyonların sandıktan tekrar SYRIZA’yı çıkarması, bunun yanında Ocaktaki seçimlere göre 773 bin daha az oy kişinin oy kullanmaya gitmesi Yunanistan’ın içinde bulunduğu siyasi krizin ve Yunanistan işçilerinin umutsuzluğunun bir göstergesi. Siyasi sahnedeki hayal kırıklığının diğer bir göstergesi ise Merkezciler Birliği’nin oyların yüzde 3.4’ünü almış olması. Partinin yaptığı açıklamalar bu zamanda kadar komediden öteye gidemezken şimdi ‘anti-politik’ oyların çıkış kapısı olmuş durumda.

SYRIZA ise oynadığı kumarı kazandı. Stratejisini memorandumu önlenemez ve kaçınılamaz bir şey olarak göstermek üzerine kurmuştu. Oynadığı kumar ise hangi sistem partisinin (ve başbakanının) memorandumu uygulayacağından ibaretti. Kampanyasında imzaladığı anlaşmadan ve teslimiyetinden hiç bahsetmeyen Çipras, yapılabilecek tek seçimin kendisi ile merkez sağ parti Yeni Demokrasi lideri Vangelis Meimarakis arasındaymış gibi gösterdi. Sandıktan tekrar Çipras’ı çıkması halkın ‘kötünün iyisini’ seçmiş gibi görünüyor. Ancak SYRIZA’nin başarısı sadece meclisin memorandum yanlısı güçlerin hükmü altına girmesi değil, aynı zamanda yeni anlaşmalar, neoliberal reformlar ve yıkıcı kesintiler anlamına da geliyor.

ETA Liderlerinin Fransa’da Yakalandığı İddiası

İspanya’nın Bask Bölgesi’nin bağımsızlığı için mücadele eden ETA’nın lider kadrosunun Fransa’da yakalandığı iddia ediliyor. El Pais gazetesinin haberine göre İspanya jandarmasıyla hareket eden Fransız polisinin ETA’nın en üst düzey yöneticileri olan David Pla ve Iratxe Sorzabalın göz altına alındığı iddia etti. Gazete ayrıca iç işleri bakanlığının da göz altıları doğruladığını ve daha fazla göz altıların devam edeceğini söylediğini belirtti. Pla ve Sorzabal’ın 20 Ekim 2011de ETAnın silah bırakma metnini okuyan yüzleri kapalı şahıslar olduğu düşünülüyor.

Kolombiya FARC Anlaşması

colombia_farc-rebels-march-in-la-macarenapreview

Kolombiya başbakanı ve FARC gerilla grubunun komutanı arasında Küba başkanı Raul Castro’nun da katılımıyla anlaşma yapıldı. El sıkışan iki lider 51 yıldır devam eden gerilla savaşının 6 ay içerisinde sona erdirmeye hazırlanıyor. Çarşamba günü Havana, Küba’da gerçekleşen anlaşma Latin Amerika’nın en uzun savaşının sona erdiğini gösteriyor. Küba başkenti 2012’de başlayan barış görüşmelerinde de bulunmuştu. Ancak görüşmeler bozulan ateşkeslerle sekteye uğramıştı.

FARC yani Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri 1960’ı yıllarda Kolombiya Komünist Partisi’nin silahlı kanadı olarak kurulmuştu.

DÜNYA SOKAKLARI:

Meksika

meksikanin-devrimci-okullarid2951032136d121f75c5

Cumartesi günü binlerce kişi Meksika’nın başkentinde devlet güçlerinin 43 öğrenciyi ‘kaybetmesinin’ birinci yıldönümünde anmak için yürüdü. Kitlenin en önünde ise kayıp öğrencilerin aileleri vardı. Siyah Meksika bayrakları taşıyan kitle ‘Adalet istiyoruz’ sloganlarıyla yürüdü. Sadece başkentte değil tüm ülke de ve dünyada Ayotzinapa kayıpların için adalet isteyenler sokaklardaydı. 48 saat öncesinde açlık grevlerine başlandı. Meksico Cityde gün boyunca sendikalar ve gençlik örgütlerinin destek verdiği etkinlikler ve eylemler devam derken akşam saatlerinde büyük kitleler sokağa çıktı. Üniversite amfilerine kaybedilenlerin isimleri verildi, sokak ve meydanlardaki fıskiyelerin sularına iktidarın elindeki kanı sembolize etmek için kırmızı boya karıştırıldı ve yüz binler akşam saatlerinde sokağa çıktı.

Kaybedilen öğrencilerden sadece birinin bedenine ulaşıldı. Araştırma devam ederken yine devlet güçleri tarafından katledildiği düşünülen 11 öğrencinin daha bedenine ulaşılmıştı. Meksika halkı Ayotzinapa’nın bardağı taşırdığını söylüyor, son olması için mücadele ediyor. Geçen yıl olay yaşandığından beri Meksika sokakları boşalmıyor, devlete olan tepki büyüyor.

 26 Eylül’de Iguala bölgesinde Ayotzinapa okulundan 100 öğrenciyi taşıyan otobüsler polis ve başka silahlı kişiler tarafından saldırıya uğradı. Öğrenciler Mexico City’de yaklaşan bir eyleme katılacaklardı. Saldırıda 3 öğrenci ve çevrede bulunan 3 kişi öldü. Saldırıdan sağ kurtulanlanlar ilerleyen günlerde sınıf arkadaşlarını aramak için hapishanelere ve karakollara gitti. Başlatılan araştırma da toplu mezarlar bulundu, mezarlarda 28 kişinin bedeni bulunuyordu.  Ancak şimdiye kadar sadece bir öğrencinin kimliği tespit edildi.

Devlet güçleri tarafından katledilen bu 43 öğrenci ne ilkti ne de son olacak. Meksika’nın tarihi aynı Türkiye gibi bu şekilde katledilen yüzlerce öğrenciyle dolu. Olayla ilgili daha kapsamlı bir yazı için Derya Koca’nın yazısını okuyabilirsiniz:

http://bolsevik.org/guncel/ayotzinapa%E2%80%AC-icin-yuzbinler-yurudu-derya-koca.html

Paraguay

Devlet okullarından ve özel okullardan 10 bin lise öğrencisi ayrımcılığın olmadığı daha kaliteli bir eğitim hakkı için başkentte öğretmenleri eşliğinde yürüdü. Eyleme üniversitelerden de destek geldi. Öğrencilerin talepleri okulla ilgili araç gereçlerin dağıtımının daha eşit olması, öğretmenlerin daha iyi eğitilmesi,okullardaki altyapının iyileştirilmesiydi, okullarda daha iyi beslenme sağlanması, ve eğitime harcanan miktarın yüzde 4’ten yüzde 7’ye çıkartılmasıydı.

İrlanda

1393428020-anti-abortion-protest-outside-spanish-embassy-in-ireland_3878342

Tercih Hakkı’ isimli yürüyüş 26 Eylül günü kadınların kürtaj yaptırmasına ciddi sınırlamalar getiren yasanın kaldırılması için gerçekleşti. İrlanda’da 1983’te yürürlülüğe giren yasa, doğmamış çocuğun hayatının annesinin hayatı kadar önemli olduğunu söylüyor; tecavüz, ensest ve ceninde hayati tehlike yaratacak anormallikler de bile hamileliğin bitirilmesini yasa dışı sayıyor. İstatistiklere göre her gün 10 kadın kürtaj yaptırmak için İngiltere’ye gitmek zorunda kalıyor.

KATEGORİLER
ETİKETLER