CHP'nin Ne olduğunu Gösteren Kongre

5 Eylül, 2014
Kurultayların partisi CHP, bir kez daha olağanüstü kurultay yapıyor. Bugün başlayan ve yarın sürecek olan kurultay, bilindiği gibi Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçiminden galip çıkması üzerine Muharrem İnce tarafından başlatılan, kendisini şu sıralar solda gösteren, ama aslında ulusalcı olan muhalefetin partideki rahatsızlığı açığa çıkarması ile gündeme gelmişti. CHP uzunca bir süredir  sağa kayarak kazanma stratejisini uyguluyor. Partli liderliği, yerel seçimlerin ardından cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de Ekmelettin İhsanoğlu’nu aday göstererek bu politikasında ısrarcı olduğunu göstermişti. Ancak AKP karşısında üst üste alınan seçim mağlübiyetleri, Kemal Kılıçdaroğlu’nu sallasa da yola yine onunla devam edilecek. Zira olağanastü kongrede Kemal Kılıçdaroğlu ile bilirkte parti başkanlığına aday olan Muharrem İnce, oy kullanan 1181 delegenin 415’ini, Kılıçdaroğlu ise 740’ını aldı.
Şimdi CHP’nin de AKP’nin de önünde gözünü diktiği Haziran 2015 seçimleri var. AKP şayet bu seçimlerden ezici bir galibiyet daha alırsa başkanlık rejimi ve “ Yeni Türkiye” projesi adına büyük mesafe alacak. Tabii ki bu durum, CHP adına çok daha büyük bir kriz demek. 2015 Haziran seçimlerinde CHP anlamlı oy artışları sağlayamazsa Kılıdaroğlu için bu seçim, genel başkan olarak girdiği son seçim olacak. Tabi CHP gibi bir partide sıranın kendisine gelmesini bekleyen birileri, ellerini ovuşturup bu mağlübiyeti bekliyor olacak. CHP, böyle bir parti zira. Sabahki durum delege imzalarına göre Kılıdaroğlu 915, İnce 174 şeklindeydi.Akşam yapılan gizli oylamada ise sonuç epey değişti. Kılıçdaroğlu 740, İnce 415. Bu sonuç bile delege yapısının kaypaklığını ortaya koyuyor. 204 delege kendisini KK taraftarı gibi göstermiş ama Kılıdaroğlu’na değil İnce’ye oy vermiştir. Zira Onlar milletvekilliği hesapları yapıyorlar. Çıkıp da mertçe politik tutum takınacak değiller. Çünkü CHP, kariyer odaklı politikacıların partisidir. Bu yüzden 204 delege de partinin azınlıkta kalacağı belli olan muhaleftiyle beraber gözükmek istememiştir. KK, rakı masasında politika yapıp elitist takılanlara verip veriştirse de bu özellik partinin tepeden tırnağına kadar işlemiş durumda. Çalışmaz, halka tepeden bakar, biribirinin kuyusunu kazar, okumaz ama her daim çok bilmiştir, yeri geldiğinde yolsuzluk da sıkça görülür, “biz” değil “ben” vardır, birinin kuyruğuna basarsan soluğu karşı kampta almaktan çekinmez…
CHP, TC devletini kuran parti olarak muhalefette de olsa egemen sınıflar katında başat bir güçtür. Bu yüzden de CHP’de neler olacağı emperyalist kapitalist sistemi de ilgilendirmektedir. Bir süredir pek güven vermeyen AKP’ye karşı emperyalist kapitalist sistem, CHP’ye şekil vermeye çalışmaktadır. CHP ve KK’nın ABD ile kurduğu ilişkiler gözlerden kaçacak gibi değildir. Sağa açılarak büyüme stratejisinin akıl hocaları da bu egemen güçlerdir. CHP sadece ABD ile değil; AB, TÜSİAD ve Gülen cemaati ile de sıkı bağlar kurmuştur. Bu güçlerin CHP’de olup bitenleri sadece izlemekle yetineceğini düşünmemek gerekir. Kaldı ki geçmişte Baykal’a yapılan operasyon da bu güçlerle ilintilidir. Milliyetçi çizgisiyle Kürt sorununda tıkama yapan Baykal ve ulusalcı çizginin tasfiye edilmesi gerekiyordu. Yani, KK’nın alternatifinin İnce, Baykal, Sav, Birgül Ayman Güler gibi ulusalcı kanat olduğunu da akıllardan çıkarmamak gerekiyor. Bu çerçevede KK’nın bugünkü kongrede çözüm sürecine kesinlikle devam edilmesi gerektiğini, silahların susmasını ve yerel yönetimlerin demokratik özerkliğini vurgulaması bu anlamda değerlendirmek gerekiyor. CHP’de liberal ve merkez kanadın ağır basmasıyla ulusalcı kanadın ağır basması arasında emekçi halka açısından umut yaratan bir değişiklik beklenemez.
Öte yandan halk maalesef seçeneksiz kalınca CHP diyor. Gezi ruhununu yansıması olanOccupy CHP, bu çırpınışın, alternatifsizliğin ifadesidir. Sokak sokak AKP’ye direnen gençlik, büyük bir politik seçeneksizlikle karşı karşıya. Oysa kitlelerin devrimciler-sosyalistler gibi başka alternatifleri olsaydı CHP gibi bir kokuşmuşluğa kimse yanaşmazdı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Demirtaş önemli bir çıkış yapmıştı. Bu, CHP’yi de sıkıştıracak önemli bir adımdı, ama devamının gelmeyeceği HDP’nin Edoğan’ı ayakta alkışlamasıyla da belli oldu. CHP de aslında bu yüzden rahat. HDP sola kaymış olsaydı, kaçınılmaz olarak CHP de kendi çapında sola kaymak durumunda kalacaktı.
Bugün ise CHP’yi değil, ama çaresizlikten CHP’ye yönelen emekçileri önemsemek zorundayız. Bu yüzden CHP’nin etrafında umutla bekleşen emekçilere ve gençlere CHP’den hayır gelmeyeceğini anlatabilmenin en iyi yolu sosyalist solun aktif alternatifleri büyütmesi olacaktır. Bunu başarmak için ise bize, tipik bir burjuva partisi olan CHP’nin bu özelliklerinin tam tersi lazım. Bize, bir mücadele partisi lazım, savaşacak, çıkarsız, hesapsız…Yeni bir ülke ve yeni bir dünya kurmak için…Kitlelerde gelecek adına büyük bir umut ve mücadele azmi yaratacak olan, heyecanlı ve sürükleyici…
KATEGORİLER
ETİKETLER