Devlet, Kadın Cinayetlerini Sadece İzliyor
Türkiye gündemi, 15 yıl içinde kat kat artan kadın cinayetleri haberleriyle dolu. Bu cinayetlerin çoğunluğu göz göre göre yaşanıyor. Kadınlar defalarca devlet kurumlarına başvurup ihbarlarda bulunsa da, koruma istese de devlet cinayetlerin gerçekleşmesini sadece izliyor.
“Seni öldürür öyle hapse girerim” diyenler elini kolunu sallayarak sokaklarda dolaşmaya; öldürmeye teşebbüs ettiği kadınları tehdit etmeye, katletmeye devam ediyor.
Yaşadıklarını haberleştirmemiz için bize ulaşan S.K. da bunlardan biri. Denizli’nin Pamukkale ilçesinde elektrik teknikeri olarak çalışan S.K.’nın geçen yılın ekim ayında Süleyman K. ile evlenmesinin ardından hayatı bir kabusa dönüyor: “Evliliğimizin 20’nci gününde beni evde çeşitli bahaneler üreterek darp etti. Beni, yüzüne kezzap atılan şakıcı Bergen’in hayatını anlatarak tehdit ediyordu. Onun gibi yapacağını söylüyordu. En son dövdüğünde polisi arayıp yardım istedim. Polis eşliğinde evden çıkıp, kadın sığınma evine yerleştirildim. Babam onun yüzünden atak geçirip, yoğun bakıma alındı ve hayatını kaybetti. Ablamın otomobilini bile kurşunlattı. Bunu da bir arkadaşımı arayıp, itiraf etmiş. Beni ve yakınlarımı öldüreceğini söylemiş, ses kayıtları var. Polis tarafından her şikâyetimde alınıyor ancak hemen bırakılıyor. Polis tarafından götürüldüğüm kadın sığınma evini bile bulup geldi. Otomobiliyle önünde bekledi. Kurum yetkililerinin şikâyetiyle gözaltına alınıp tutuklandı, 40 gün cezaevinde kaldı. Şimdi dışarı çıktı. Çıkınca ilk işi beni yine tehdit etmek oldu.”
S.K., sosyal medya üzerinden Süleyman K. tarafından “Allah’ın hakkı üçtür bizde; ikisi maldan, sonuncusu candan derler. Aklınızda bulunsun”; “Beni bu saatten sonra sen bile değil, dünya gelse durduramaz. Çünkü zaman geçti, sabır da bitti, yeter” gibi paylaşımlarla ölümle tehdit ediliyor. Boşanmak istediği için ölüm tehdidi altında yaşamak zorunda kalan S.K., devlet bu süreci sadece izlediğini bize şu sözleriyle göstermiş oluyor: “Geri dönmem için beni ve ailemi sürekli tehdit ediyor. Ben bu adamdan kurtulmak istiyorum. Koruma kararlarına rağmen, tehditlerine devam ediyor. İlla benim ya da ailemden birinin ölmesi mi gerekiyor? Ben şu anda saklanarak hayatımı devam ettirmeye çalışıyorum. Ölüm korkusu yaşıyorum ve özgürlüğüm elimden alındı. 2.5 aydır saklanıyorum, sokağa çıkmaya korkuyorum. Koruma kararları hiçbir işe yaramıyor, kağıt parçasından başka bir şey değil. Ben kadın cinayetlerinde yer almak istemiyorum, yetkililer ben öldürülmeden önce bir şey yapsınlar artık.”
AKP sadece kadını tamamen erkeğe tabi kılan anlayış ve değerleriyle değil, geliyorum diye bağıran kadın cinayetlerini engellemek için hiçbir adım atmamasıyla, katillere sağlanan iyi hal indirimleriyle bu cinayetlerin zeminini hazırlıyor.