Dünya Kupası Brezilya’daki Kadar “Tat” Vermiyor-Çağın Erdinç
Dünya kupası bu yıl Rusya’da yapılıyor. 4 yılda bir yapılan turnuvanın önceki organizasyonu Brezilya’da gerçekleşmişti. Brezilya’da büyük olaylara sahne olan turnuva, Rusya’da sadece sportif konuların öne çıktığı bir organizasyon olarak devam ediyor. Dünyada futbolun belki de en çok sevildiği ülke olan Brezilya’daki Dünya Kupası’nda siyasetin futboldan daha çok konuşulup futbolun Brezilya’ya göre daha az önemsendiği Rusya’da futbolun öne çıkması bir çelişki mi?
Kesinlikle değil! Brezilya’da futbol her şeyden çok seviliyor; fakat ülkedeki yoksulluk emekçilerin canına tak etmişken Dünya Kupası için harcanan milyon dolarlar bardağı taşıran son damla olmuştu. Rusya’nın görece daha “zengin” bir ülke olması ve Putin’in muhalefete adım atma imkânı vermemesi sebebiyle Rusya’da benzer protestoları görmedik. Zaten Dünya Kupası’nı organize etme hakkının Rusya’ya verilmesi tesadüf değil. Dünya üzerinde muhalefetin bu kadar sindirildiği kaç ülke var? FİFA, Brezilya’dan büyük dersler çıkartmış olacak ki, bu yıl “hata” yapmadı. Örneğin organizasyon Yunanistan’a verilseydi, muhtemelen protesto gösterilerinden dolayı turnuva gerçekleşmeyecekti. 4 yıl önce de böyle olmadı mı? Turnuvanın açılış maçında göstericiler polise havai fişekle saldırıyordu; TRT spikeri yayına kadar gelen sesleri “Brezilya’da coşku devam ediyor; halk havai fişeklerle turnuvayı karşılıyor. Stadyum dışındaki kutlamalar sürüyor” diyerek kotarmaya çalışmıştı. Halbuki o sırada ışıldayan gökyüzü değil Brezilya polisiydi!
O zamanlar FIFA da TRT gibi durumu kurtarmaya çalışıp protestolardan hiç söz etmemişti. Zira “yılanın başı” kendileriydi. Şöyle düşünün: FIFA, organizasyonu yapma hakkını bir ülkeye verdiğinde o ülkeye “stadyum standartları” getiriyor. Stadyum inşaatlarına milyar dolarlar harcanıyor. Emekçilerin cebinden çalınan paralar stadyum inşaatlarına yatırılıyor.
Bir sonraki (2022’de) Dünya Kupası organizasyonu Katar’da yapılacak. Bu da tesadüf değil. FİFA yine “protesto potansiyelinin” en az olduğu ülkeyi seçti; fakat Katar’da şimdiden yoksulların cepleri de canları da talan ediliyor. Bugüne kadar inşaat çalışmalarında birçok işçi hayatını kaybetti. Katar, işçi ölümlerini gizlediği için sağlıklı bilgi alınamıyor. Hatta Katar yönetimi, 2015 yılında şaka gibi bir açıklama yapmış “Katar’da çalışmaktayken ölen göçmen işçilerin hepsinin ölümlerinin yaptıkları işle ilgili olduğunu” belirtmişti. Yani Katar yönetimi “Ölüm işçilerin kaderinde var” dedi. (Açıklama tanıdık geldi mi?)
İnşaatların başladığı ilk yıldan (2015) bu yılın Haziran ayına kadar Katar’da 1.200 işçinin hayatını kaybettiği söyleniyor. (Bu rakam Washington Post gazetesinde yayınlandı) Aynı gazetenin öngörüsüne göre tüm stadyumlar tamamlandığında ölen işçi sayısı 4 bini bulacak.
Stadyumların çoğunda göçmen işçiler çalıştırılıyor. Katar’da göçmen işçileri daha fazla çalıştırmak ve öldürmek için “kafala” yöntemi uygulanıyor. Kafala yöntemini en basit şekilde şöyle anlatabiliriz: Göçmen işçilerin ülkeyi terk etmesi yasak. Yani, stadyumlar bitene kadar işçiler köle gibi çalışmaya mecbur bırakılıyor. Bu sistemin kalkacağı söylendi fakat henüz konuyla ilgili net bir bilgi yok.
Bir Erdoğan Arıkan Klasiği: Cinsiyetçilik!
Rusya’da turnuva sessiz sedasız devam ederken TRT yine yaptı yapacağını. TRT’nin spikeri Erdoğan Arıkan Rusya- Suudi Arabistan maçında “Bu maçın şöyle bir özelliği var. Top toplayıcıların tamamı kız ve zaman zaman hata yapmaları normal” dedi. Zihniyete bakar mısınız? Bir de utanmadan kadınlara hakaret ediyor!
Sonuç
Bu yıl Dünya Kupası’nda muhalif sesler duyulmadı ama sportif anlamda hegemonya kırılacak gibi görünüyor. Almanya ve Brezilya ilk maçlarında çok kötüydü. İspanya, Fransa, Portekiz ve Arjantin vasatı aşamadı. Şu ana kadar fırtına gibi esen tek takım Meksika ve Almanya maçındaki oyununu istikrarlı bir şekilde sürdürürse en az yarı finali görür.
Kupayı kim alır bilemeyiz ama FIFA’nın “standart” dayatması devam ederse asıl goller önümüzdeki yıllarda endüstriyel futbolun kalesine atılacak gibi görünüyor.