COVİD-19 ile mücadele kapitalizmle mücadeledir: Krizler yaratan sisteme emekçiler son verecek!
İşçi sınıfının uluslararası birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs’a, bu yıl COVİD-19 salgınıyla birlikte uluslararası arenada olağanüstü koşullarda gitmekteyiz. Salgının başlangıcından bu yana geçen süreç bizlere, hükümetlerin emekçi halkların sağlığını gözeten tedbirler almak yerine kapitalistlerin kârlarını korumak yolunda önlemlere başvurduğunu göstermekte. Aynı şekilde, salgın öncesi sürmekte olan kapitalist ekonominin dünya krizi COVİD-19 ile beraber daha da derinleşti. Bunun karşısında da hükümetler zaten düşük olan ücretleri daha da düşürerek, işçileri ücretsiz izne çıkartarak ya da toplu işten çıkarmaların önünü açarak krizin faturasını emekçilere ödetmeye çalışmaktalar. Pandemiden en çok etkilenenler emekçiler ve ezilenler olurken, yine salgının sosyal ve ekonomik sonuçlarının en ağır bedeli dünyanın ezilen, sömürülen ve güvencesiz kesimlerine yüklenmek isteniyor.
Bu uluslararası sürecin bir kopyası da Türkiye’de yaşanmakta. AKP hükümeti şu ana kadar açıkladığı paketlerle patronlara “kalkan” vazifesi görürken, toplumun sömürülen ve ezilen kesimlerine daha fazla işsizlik, yoksulluk ve güvencesizlik vadetmekte. Patronlara kredi, vergi ve prim destekleri açıklanıp kamu kaynakları kapitalistler için seferber ediliyor. Öte yandan “işten çıkarmalar yasaklanıyor” yalanıyla ücretsiz izne meşruluk kazandırılıp emekçiler 1170 TL sefalet ücretine mahkûm ediliyor. “Biz bize yeteriz” diyen yetkililer kamusal hizmetlere hiçbir kaynak ayırmazken, emekçilerin devlete bağış yapmasını temenni ediyor. Yine “evde kal” söyleminin ardına sığınılarak zorunlu olmayan sektörler dışında da üretim durdurulmayarak işçiler çalıştırılmaya zorlanıp yaşamları risk altına sokuluyor. Bunun yanında kadınlara yönelik ev içi şiddet yükseliyor, kadınların bakım ve ev içi emek yükleri artıyor.
Tüm bu süreç COVİD-19 pandemisiyle mücadelenin, kapitalizme, onun sömürü politikalarına ve yarattığı sosyal eşitsizliklere karşı mücadeleyle iç içe geçtiğini göstermektedir. Bu da salt pandemi süresince değil, işsizliğin ve yoksulluğun derinleşeceği tüm kesimler tarafından öngörülen salgın sonrasında da emekçi sınıfın patronlardan bağımsız, acil talepleriyle bir mücadele hattının yaratılmasını zorunlu kılmaktadır. 1 Mayıs dönemi bu taleplerin görünür kılınması için bir fırsat olmakla birlikte, bu talepleri mümkün kılmak adına önümüzdeki ayları kapsayacak bir acil eylem planının da bugünden oluşturulması hayati önemdedir. Bu doğrultuda, başta sendikalar olmak üzere tüm emek yanlısı örgütleri aşağıdaki talepler etrafında bir araya gelmeye çağırıyoruz.
- Tam karantina koşullarının sağlanması için zorunlu olmayan sektörler dışında tüm üretim durdurulsun! Üretimin süreceği sektörlerin belirlenmesi ve bu sektörlerdeki iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin denetimi işçilerin de dahil olacağı bağımsız heyetler tarafından gerçekleştirilsin!
- Çalışanlara ücretli izin! İşten çıkarmalar ve ücretsiz izin uygulaması derhal yasaklansın! 1170 TL sefalet ücreti değil izne çıkarılan her emekçiye en az asgari ücret düzeyinde bir gelir!
- Kadına karşı şiddetin önlenmesi birincil sosyal koruma görevi haline getirilmeli! İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa derhal uygulansın! Karantina günlerinde acil bir ihtiyaç olan sığınakların sayısını, kapasitesini ve donanımını artırmak hem devletin hem de yerel yönetimlerin sorumluluğudur.
- İşsizlikle mücadele için patronlardan artan oranlı servet vergisi alınsın! İşsizlere insanca yaşamayı olanaklı kılacak bir yaşam geliri sağlansın! Başta sağlığa ve bakıma ilişkin hizmetler olmak üzere tüm temel kamu hizmetleri ücretsiz hale getirilsin! Tüm bunlara kaynak olması için büyük patronlardan servetlerine göre alınacak vergilerle ve köprü, otoyol gibi yap-işlet-devret modeli inşaatların kamulaştırılmasıyla bir fon oluşturulsun. Bu fonun kullanımı halkın denetimine tabi kılınsın!
Aşağıda imzası bulunan bizler, bu acil talepler etrafında, emekçilerin sermaye düzeninden bağımsız sınıf politikası doğrultusunda en geniş eylem birliğinin yaratılması gerektiğini düşünüyoruz.
Krizin faturasını emekçiler değil kapitalistler ödesin!
Krizler yaratan sisteme emekçiler son verecek!
***
Başlangıç Kolektifi
Emekçi Hareket Partisi
İşçi Demokrasisi Partisi
İşçinin Kendi Partisi
Sosyalist Demokrasi için Yeniyol
Sosyalist Emekçiler Partisi